02.05.2023 - 10:25 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Daniel Rakowitz, 1960 yılında ABD, Missouri, Fort Leonard Wood'da dünyaya geldi. Teksas'ın küçük Rockport kasabasında büyüdü ve burada bir şerif yardımcısı olan ve onu psikiyatri hastanelerine yatırdığını iddia ettiği babası tarafından büyütüldü. Sıkıntılı bir çocukluk geçiren Rakowitz'i ABD, New York'taki komşuları, gittiği her yere evcil bir horoz götüren ve düzenli olarak insanları kendi dini tarikatına '966 Kilisesi'ne davet eden biri olarak tanımlıyordu.
'HİTLER'E TAPIYORDU'
Komşularına göre Rakowitz'in son derece tuhaf biri olduğu her halinden belli gibiydi. Hitler'e tapıyordu ve onu tanıyıp gören herkes hayvanları öldürmekten hoşlandığını söylüyordu. Komşularından Jerry, 1989'da onun için şunları söylemişti:
"Daniel hayvanları öldürmeyi severdi, sürekli olarak evcil hayvanlarını öldürürdü. Onun bir sürü kedisi olduğunu gördüm bir sürü... Öldürdüğü üç köpeği falan vardı."
Rakowitz, 1985'te Teksas'tan New York'a taşındı ve iki yataklı bir apartman dairesinde yaşayan ve kısa süre sonra onların yanına taşınan Sylvia ve Shawn çiftiyle tanıştı. Ev sahibesi Sylvia, tuhaf inançları hakkında sık sık saçma sapan sözler söylediğini, ona "Ben Lordların Efendisiyim" ve "1992'de takipçilerim yönetimi devralacak" dediğini söylemişti.
'ONU ÖLDÜRECEĞİM'
Çift daireden taşındığında Rakowitz, onu evden atacaklarından korktu. O sırada İsviçre'den 26 yaşındaki dansçı Monika Beerle ile tanıştı ve mülkün kira kontratına onun adını yazdırdı. Ancak Beerle, Rakowitz'e daireden çıkmasını istediğini söylediğinde çok sinirlendi ve Rakowitz bu istekten sonra onu öldürmekten bahsetmeye başladı. Sylvia bu anları, "Daniel bütün gün bunu yaşardı. 'Onu öldüreceğim' derdi ve beş dakika sonra, 'Hayır, onu seviyorum ve öldürmeyeceğim' diye düzeltirdi" diyerek anlatmıştı.
İlk başta Sylvia onu ciddiye almadı ancak 17 Ağustos Perşembe günü Rakowitz ona ertesi gün Beerle'yi öldürmeyi planladığını söyledi ve cesedi ortadan kaldırmak için ondan yardım istedi. Sylvia, onun deli olduğunu söyleyerek hiçbir konuda yardımcı olmayacağını net bir şekilde ifade etmişti. Ancak Rakowitz gerçekten gergindi, korkmuştu ve evsiz kalmak onu çok endişelendiriyordu. Bütün bu yaşananlardan sonra Sylvia ertesi gün daireyi ziyaret etmedi, ancak cumartesi evin sokağına adım attığında bir şeylerin ters gittiğini anladı.
'MUTFAKTAKİ TENCEREDE KAFASI VARDI'
Daireye girdikten sonra Sylvia korkunç bir şey keşfetti. Ocağın üzerinde bir tencere vardı ve tencerede Monika'nın kafası vardı. Tamamen yanmıştı ve gözleri kapalıydı. Daha sonra neler bulduğunu hatırlayan Sylvia devam etti:
"Banyonun en ucuna kadar yürüdüm, içeri girmedim. Küvette göğüs kafesine benzeyen bir şey gördüm, her şey açıktı. Sadece kemikler, kaburgalar ve kan doluydu. Oradan hemen ayrıldım ve çok kötü titriyordum, kapıyı bile kilitleyemedim. Sonrasında kapıyı kilitledim çünkü bunu biri görürse diye düşündüm."
