09.01.2023 - 09:38 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr BBC Türkçe
Koronavirüs salgını bütün dünyaya diz çöktürüp her gün binlerce insanın ölümüne yol açarken, radikal taraftarlarıyla karantina karşıtı gösteriler düzenledi, açık şekilde pandemiye inanmadığını birçok kez yineledi. Latin Amerika'nın en büyük ülkesi Brezilya'da can kayıpları günlük 2000'i aşarken halkına "Sızlanmayı bırakın" dedi, salgını 'küçük bir grip' olarak niteledi.
Sağlık Bakanı'nı görevden aldı, 'Covid-19 aşıları AIDS yapıyor' gibi dahiyane fikirlerini sosyal medya hesaplarından paylaştı. YouTube, en sonunda 'Tropik Trump' lakaplı Brezilya lideri Jair Bolsonaro'nun videolarını yayından kaldırdı.
208 milyon nüfuslu Brezilya'yı dört yıl boyunca yöneten aşırı sağcı Bolsonaro'nun attığı her adım, yaptığı her açıklama dünyada yankılandı.
Eski bir yüzbaşı olan politikacı, henüz Brezilya devlet başkanı seçilmeden sarfettiği cümlelerle aslında ülkesinde çok iyi tanınan bir isimdi. 2003 yılındaki bir kongre oturumunda kadın bir üyeye "Sana asla tecavüz etmezdim çünkü layık değilsin" dedi, bir yasa tasarısı görüşülürken ise "Metresler? Onlar da yasak mı?" diye konuştu.
Brezilya'da 1964-85 yılları arasındaki dikta yönetiminin en büyük hatasının 'solcuları öldürmek yerine işkence yapmak' olduğunu söyledi, "Pinochet (1973'ten 1990'a kadar Şili'yi yöneten diktatör) daha fazla kişiyi öldürmeliydi" cümlesini kurdu.
Irkçılığıyla bilinen Bolsonaro, "Siyahlara ne gibi bir tarihsel borcumuz varmış? Ben kimseyi köleleştirmedim. Portekizliler de Afrika'ya ayak bile basmadılar. Siyahları buraya köle olarak getirenler yine siyahlardı" ifadesini de kullandı.
2022 sonbaharında gerçekleşen tarihi seçimleri kaybeden Brezilyalı siyasetçinin vedası da, hayranlığını gizlemediği ABD lideri Donald Trump gibi oldu. ABD'de 6 Ocak 2021 tarihinde gerçekleşen tarihi Kongre baskınının bir benzeri, tam iki yıl sonra, 8 Ocak 2023'te Brezilya'da sahnelendi.
Yemin töreninden birkaç gün önce ABD Florida'ya kaçan Bolsonaro'nun radikal destekçileri, Brezilya'nın başkenti Brasilia'daki Kongre binasını ve başkanlık sarayını bastı. Bolsonaristler tarafından basılan devlet kurumları arasında bazı bakanlıklar ve Yüksek Mahkeme de vardı.
Haftalarca seçim sonuçlarını kabul etmeyen, orduya defalarca darbe çağrısı yapan sarı-yeşil kıyafetli Bolsonaro fanatikleri, resmi binaların içine girdi. Başkanlık sarayınının bir bölümü harabeye dönerken, binaların içinden gelen görüntülerde duvarlara yazılar yazıldığı görüldü.
Başkent polisi saldırı sonrası Kongre binasında güvenliğin yeniden sağlandığını duyurdu. Göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullanıldı, yüzlerce kişi gözaltına alındı.
BBC’ye konuşan Brasilian Report yayın organından Euan Marshall başkentte böyle bir olayı engelleyecek bir polis varlığı olmadığını söyledi. Ulusal Muhafızlar da düzeni yeniden sağlamak için devreye sokuldu.
Baskınlar sırasında Sao Paolo'da bulunan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Kongre baskıncılarının birer birer tespit edilip yargı önüne çıkarılacağı sözünü verdi. Lula baskıncıları da 'faşist fanatikler' olarak tanımladı.
