02.01.2024 - 12:09 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Derleyen: Ayşe Kısakürek
Dünyanın en büyük su kütlesi Pasifik Okyanusu'nu boydan boya kat eden Pasifik Ateş Çemberi fay hattının kesişme noktası, Japonya. Japonya’da yılda yaklaşık 1500 deprem meydana geliyor. Son 20 yılda Japonya’da 6 ve üzeri şiddetinde en az 28 deprem yaşandı. Japonya'da her yıl yüzlerce deprem yaşanıyor ve büyük çoğunluğu hiçbir hasara yol açmıyor.
Dört büyük adadan oluşan ülkede bu depremler okyanusun kıyısında veya altında gerçekleşirse 'tsunami' denen dev dalgalar meydana geliyor.
Japonya'nın batı kıyıları 1 Ocak Pazartesi günü 7.6 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), yerel saatle 16.10'da meydana gelen depremin büyüklüğünü 7.5 olarak duyurdu. Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA), depremin hemen ardından tsunami uyarısı verdi, sahil şehirleri Ishikawa, Niigata ve Toyama'da yaşayanlardan yüksek yerlere kaçmaları istendi.
Devlet televizyonu NHK'da büyük harflerle, 'TAHLİYE EDİN' yazısı belirdi ve bölge sakinlerine daha yüksek yerlere kaçma çağrısı yapıldı.
Japon kurtarma ekipleri, depremin üzerinden 24 saat geçtikten sonra şimdi zamana karış bir yarış veriyor. Can kaybının 48'e çıktığı bu sabah yerel yetkililer tarafından açıklandı.
Tsunami dalgalarının büyüklüğüne ilişkin uyarı saatler içerisinde düşürülse de binlerce kişi evlerini tahliye etti ve geceyi geçici barınma merkezlerinde geçirdi. Yangın ve afet yönetimi dairesine göre toplam 62 bin kişiye tahliye emri verildi. Tahliye edilenlerden yaklaşık 1000 kişi, bir askeri üste kaldı.
Depremde bazı konutların çöktüğü ve enkaz altında kalanların olduğu kaydediliyor.
Japon hükümetinin geçen yıl yayınladığı bir rapora göre ise, Noto Yarımadası bölgesindeki depremlerin sayısı 2018'den bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor. Honshu'nun ana adasındaki Ishikawa vilayetini vuran 7.6 büyüklüğündeki deprem, bir metreden yüksek tsunami dalgalarını tetikledi, binaları devirdi, büyük bir liman yangınına sebep oldu ve yolların hasar almasına yol açtı.
Gün ağarırken, Noto Yarımadası'ndaki yıkımın boyutu ortaya çıktı. Buna göre; binalar hala yanmaya devam ediyordu, evler yıkılmıştı ve balıkçı tekneleri batıyor veya kıyıya vuruyordu. 73 yaşındaki Tsugumasa Mihara, Shika kasabasında su için yüzlerce kişiyle birlikte kuyruğa girerken AFP haber ajansına, "Bu çok güçlü bir sarsıntıydı. Yıla başlamak için ne kadar berbat bir yol" dedi.
Başbakan Fumio Kishida ise, "Çok sayıda can kaybı, bina çökmesi ve yangın dahil olmak üzere çok büyük hasar doğrulandı" ifadesini kullandı.
Havadan çekilen görüntülerde, Wajima'da yedi katlı bir binanın çökmesine yol açan büyük bir yangının getirdiği yıkım görüldü. Yerel enerji sağlayıcısı, gece boyunca sıcaklığın donma noktasına ulaştığı bölgede yaklaşık 45 bin hanenin elektriksiz kaldığını söyledi. Birçok şehirde ise su akmıyordu.
Salı günü erken saatlerde, çok sayıda güçlü artçı sarsıntı hissedildi. Haber kanallarındaki sunucular, 'Lütfen derin nefes alın' diyerek izleyicilere evlerinde yangın olup olmadığını kontrol etmeleri gerektiğini hatırlattı. Sosyal medyadaki görüntüler, Ishikawa'daki arabaların ve evlerin şiddetli bir şekilde sallandığını ve mağazalarda ve tren istasyonlarında korkuya kapılan insanları gösterdi.
Yetkililer, Ishikawa'da 25 evin çöktüğünü, bunların 14'ünde insanların mahsur kalmış olabileceğini bildirdi. Wajima şehrinde itfaiye en az 30 binanın çöktüğünü aktardı.
