21.06.2022 - 15:01 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rusya'nın ana karadan ayrı toprağı Kaliningrad'a giden trenlere geçiş izni verilmemesiyle tetiklenen kriz alev aldı. Eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Litvanya'yı Pazartesi günü açık şekilde tehdit eden Rusya, bugün Avrupa Birliği ile karşı karşıya geldi.
Baltık ülkesi Litvanya Rusya'dan Kaliningrad'da giden malların geçişini geçen hafta yasakladı. Yasak, AB yaptırım paketinde yer alan kömür, jet yakıtı, inşaat malzemeleri, metaller, çimento, ahşap, değerli ev aletleri, havacılık ve uzay endüstrisinde kullanılan ileri teknoloji ürünlerini kapsıyor.
Halihazırda bir kısmı uygulanan yasak önümüzdeki aylarda daha da genişleyecek. 10 Temmuz'dan itibaren beton ve alkollü ürünler, 10 Ağustos'tan itibaren kömürü kapsayacak yasaklar, Aralık ayından itibaren ise Rus petrolünün AB topraklarına girişini tamamen durduracak.
Yasak kararının duyulması bile Kaliningrad'da paniğe yol açtı. İnsanlar inşaat malzemeleri satan mağazalara koşarken, akaryakıt istasyonları ve diğer mağazalar stoğa başladı.
Moskova, Avrupa'nın göbeğindeki toprağı Kaliningrad'a giden trenlere izin vermeyen Litvanya'dan kısıtlamaları 'derhal' kaldırmasını istiyor. Vilnius yönetimi ise, önlemlerin Avrupa Birliği (AB) yaptırımları gereği alındığını söylüyor.
Rusya ve Avrupa'daki toprağı Kaliningrad arasındaki tek demiryolu bağlantısı, Litvanya'dan geçiyor.
Pazartesi günü konuşan Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Litvanya'nın hamlesini 'benzeri görülmemiş' olarak niteledi, "Bu, her şeyin ihlalidir" dedi.
Peskov'dan hemen sonra açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanlığı, Litvanya'nın önlemlerini 'düşmanca' kısıtlamalar olarak tanımladı, geri adım atılmaması halinde Moskova'nın ulusal çıkarlarını korumak için harekete geçeceği tehdidini savurdu. Moskova'da büyükelçisi bulunmayan Litvanya'nın en üst düzey diplomatı da Rusya Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Maslahatgüzar Virginia Umbrasene'ye trenlere izin verilmediği takdirde Moskova'nın 'açıklanmayan' önlemler alacağı da iletildi.
Litvanya ise Vilnius'taki Rusya Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. Rus Büyükelçiye kararın AB yaptırımlarına uygun olduğu iletildi, Kaliningrad'da bir abluka olmadığının altı çizildi.
AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Litvanya'nın adımının Ukrayna'daki durumla kıyaslanmaması gerektiğini söyledi. AB'nin üst düzey diplomatı Borrell, "Dünyanın geri kalanı Kaliningrad'da olanlardan etkilenmeyecek ancak dünya Ukrayna'da olanlardan çok fazla etkilendi" dedi. "Abluka yok" ifadesini kullanan Josep Borrell, yolcu ve yaptırım paketi dışındaki ürünlerin geçişinin sürdüğünü hatırlattı.
Bugün ise Moskova'daki Avrupa Birliği Büyükelçisi Markus Ederer, Kaliningrad krizini ele almak üzere Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndaydı. Büyükelçi Ederer, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada AB yaptırımları içerisinde yer almayan ürünlerin Kaliningrad'da geçişinin sürdüğünü söyledi.
Büyükelçi'ye göre, Baltık Denizi kıyısındaki Rus toprağı Kaliningrad'da bir abluka söz konusu değil ve Moskova'nın sorunu diplomatik yollarla çözmesi gerekiyor.
Salı gününün bir başka gelişmesi, Vladimir Putin'in Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev'i Kaliningrad'a göndermesi oldu. Patruşev, Kaliningrad'da yaptığı açıklamada Litvanya'nın 'düşmanca' bir karar aldığını savunup misilleme yapacaklarını açıkladı.
Rus Güvenlik Konseyi Sekreteri, Moskova'nın misillemesinin Litvanya nüfusunun üstünde ciddi bir olumsuz etkiye yol açacağını ileri sürdü.
Nikolay Patruşev, ayrıca İsveç ile Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusu yapmasıyla birlikte yeni tehditlerin ortaya çıktığını ve Rusya sınır güvenliğinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
BBC Rusya Editörü Steve Rosenberg, Patruşev'in ziyaretini "Bugün Vladimir Putin'in en yakınında olan isimlerden biri, Rusya'da çok büyük etkiye sahip Güvenlik Konseyi'nin başındaki Nikolay Patruşev de Kaliningrad'a gitti. Ziyaretin amacı 'Kuzeybatı Rusya'daki ulusal güvenlik meselesini konuşmak' olarak açıklandı. Yetkililer bunun çok önceden planlanmış bir ziyaret olduğunu söylüyor. Ne tesadüf ama..." sözleriyle yorumluyor.
