27.02.2022 - 07:05 | Son Güncellenme:
Betül Yasemin Keskin - Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya askeri harekât düzenleyerek aldığı savaş kararının sonuçlarına katlanacağını belirten açıklamalarda bulundu. Rusya’ya karşı ağırlıklı olarak Rus bankacılık sistemini ve ekonomisini hedef alan yaptırımları açıklayan Biden, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı 'zalimce bir saldırıya' giriştiğinin altını çizdi. ABD'nin yanı sıra Avrupa Birliği, İngiltere, Almanya, Kanada, Avustralya ve Japonya da Rusya’ya karşı yaptırım kararı aldıklarını açıklamıştı ancak bu kararlar şimdilik Rusya'yı durdurmaktan uzak görünüyor.
'YAPTIRIMLAR YETERLİ DEĞİL'
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, