06.06.2022 - 07:08 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr - 31 yaşındaki İngiliz televizyon ünlüsü Gemma Collins, şimdilerde İngiltere'de 'The Only Way Is Essex (TOWIE) ' adlı bir reality şovda yer alıyor. Dönem dönem sosyal medya paylaşımlarıyla sıkça konuşulan Collins, başına geldiğini iddia ettiği doğaüstü olaylar yüzünden gündemin üst sıralarında kendine yer buldu. İngiltere'nin meşhur yüzlerinden biri olan Gemma Collins'in hayatı onun iddiasına göre bir günde ansızın değişti. Gemma Collins bir gece evinde yalnızdı. Aslında her şey yolunda gidiyordu. Ta ki Collins'in evden garip sesler duyduğu ana kadar. Collins önce bu seslere aldırış etmedi, hayatına kaldığı yerden devam etti. Ancak anlam veremediği bu sesler birkaç gece boyunca gelmeye devam edince büyük bir tedirginlik yaşadı. Ne yapacağını şaşıran Collins çareyi bir medyumun kapısını çalmakta buldu.
Soluğu spiritüel uzmanda alan Collins, bu alanda İngiltere'de meşhur olan Nicola Palmer'a başvurdu. Ünlü televizyoncu evinde çekmece gıcırtısına benzeyen sesleri medyuma büyük bir kaygıyla anlatmaya başladı. Collins'i sakince dinleyen Nicola Palmer ise daha önce İngiltere'nin Essex bölgesinde başka kişilerin de bu tarz sesler duyduğunu söyledi ona. Palmer, bu garip sesleri duyan birçok bölge sakininin 'ruhlarının temizlenmesi' için telefonla kendisini aradıklarını söyledi.
RUHLA İLETİŞİM KURABİLİYOR
Olayı derinlemesine inceleyen medyum Nicola Palmer, Rami Hawash ile nişanlı olan Gemma Collins'in evinde bir misafir bir ruh olduğunu ve Gemma ile birlikte yaşamayı kabul ettiğini söyledi. Ruhların kişilere değil aslında taşınmazlara bağlı olduğunu söylene Palmer aslında Collins'in evindeki ruhun daha Collins'ten daha çok onun evine bağlı olduğu yönünde bir iddia attı ortaya.
RUHUN KALMASINA MÜSAADE ETMİŞ!
Spiritüel uzman Nicola Palmer, “Herhangi bir taşınmaza yeni biri taşındığında ve bir şeyleri değiştirmeye başladığında, o ruhun hoşnutsuz olduğunu çünkü orada onlarca yıldan fazla yaşayabildiğini görüyorsunuz. Gemma Collins'in evinde yaşayan ruh başlangıçta onun orada olmasından hoşlanmadı çünkü ev dönüştürülmüştü. Evde bazı şeyler değişmişti. Ancak Gemma Collins evde farklı ruhların yaşayabileceği gerçeğini hızlıca kabul etmiş ve hatta o ruhun yaşamasına müsade etmişti" diyerek Collins'in evinde yaşayan ruha orada kalması için açıkça müsade ettiğini söyledi.
Gemma Collins'i olay sonrasında birkaç kez yine gördüğünü söyleyen Nicola Palmer, Gemma'nın ruhlara oldukça alıştığını hatta onlarla iletişim kurmak istediğini ve hayatının bundan sonraki süreciyle ilgili neler olup biteceği hakkında bilgi almak istediğini söylediğini belirtti. Ancak ne yazık ki böyle bir durum yaşanmadı. Gemma Collins, evinde yaşayan ruha izin verdi ancak onunla iletişim kurmadı.
PERİLİ BAR'A HOŞ GELDİNİZ
Gemma Collins'in başına gelen bu korkutucu olay ülkede bir ilk değil. Daha önce de pek çok kez böyle haberler yansıdı basına. İngiltere'de yaşanan bir başka acayip ruh vakası ise 11. yüzyılla bağlantılı. Cambridgeshire'da 11. yüzyıldan kalma bir barda yıllar önce ülkenin en trajik olayı olarak adlandırılabilecek bir durum yaşandı. Yıllar önce yaşanmış karşılıksız bir aşkın esintilerinin hissedildiği Cambridgeshire'daki barda bazen müşteriler orada durmakta zorluk çekiyor.
