25.07.2022 - 15:43 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki terör koridorunu kırmak için Haziran ayı ortasından itibaren yeni bir operasyon sinyali verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Madrid'deki NATO Zirvesi'ne günler kala dile getirdiği yeni operasyon, bir kez daha dünyanın gündeminde.
Uluslararası haber ajansı Agence France-Presse (AFP), geçen hafta Münbiç'e yerleşen rejim askerlerinin fotoğraflarını dünyaya servis etti. Fotoğraflarda, YPG'li teröristlere destek için Münbiç'e gelen tanklar ve zırhlı araçlar göze çarpıyordu.
AFP, Pazar günü ise Türkiye sınırındaki Kamışlı'da devreye gezen ABD askerlerinin fotoğraflarını geçti. Suriye'nin en kuzeydoğu noktasında yer alan Kamışlı'dan gelen fotoğraflardan bir gün sonra ise, İngiliz Financial Times gazetesi manşetinden 'Suriye: Türkiye'nin büyük planı nedir?' başlıklı geniş bir haber yayımladı.
900 kilometreyi bulan Türkiye-Suriye sınırındaki Öncüpınar sınır kapısındaki hareketliliği aktaran Financial Times, Suriye'nin kuzeyinde görev yapan yüzlerce memurun her akşamüstü Kilis'e döndüğünü bildiriyor.
Mesailerini tamamlayıp Öncüpınar'dan geçenler arasında memurlar, yardım görevlileri, öğretmenler, sağlık çalışanları, din görevlileri, hatta spor bakanlığı personeli var. Sınır kapısındaki manzarayı Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyini biçimlendirmek için derinleşen rolünün bir yansıması olarak niteleyen Financial Times, Türk ordusunun ilk kez altı yıl önce askeri hârekat yaptığını hatırlatıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından bu yana bir Arap devletindeki en büyük Türk ayak izinin temsil edildiğini vurgulayan gazete, Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde iki milyon Suriyelinin yaşadığını belirtiyor.
Türkiye'nin kontrolündeki üç bölgede okula giden çocuklar ikinci dil olarak Türkçe öğreniyor, hastalar Türkiye'nin inşa ettiği hastanelerde tedavi görüyor ve bölgenin elektriği de sınırın kuzeyinden geliyor. Türk lirasının kullanıldığı üç bölgede posta hizmetlerini sunan PTT, çalışanlar maaşlarını ödüyor ve yerel yönetimlerin para transferlerini gerçekleştiriyor.
Erdoğan'ın verdiği operasyon sinyaliyle söz konusu ayakizinin daha da genişleyebileceğini kaydeden Financial Times, ABD'nin 800 askerle desteklediği YPG terör örgütünün halihazırda Suriye'nin beşte birinden fazlasını elinde tuttuğunu yazdı.
Gazeteye göre, Ankara'nın ana askeri hedefi petrol, doğalgaz ve verimli tarım arazilerinin bulunduğu yerleri işgal eden YPG'li teröristlerin bölgelerini daraltmak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin yerleştirilmesi için 'güvenli bölge' sağlamayı hedeflediğini aktaran Financial Times, Ankara'nın ilk etapta Münbiç ve Tel Rıfat'a gözünü diktiğini bildiriyor.
Türkiye ile ABD ve Avrupa Birliği'nin YPG'li teröristler konusunda farklı pozisyonlarda olduğunu vurgulayan Financial Times, ABD'li yetkililerin yüzlerce ton silah verdikleri YPG'lilerin terör örgütü PKK'yla bağlantısını kabul ettiklerini de sayfasına taşıdı.
Ankara'nın ABD tarafından silahlandırılan YPG'li teröristler ile terör örgütü DEAŞ'a karşı 2016, 2018 ve 2019'da Suriye'ye hârekat düzenlediğini hatırlatan gazete, dördüncü operasyonun ise 2020 yılında gerçekleştiğini kaydetti.
FT'ye göre, işgalci YPG'nin sınır bölgesindeki hakimiyetini pekiştirmesinin önüne geçmek isteyen Ankara'nın yeni operasyon zamanlamasına dair farklı fikirler var.
Yeni operasyona karşı ABD'nin yanı sıra Beşar Esad'ın destekçileri Rusya ve İran'dan da uyarılar geldiğini belirten FT, askeri hârekatın bazı riskler barındırdığını savundu. Suriye askerlerinin ve Esad'ı destekleyen İran milislerinin Tel Rıfat ve Münbiç çevresinde olduğunu yazan gazete, YPG'nin Şam'la işbirliğine gidebileceğini de ekledi.
FT'nin görüşüne başvurduğu Suriye muhalefetinden Mahmut Alito'nun "Türkiye bizim tek şansımız, uluslararası toplum bizi yüzüstü bıraktı" dediğini aktarıyor.
2016 yılında Halep'teki Rus destekli Esad güçlerinin bombardımanından kaçarak Türkiye sınırındaki Azez'e yerleşen Esma ise, Azez'in diğer yerlerden daha güvenli olduğunu söylüyor. Sınır ilçesinin günden güne büyüdüğünü belirten Esma, "Birçok insan Türkiye'nin kendi çıkarları için bölgede olduğunu biliyor. Ancak Türkiye çekilirse korku hissederiz. Rusya ve Esad'a karşı Türkiye tek seçenek" diyor.
İç savaş ülkesi Suriye'yi 'donmuş çatışma alanı' olarak tanımlayan gazete, Batının dikkatinin azaldığını ve siyasi çözüm için gösterilen uluslararası çabaların ise can çekiştiği yorumunu yaptı. Financial Times, "Suriyeliler için acımasız gerçek, Beşar Esad herhangi bir politik uzlaşıyı destekmediği ve yabancı güçler ülkede kalmaya devam ettiği sürece Suriye fiilen bölünmüş olarak kalacak" ifadesini kullandı.
ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey ise, Beşar Esad'a hava desteği veren Rusya'nın Ukrayna savaşına rağmen Suriye'de elde ettiği ayrıcalıkları riske atmayacağını ve çekilmeyeceğini söylüyor. Halihazırda Rusya Hımeymim hava üssünde savaş uçaklarını tutuyor ve Akdeniz kıyısındaki Tartus deniz üssünü ise 50 yıl bedelsiz kullanma hakkına sahip.
James Jeffrey'e göre, Afganistan bozgunundan sonra ABD askerlerinin yakın zamanda Suriye'den ayrılma ihtimali çok düşük. Jeffrey, Suriye'deki aktörlerin karşı kanadın kazanmaması için mevcut pozisyonlarını korumayı tercih ettiğini vurguluyor.
15 Mart 2011'de gösterilerin başladığı Suriye, Şam rejiminin protestolara ölümcül müdahalesiyle kısa sürede iç savaşa sürüklendi. 11'inci yılına giren çatışmalarda yarım milyonu aşkın insan hayatını kaybetti, nüfusun yarısı ülkeden ayrıldı.