Litvanya'nın kararının Rusya'dan Kaliningrad'da gelen ürünlerin yarısını etkilemesi bekleniyor.
Yaklaşık 430 bin insanın yaşadığı Kaliningrad, kuzeyde ve doğuda Litvanya, güneyde ise bir başka AB üyesi Polonya ile çevrili. Rusya'dan yola çıkan bir yük treni, Kaliningrad'a ulaşmak için Belarus ve Litvanya'dan geçmek zorunda. Polonya'dan kesintisiz bir geçiş bulunmuyor.
Rus donanmasının Baltık Filosu'na ev sahipliği yapan Kaliningrad'a Putin'in nükleer başlıklı İskender füzeleri konuşlandırdığı biliniyor. Kaliningrad, ayrıca buzla kaplanmayan tek Rus Baltık limanı.
Yeryüzünün en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi Rusya'nın geri kalanından ayrılmış durumdaki Kaliningrad'a ilişkin Washington Post'ta gözden kaçmayacak bir haber yayımlandı.
'NATO ülkeleri tarafından etrafı kuşatılmış Rus bölgesi Kaliningrad, Ukrayna savaşına nasıl bulaştı?' başlığıyla yayımlanan haberde, Kaliningrad Avrupa'yla Moskova arasında 'en son parlama noktası' olarak tanımlandı.
Washington Post'a göre, her ikisi de NATO ve AB üyesi olan Polonya ile Litvanya'nın arasında sıkışıp kalmış Kaliningrad, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Almanya'nın bir parçasıydı. Savaşın ardından Sovyetler Birliği'ne bırakılan bölgenin önce Königsberg olan adı Kaliningrad olarak değiştirildi. Şehirdeki Alman nüfus tahliye edilirken, bölgede yalnızca Ruslar ve Belaruslular kaldı.
Kaliningrad, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar yabancılara kapalıydı.
Soğuk Savaş'ın bitişiyle birlikte bir 'Baltık Hong Kong'u' olarak tasavvur edilen Kaliningrad, yabancı yatırımlar için neredeyse sıfır vergi uygulayan özel bir ekonomik bölgeydi. Coğrafi konumu gereği Avrupa ile yakın ekonomik ilişkiler paylaştı. Ancak bu tablo 2014'te Putin'in Kırım'ın işgaliyle değişti.
Uzun zamandır 'Kremlin'in Baltık Denizi'ndeki batmaz uçak gemisi' olarak anılan Kaliningrad, hem stratejik hem de askeri açıdan Rusya için kilit bir konumda. Buraya yerleştirilen silahlar, Batı Avrupa ülkelerini kolayca vurabilecek mesafede.
Putin'in Rus tanklarını Ukrayna'ya göndermesiyle eski Sovyet cumhuriyetleri Litvanya, Letonya ve Estonya Kiev yönetimine en gürültülü destek veren ülkeler oldu. Söz konusu üç ülke, Ukrayna işgalinden cesaret alan Putin'in Avrupa'daki tek müttefiki Belarus ile Kaliningrad arasında kalan Suwalki Boşluğu'na saldırmasından endişe duyuyor. Litvanya ve Polonya topraklarından geçen yaklaşık 100 kilometrelik Suwalki Koridoru, adını bir Polonya köyünden alıyor.
Suwalki Boşluğu, 2016'dan bu yana sıcak bir bölge. NATO'nun koridorun iki tarafına asker yerleştirmesine Rusya anında tatbikat yaparak yanıt verdi.
Putin, beş yıl sonra, Ukrayna'ya saldırmadan birkaç ay önce, Belarus ordusuyla birlikte gerçekleştirdiği tatbikatta Suwalki Boşluğu'nu kapatmanın provasını gerçekleştirdi.
NATO ise, Ukrayna işgalinin başlamasından sonra önemi daha da artan Suwalki Koridoru'nda geçen ay 30 bini aşkın askerle gövde gösterisine girişti.
Suwalki Boşluğu, Rus tehdidine karşı NATO'nun en savunmasız noktası olarak gösteriliyor. Geçit, Avrupa'nın Litvanya, Estonya ve Letonya ile karadan bağlantısını sağlıyor.
Rusya'nın Suwalki Koridoru'na muhtemel bir saldırısı, NATO'ya savaş açma anlamına geliyor. NATO'nun 'Aşil Topuğu' olarak da tanımlanan Suwalki Koridoru, Üçüncü Dünya Savaşı'nın fitilini ateşleyebilecek adres olabilir.