Tarihler 17 Mart 1050'yi gösterdiğinde henüz 17 yaşında Juliet adında genç bir kız, Tom Zoul adında bir ormancıya tutkuyla aşık oldu. Ne yazık ki Tom Zoul, genç kızın sevgisine karşılık vermedi ve kalbi kırık Juliet, Tom'un işe giderken cesedini görmesi için kendini onun yolunun üzerindeki bir ağaca asarak yaşıma son verdi. Juliet'in adı bir levhaya yazılsa da genç kızın bir mezarı hiçbir zaman olmadı. Yıllar sonra bu levhanın bulunduğu bölgeye bar açıldı. Bugün barın ortasında insanların üzerine basmaktan çekinmediği büyük bir levha duruyor. Levhanın anlamını bilenler bunun karşılıksız kalmış bir aşkın kanıtından daha fazlası olduğunu biliyor. Yolu Juliet'in levhasının olduğu The Old Ferry Boat Inn adlı bara düşenler, içeride bir ruhun dolaştığından ve sanki birilerinin onları izlediğinden neredeyse eminler. Hatta bar çalışanlarından Jamie Toms, 2019'da barla ilgili verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
"Barda olan ve insanların gerçekten açıklayamadığı birçok şey var. Sanki bazen sen 'İyi geceler Juliet' demedikçe ışıklar sönmeyecek. Bazen burada tek başınayken, patlamalar ve kapıların açılma sesleri gibi şeyler duyarsın. Hiçbir hayalet görmedik ama bazı misafirler ve müşteriler, barda birinin onları izlediğini hissettiklerini veya ısıtma tam açıkken bile çok üşüdüklerini söylediler"
GÖKYÜZÜNDE BÜYÜKANNESİNİ GÖRDÜ!
İngiltere'de yaşanan bir başka hayalet vakasında bu kez baş kahraman Natalie Doig isimli bir kadındı. Doig, 87 yaşındaki büyükannesi Gwendoline Shorter'ı kısa bir süre önce kanserden kaybetmişti. Büyükannesinin ölümünden kısa bir süre sonra bazı ilginç olaylar yaşamaya başladı. Natalie Doig ve ailesi için çok önemli bir yere sahip olan büyükanne Gwendoline Shorter hayatını kaybettikten sonra bile ailesinin üzerinden elini çekmedi. Bir gün ev temizliği yaparken büyükannesini düşünen Natalie Doig gökyüzüne baktığını ve bir anda gökyüzünde büyükannesinin silüetini gördüğünü söyledi. Emin olmak için tekrar tekrar gökyüzüne bakan Natalie Doig, "Büyükannem beni gökyüzünden izliyordu ve eminim temizliği doğru bir şekilde yaptığımı düşünüyordu" dedi. Natalie Doig, büyükannesinin ölümünden sonra onlara kurduğu ilk iletişimin bu şekilde olduğunu düşündüğünü de sözlerine ekledi.
Gökyüzünde büyükannesinin silüetini gören Natalie Doig'in çektiği fotoğrafa bakacak olursak oldukça haklı görünüyor ancak elbette bilim bunu 'pareidolia' olarak açıklıyor. 'Pareidolia' durumunda kişiler karşılaştıkları nesneleri farklı bir şekilde algılıyor. Bulutları nesnelere ya da kişilere benzetmek, cansız nesneleri insan yüzüne benzetmek en sık karşılaşılan örnekler arasında. Önceki psikolojik bir rahatsızlık olarak değerlendirilen 'pareidolia' günümüzde ise sıradan bir insan davranışı olarak görülüyor. Diğer hayaletleri bilemiyoruz ama Natalie Doig'ın başına gelenler 'pareidolia' ile rahatlıkla açıklayabiliriz.