Sylvia, korkunç keşiften sonra daireden ayrıldı ve Rakowitz'i arayıp Tompkins Meydanı'nda buluşma ayarladı. Rakowitz, Sylvia'ya, Beerle'nin ondan taşınmasını istediğini, onunla tartıştıktan sonra Brooklyn'deki şeytani kiliseden bir arkadaşıyla birlikte olduğunu, ellerini kullanarak onu boğmaya devam etmeden önce genç dansçıyı uzatma kablosuyla boğduğunu söyledi. Korkunç ayrıntıları hatırlayan Sylvia, "Onu boğarak öldürmüştü ve öldüğünde, kafasını 10 kez ezdiğini ve 30'dan fazla bıçakladığını söyledi. Bana onun göğsünü oyma tahtası olarak kullandığını söyledi" diyerek duyduklarını aktarmıştı.
İDDİALARA GÖRE BEYNİNİ YEMİŞTİ
Shawn'a göre Rakowitz, küvette Beerle'nin kafasını, kollarını ve bacaklarını da kesti. Rakowitz sadece bunları yapmakla da kalmadı vücudunu parçaladı, iddiaya göre beynini yedi ve kalıntılarını çorbada kaynattı. Slyva bütün bu korku dolu anları, "Bana beynini yediğini ve arkadaşının da onun bir parçasını yediğini söyledi. Onu kaynattı ve hâlâ parçalıyordu, henüz bitirmemişti. Onu küçük parçalara ayırmıştı, bana söyledi. Binden fazla parçayı tuvalete atmış. Monika'yı parktaki evsizlere yedireceğini de söyledi" diyerek aktarmıştı.
Kısa bir süre sonra Rakowitz etrafındakilere cinayetle ilgili övünmeye başladı ve kısa süre sonra Beerle'nin kalıntılarını evsiz insanlara çorbada pişirerek yedirdiğine dair söylentiler yayılmaya başladı. O sırada Rakowitz'e komşu olan Hank, "Olaydan birkaç gün sonra, Rakowitz gazetelere çıkmadan önce, parktaki evsizler 'Evet, Dan dün bize çorba verdi' diyordu. Bu konuda dalga geçiyorlardı ama oldukça iğrendiler. Olayın hemen ardından bu adamdan kesinlikle çorba aldıklarını kabul edecek şekilde şaka yapıyorlardı" ifadelerini kullanmıştı.
KİMSE ŞİKAYET ETMEDİ, HAFTALARCA ÖZGÜRDÜ
Rakowitz'in itiraflarına rağmen polise şikayet edilmesi neredeyse haftalar aldı. Çünkü Sylvia zorlu koşullarda büyüdüğünü düşünen bu adamı asla polise ihbar etmeyeceğine yemin etmişti. Ancak Rakowitz'in tavsiyesine uyup daireden ayrıldığında, Shawn yetkililere olanları anlattı. Dedektifler daireyi ilk aradıklarında cinayete dair hiçbir kanıt bulamadılar, ancak daireye tekrar döndüklerinde Sylvia'yı orada buldular ve hem Shawn'dan hem de bir komşudan Rakowitz'i suçlayan yazılı ifadeler aldılar. Sonunda Sylvia, Rakowitz'in ona söylediği her şeyi itiraf etti.
Tutuklanmasının ardından Rakowitz, polisi, Beerle'nin kafatasını ve kemiklerini bir kovada tuttuğu depoya götürdü. Rakowitz'in cinayette başka bir kişinin daha olduğunu iddia ettiği kendisine söylendiğinde, olayla ilgili bir memurun şu yanıtı verdiği bildirildi: "Buna bir an bile inanmıyorum." Üstelik memurlar Rakowitz'in Şeytan Kilisesi'nden arkadaşının asla var olmadığı sonucuna vardı ve muhtemelen o, hayali bir figürdü.
DAVA YENİDEN AÇILDI
Ancak 1992'de polis, Gerçekleşmiş Fantezi Kilisesi olarak bilinen bir tarikatın Rakowitz'in cinayeti işlemesine yardım etmiş olabileceği raporlarının ardından davayı yeniden açtı. Kolluk kuvvetleri, tarikatın Rakowitz'e şeytani bir ritüelin parçası olarak yardım etmiş olabileceğine inandı ve üyelerden biri olan Randy Eastherday'i suça yardım etmekle suçlayarak tutukladılar.
Ancak daha sonra New York Bölge Savcılığı'nın onu mahkum etmek için yeterli kanıtları olmadığını açıklamasının ardından serbest bırakıldı. 1991'de bir jüri, Rakowitz'i delilik nedeniyle suçsuz buldu. Şu anda 63 yaşında olan Rakowtiz o zamandan itibaren maksimum güvenlikli Kirby Adli Psikiyatri Merkezi'nde tutuluyor.