Deprem, Wajima'ya 500 km uzaklıktaki Tokyo'dan da hissedildi.
Ülkenin en büyük nükleer enerji operatörü Kansai Electric, etkilenen bölgedeki nükleer santrallerde 'herhangi bir anormal durum' olmadığını açıkladı.
Rusya Uzak Doğu şehirleri Vladivostok ve Nahodka için tsunami uyarısında bulundu. Güney Kore için ise daha az etkili bir tsunami uyarısı yapıldı. Güney Kore Meteoroloji Müdürlüğü, 0.3 metreye kadar ulaşması beklenen tsunami dalgalarının, yerel saatle 18.29 ile 19.17 arasında ülkenin doğu kıyısını vurabileceği konusunda uyardı.
Pasifik Ateş Çemberi nedeniyle aralıksız depremlere ev sahipliği yapan Japonya, dünyada diğer ülkelere göre depreme en hazırlıklı ülke olarak tanınıyor.
Ülkede Mart 2011'de kaydedilen 9 büyüklüğündeki sarsıntıyı 30 metrelik tsunami dalgaları izledi. Şehirleri haritadan silen tsunami ve deprem, Fukuşima Nükleer Santrali'nin de patlamasına yol açtı. Deprem ve tsunami resmi kayıtlara göre yaklaşık 20 bin can aldı. O günün izleri derin bir kolektif travma bıraktı.
Fukushima'da bulunan nükleer santralde kazayı tetikleyen yıkıcı deprem ve tsunaminin üzerinden neredeyse 13 yıl geçti. Ancak Japonya'da anılar hala taze. Pazartesi günü, Ishikawa'da sarsıntılar başladığında ve tsunami alarmları çalmaya başladığında o dönem yaşananların hepsi tekrar odak noktası haline geldi.
İki dakika boyunca eşi görülmemiş bir sarsıntı yaşandı. Ancak daha kötüsü gelmek üzereydi. 40 dakika içinde, ilk tsunamiler karaya ulaştı ve Japonya'nın kuzeydoğu kıyısındaki kasaba ve köyleri yüzlerce kilometre boyunca süpürdü. Yaşananların tümü Sendai şehri semalarında uçan bir haber helikopteri tarafından canlı olarak yayınlandı.
Japonya depremleri büyüklüğüne göre bildirmiyor. Yerin ne kadar sallandığını bildiriyor. Ölçek 1'den 7'ye kadar değişiyor. Pazartesi günü Ishikawa'da sarsıntı maksimum seviye olan 7'ye ulaştı.
Toyama ve Kanazawa gibi büyük şehirlerde ise hayat şimdiden normale dönüyor. Bu, bir asır önce 1923'te Tokyo'yu vuran büyük depremle başlayan mühendislik zaferinin dikkate değer hikayesi. Büyük Kanto Depremi şehrin büyük bir bölümünü yerle bir etti. Avrupa çizgisinde inşa edilen modern tuğla binalar yıkıldı.
Yaşananlar Japonya'nın ilk depreme dayanıklı bina yönetmeliğinin hazırlanmasına yol açtı. O andan itibaren yeni binaların çelik ve betonla güçlendirilmesi gerekecekti. Ahşap binaların kirişleri ise daha kalın yapılacaktı.
Ülke ne zaman büyük bir depremle sarsılsa, hasar inceleniyor ve yönetmelikler güncelleniyor. En büyük sıçrama 1981 yılında gerçekleşti ve sonrasında tüm yeni binalarda sismik izolasyon önlemlerinin alınması zorunlu hale geldi. Yine 1995'teki Kobe depreminden sonra daha çok ders çıkarıldı.
Başarının bir ölçüsü, 2011'de meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremde Tokyo'daki sarsıntı seviyesinin 5'e ulaşmasıydı. Bu, Japonya'nın başkentinin 1923'te yaşadığı sarsıntıyla aynıydı.
1923'te şehir yerle bir oldu; 140 bin kişi öldü. 2011'de devasa gökdelenler sallandı, pencereler paramparça oldu, ancak hiçbir büyük bina yıkılmadı. Binlerce insanı öldüren yerdeki sarsıntılar değil, tsunamiydi.
Ancak dünya üzerinde böylesine bir depremi çok daha ağır bir bilançoyla yüzleşmeden atlatabilecek başka bir ülke düşünmek zor.