CNN Brezilya televizyonu, başkent Brasilia valisinin görevden alındığını aktardı. Vali Ibaneis Rocha, baskınla biten 8 kilometrelik protesto yürüyüşünü engelleyemediği için özür açıklaması yapmıştı.
Uluslararası haber ajanslarının arka arkaya 'acil' koduyla duyurduğu baskın, beklendiği gibi dünya çapında yankı buldu. ABD'den Meksika'ya, Avrupa Birliği'nden Hindistan'a, Portekiz'den Şili'ye, Arjantin'den Fransa'ya, İngiltere'den Kolombiya'ya, Venezuela'dan İtalya'ya, Ekvador'dan İspanya'ya, Küba'dan Peru'ya çok sayıda ülkeden kınama mesajları geldi.
ABD lideri Joe Biden, demokrasiye bir saldırı düzenlendiğini vurgulayıp Brezilya'daki demokratik kurumlara tam destek verdiklerini söyledi, Twitter mesajında Lula ile çalışmayı iple çektiğini yazdı.
Brezilya medyasından Odia, 'darbe girişimi' olarak tanımladığı baskının ardından ABD'de bulunan Bolsonaro'nun sınır dışı edilmesinin Washington'da konuşulmaya başlandığını bildiriyor.
Habere göre, çok sayıda ABD'li Temsilciler Meclisi üyesi ve Senatör Jair Bolsonaro'nun ülkeden ayrılmasını istiyor. Demokrat Partili Joaquin Castro, eski Brezilya lideri için 'tehlikeli' dedi.
O Correio Brazilense gazetesi Anderson Torres'in tutuklanma çağrısını manşetinden duyurdu, baskına katılanları şiddete bulaşmış 'teröristler' olarak tanımladı.
O Globo gazetesi de başkenti savaş alanına çeviren Bolsonaristler için 'terörist' nitelemesini kullandı. Gazete ayrıca, halen ABD'de olan eski liderin baskındaki sorumluluğunu reddedip, işgalin 'solcular' tarafından sahnelendiğini savunduğunu yazdı.
Jornal do Brasil gazetesi bugünkü başyazısına 'Kargaşa' başlığını attı, baskınların Brezilya'daki demokrasiyi yıkmak için uğursuz bir planın seyir halinde olduğunu şüphe bırakmayacak şekilde kanıtladığını belirtti. Gazete ayrıca, manşetinde ABD Başkanı Biden'ın açıklamasına yer verdi.
Bir diğer gazete Folha de Sao Paulo, Bolsonaro müttefiklerinin Pazar günü gerçekleşen 'darbe girişim'nin ardından bölünmüş olduğunu aktarıyor. Folha de Sao Paulo, baskına katılanların başkanlık sarayı Palacio do Planalto'daki silahları çaldığını da kaydediyor.
Estado gazetesinde ise ordu karargahlarının dışına dizilmiş zırhlı araçları gösteren bir fotoğraf var. Haberde, Bolsonaro fanatiklerinin artık kışlalara girişine izin verilmeyeceği belirtildi.
Brezilya, dünya medyasının da manşetlerinde. CNN International, 'Brezilya polisi hükümet binalarını temizledi' derken, en az 400 protestocunun gözaltına alındığını yazdı.
The Guardian 'Lula kongre işgalinden sonra 'neo-faşist'leri cezalandırma sözü verdi' manşetini attı.
The Times 'Bolsonaro kalabalığı Brezilya başkanlık sarayına hücum etti' başlığını tercih etti, Ecomonist 'Bolsonaro taraftarları Brezilya'da ayaklanma başlattı' manşetini kullandı.
Amerikan Washington Post, 'Başkanlık Sarayı ve Kongre'ye saldırı Brezilya demokrasisine meydan okuyor' manşetiyle okurlarının karşısına çıktı. Washington Post'taki bir diğer haber, 'Savaş narası partisi'ne gelin: Sosyal medya Brezilya'daki kargaşanın yayılmasına nasıl yardım etti?' başlığıyla yayımlandı. Haberde, baskın öncesinde seçim sonuçlarını inkar eden aşırı sağcıların doluştuğu çevrimiçi kanallardaki mesaj trafiğinde anormal bir artış görüldüğü belirtildi.
