09.04.2023 - 08:27 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Birçok farklı kültürün efsane ve masallarında yer alan devler, doğaüstü yaratıklar olarak tasvir ediliyor. Genellikle insan görünümünde fakat anormal büyüklükte ve çok kuvvetli oldukları anlatılıyor. Pek çok insanın da tarih boyunca devlerle karşılaştığı iddia ediliyor. Peki, gerçekten dünya tarihinde 'dev insanlar' var mıydı yoksa bu konu sadece söylentilerden mi ibaret? Farklı kültürlerdeki büyük varlık hikâyelerinin en önemlilerinden biri de iki başlı dev Kap Dwa. Bu efsanevi yaratığın Güneydoğu Asya'dan geldiği, iki başlı, 3,66 metre boyunda ve 450 kilodan fazla bir Patagonya devi olduğu söyleniyor.
“Tarihin en büyük gizemlerinden biri olan Kap Dwa, özellikleriyle adeta şaşkınlık yaratıyor. Eşsiz bir renge sahip olduğu söylenen devin rengi bazı kaynaklarda koyu kahverengi, bazılarında ise siyah olarak geçiyor. Diğer vücut parçaları büyük ölçüde bilinmese de, devin iki kafası birbirinden oldukça farklıydı. Uzun mesafeleri hızlı bir şekilde yürümesini sağlayacak kadar kaslı ve güçlü olduğu bildirilen dört bacağı vardı. Keskin dişleri ve uzun burnu ona, potansiyel saldırganları kolayca korkutabilecek görünüm kazandırıyordu. Boyu ve ağırlığının yanı sıra sahip olduğu pek çok özellik de onu hayvanlar alemindeki diğer canlılardan ayırıyordu. Örneğin sinirlendiğinde veya heyecanlandığında gözleri kırmızı renkte parlıyor, binaları titretecek kadar yüksek sesle kükreyebiliyordu. Ayrıca pulları, avcılar tarafından kendisine atılan okları saptıracak kadar sağlamdı. Genel olarak Kap Dwa'nın fiziksel özellikleri, bu yaratığı gerçek hayattan daha büyük gösteriyor ve yoluna çıkan her türlü tehdide karşı kendini savunmasını sağlıyordu.”
KAP DWA’NIN GİZEMİ
Kap Dwa’nın yaşamına dair farklı iki hikâye anlatılıyor. İlkine göre İspanyol denizciler iki başlı devle 1673 yılında Patagonya sahillerinde karşılaştı. Kap Dwa, denizciler tarafından yakalandı ve gemiye götürülerek direğe bağlandı. Direkten kurtularak onlarla çarpıştı ancak göğsünün mızrakla delinmesi sonucunda hayatını kaybetti. 19. yüzyılda mumyalanan cesedinin ise içi dolduruldu ve önce İngiltere’ye, sonra ABD’ye götürüldü. İkinci hikâyeye göre Kap Dwa, bir kumsalda göğsüne saplanmış bir mızrakla ölü olarak Paraguay yerlileri tarafından bulundu. Cesedi mumyalayan yerliler, yaptıkları dini törenle ona tapmaya başladı. Bunu duyan İngiliz yelkenli kaptanı George Bickle Paraguay’a gitti ve cesedi çaldı. Cesedi aldıktan sonra da İngiltere’ye getirdi.
YAŞADIĞINI GÖSTEREN KANITLAR VAR MI?
Peki ilgi çekici ve gizemli bir efsane olan Kap Dwa’nın varlığına dair hangi kaynaklar var? Yaşamını destekleyen herhangi bir bilimsel kanıt bulunuyor mu? Bu soruları cevaplamak için arkeolojik bulgulara, tarihsel kayıtlara ve görgü tanıklarının ifadelerine bakmak gerekiyor. Kap Dwa'nın hiçbir fiziksel kanıtı bulunmadığından, pek çok kişi devin bir mit veya efsaneden başka bir şey olmadığına inanıyor. Ancak böyle bir canlının varlığına işaret edebilecek bazı keşifler yapılmış. 2016 yılında Malezya'da arkeologlar, büyük bir ağaç taşıyormuş gibi görünen 3,66 metre uzunluğunda iki başlı bir devi tasvir eden taşların üzerindeki oymaları ortaya çıkardılar. Bu durum, bazıları tarafından yaratığın eski zamanlarda var olduğunun kanıtı olarak görüldü.
Pek çok kişi için bu durum imkânsız gibi görünse de iki başlı deve ilişkin çeşitli tarihsel referanslar bulunuyor. Örneğin 16. yüzyılda Çinli kaşif Ma Huan, Güneydoğu Asya'da yaptığı seyahatlerde "iki başlı devasa bir yaratık" ile karşılaştığını yazdı. Marco Polo da The Travels of Marco Polo (1271) adlı kitabında Çin seyahatleri sırasında böyle bir yaratık gördüğünden bahsediyor. Bu hesaplar, bu garip iki başlı devin eski zamanlarda var olabileceğini düşündürüyor.
DENİZCİLER DEVİ GÖRDÜKLERİNİ SÖYLÜYOR
Yüzyıllar boyunca, bu yaratığı denizdeyken gördüklerini iddia eden pek çok denizci bulunuyor. 1717 yılında Kaptan William Moore, Hindistan'a yaptığı bir keşif gezisi sırasında Afrika kıyılarındaki Mauritius Adası yakınlarında "iki başlı kara bir canavar" gördüğünü anlatırken, diğer denizciler de benzer gözlemleri olduğunu söylediler. Peki hem ikibaşlı hem de dev olan Kap Dwa’nın varlığı bilimsel açıdan mümkün mü?
Kap Dwa olduğu iddia edilen mumyanın 1960’larda doktorlar tarafından incelendiği ve sahte olduğuna dair net bir şey ortaya konulmadığı ifade ediliyor. Bu incelemenin ardından anatomik açıdan böyle bir şeyin mümkün olup olmadığını verilerle ortaya koyan başka bir açıklama ise yapılmamış. Bir başka detay da 19'uncu ve 20'nci yüzyılarda kandırmacaya dönük bir tahnitçilik akımının başlamış olması. Bu akım cesetleri ejderha, peri ya da dev şeklinde göstermek için yeniden yorumlayan bir tür sanat. Efsanevi yaratıklara ait kalıntıları, eşyaları sergilediği şovlarla tanınan PT Barnum'un Kap Dwa ile ilişkilendirilmesi gerçekliği konusunda bir hayli şüphe yaratıyor. Nitekim PT Barnum'un daha önce tanıttığı Fiji deniz kızının da sahte olduğu anlaşılmıştı.
VARLIĞINI NESİLLER BOYU SÜRDÜRECEK
Kap Dwa bugün Japonya'da koruyucu bir tanrı, Kore'de adalet ve gerçeğin vücut bulmuş hali ve Tayland'da şans ve bolluk getiren güçlü bir ruh olarak görülüyor. Kap Dwa'yı ikonik bir sembol olarak benimseyen popüler kültür ona; filmlerde, çizgi romanlarda, video oyunlarında yer veriyor. Varlığının gerçek olup olmadığı bir kenarda dursun çok az efsane için söylenebilecek bir şey yapan Kap Dwa, hikâyesinden gelen güçle nesiller boyu varlığını sürdürecek gibi.