12.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER
İngiltere bugün bir kez daha sandık başına gidiyor. Siyasi liderler dün seçim çalışmalarını tamamladı. Yasaya göre 5 yılda bir yapılması gereken genel seçim, Brexit krizinin gölgesinde son 4 yılda 3. kez düzenlenecek.
Seçmen sayısının 46 milyonu bulduğu ülkede 3 bin 322 aday, 650 seçim bölgesinde parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası’na girmek için yarışacak. Avam Kamarası’nda salt çoğunluk olan 326 milletvekiline ulaşan parti, tek başına hükümet kurabilecek. Ekimde erken seçim kararının alınmasından bu yana ülkede 3 milyon 100 bin yeni seçmen listeye eklendi. Bunun 2 milyonu 35 yaşın, bir milyonu da 25 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor. Önceki seçimlerde daha çok yaşlı nüfusun sandık başına gittiği ülkede, yeni seçmenlerin sonuca etki etmesi bekleniyor. Genellikle Avrupa Birliği (AB) yanlısı duruş sergileyen genç kesimin, oyunu da bunu dikkate alarak kullanması bekleniyor. İngiltere, Galler ve İskoçya’da seçim yarışının Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti ile Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi arasında geçeceği tahmin ediliyor.
Son anketlerin ortalamasına göre yüzde 43 civarında oy alması beklenen Muhafazakarlar, yüzde 32’de kalacağı tahmin edilen İşçi Partisi’ne göre yarışı önde götürüyor. Onları, yüzde 13 ile Jo Swinson liderliğindeki Liberal Demokrat Parti, yüzde 4 oyla da Nigel Farage liderliğindeki Brexit Partisi ve Nicola Sturgeon öncülüğünde İskoç Ulusal Partisi izliyor. Taraflar mevcut durumda olduğu gibi tek başlarına çoğunluk elde edemezlerse, parlamento bir kez daha kilitlenme riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu noktada koalisyon kurmak veya istifa etmek için ilk adım hakkı Johnson’da olacak.
Brexit, sağlık ve göç
Seçmenlerin öncelik verdiği sorunları, sırasıyla Brexit, ulusal sağlık sistemi, suç, ekonomi ve göçmenler oluşturuyor. Ülkeyi erken seçime sürükleyen krizin nedeni olan Brexit’i kampanyasının merkezine oturtan Muhafazakar Parti, Eylülde AB ile vardığı anlaşma uyarınca ülkeyi 31 Ocak’ta Birlik’ten ayırmayı vadediyor.
İşçi Partisi ise AB ile yeni bir anlaşmaya varma ve bu anlaşmayı, içinde AB üyesi kalmanın da seçenekler arasında olacağı yeni bir referanduma götürme sözü veriyor. Parti, ulusal sağlık sistemini güçlendirmeyi, asgari ücreti yükseltmeyi, üniversiteleri ücretsiz hale getirmeyi, başta toplu taşıma olmak üzere temel hizmetleri kamulaştırmayı ve herkese ücretsiz geniş bant internet vermeyi vadetti. Liberal Demokrat Parti ile İskoç Ulusal Partisi, Brexit’in iptalinden yana tutum alırken; Brexit Partisi ülkenin AB’den anlaşmasız ayrılmasını savunuyor.
Muhafazakar Partinin tek başına hükümet kurması halinde ülkenin gelecek yıl AB’den ayrılması olasılığı güçlenecek. Brexit Partisinin de parlamentoya milletvekili sokmayı başarması durumunda, bu senaryonun anlaşmasız ayrılığa doğru evrilmesi de mümkün olacak. İşçi Partisi, Liberal Demokratlar ve İskoç Ulusal Partisinin bir koalisyon çıkarması halinde ise Brexit’in bir kez daha ertelenmesi ve yeni referandum ihtimali güçlenecek.
Anketler yanılmıştı
Ülkede son erken seçim, iktidardaki Muhafazakar Partinin girişimiyle 2017’de yapılmıştı. Parlamentoda daha büyük bir çoğunluk elde edip Brexit’i hızla hayata geçirmeyi planlayan parti, seçimde tek başına hükümet çoğunluğunu da kaybederek azınlık hükümeti kurmaya mecbur kalmıştı. 2017 seçiminde anketler, Muhafazakar Partiyi yüzde 44’te, İşçi Partisini yüzde 36’da gösterirken; seçim sonucu yüzde 42,4’e yüzde 40 olarak gerçekleşmişti. Anketler, iki partiyi yüzde 34’le başa baş gösterdikleri 2015’te de yanılmış, Muhafazakarlar yüzde 36,9 ile tek başına hükümet olurken, İşçi Partisi yüzde 30,4 ile ana muhalefette kalmıştı.
İngiltere’de uygulanan dar bölge çoğunluk seçim sistemine göre, ülkedeki 650 seçim bölgesinin her birinde en çok oyu alan aday, parlamentoya seçiliyor. Teorik olarak, bir parti her seçim bölgesinde ikinci gelerek ülke genelinde çok yüksek oy alsa bile parlamentoya milletvekili sokamayabiliyor.