New York Times gazetesi ise, dört yıllık görev süresinin ardından birçok ciddi soruşturmayla karşı karşıya kalan Jair Bolsonaro'nun Florida'da saklandığına inanıldığını yazdı. Habere göre, Brezilya'dan binlerce kilometre uzakta saklanan aşırı sağcı politikacının tam adresi, Orlando'daki bir kiralık ev. Profesyonel karma dövüş sanatçısı Jose Aldo'ya ait ev, Disney World'e birkaç kilometre uzaklıkta.
67 yaşındaki Bolsonaro, geçen hafta Florida'daki bir fast food restoranında tavuk yerken görüntülendi. Görenin bir kez daha baktığı fotoğraf, kısa sürede sosyal medyada viral oldu.
Bolsonaro'nun Orlando'daki adresi, aşırı sağcı politikacılar için popüler bir toplantı mekanı olan Trump'ın Mar-a-Lago malikanesine üç saatten daha az bir mesafede olması anlamına da geliyor.
Güney Amerika kıtasının en büyük ülkesi Brezilya, sert mesajlarla gergin geçen bir seçim kampanyasının ardından sonbaharda sandığa gitti. Ocak 2003 ile Aralık 2010 arasında cumhurbaşkanlığı yapan Lula, 31 Ekim'deki ikinci turda Bolsonaro'yu az bir farkla mağlup etti.
BBC, Brezilya'yı 'derinden bölünmüş bir ülke' olarak tanımlıyor. BBC Latin Amerika editörü Vanessa Buschschlüter'in analizi şöyle:
"Brezilya derinden ikiye bölünmüş bir ülke ve Kongre'nin basılması, bazı Brezilyalıların artık kendilerini temsil etmediğini söyledikleri demokratik kurumlara karşı öfkelerinin ne noktada olduğunun da bir gösterisi. Bu sadece sağ ile solun mücadelesi ile ilgili değil. Aynı zamanda tecelli etmiş demokratik bir seçimin sonucunu kabul etmeyi reddeden ve öfkelerini Brezilya demokrasisinin sembollerinden çıkaranlarla ilgili. Pazar günü yaşanan ayaklanmaya katılanlar siyasi yelpazenin en ucunda yer alıyor. Ancak Lula’nın hakkında yanlış bilgiler yayan ve böylece son olaylara yol açan alevlere kömür atan çok sayıda Lula muhalifi daha var. Birçok Bolsonaro destekçisi, eski başkanın yenilgisini kabul etmeyi reddediyor... Ekim seçiminde yenilgiyi kabul etmeyen Bolsonaro, Lula’nın yemin törenine de katılmadı ve uçakla ABD'ye gitti. Tüm umutlarını Bolsonaro'nun Lula'yı sandıkta yenmesine bağlamış olanların öfkesi daha da arttı. Lula'nın göreve başladığını ve başkanlık sarayına taşındığını görmek, onu 'Brezilya için komünist bir tehdit' olarak yaftalayanlar için çok fazlaydı. Darbe çağrısı yaptıkları ordunun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını da savunarak, kendi ellerine almaya karar verdiler. İşgal ettikleri devlet kurumlarının yalnızca kendilerini temsil etmediğini değil, aynı zamanda çok değer verdikleri şeylere doğrudan bir tehdit olduğunu düşünüyorlar. Sosyal medya uygulamaları dezenformasyonın merkeziydi. Jair Bolsonaro'nun bölücü söylemi ve Brezilya'nın seçim sistemini tartışmaya açması, Pazar günü Brezilya'da sergilenen öfkeye büyük ölçüde katkıda bulundu... Ülkenin demokratik kurumlarına saldıranları bu noktaya iten aşırı düşüncelerin dizginlenmesi güç olacak."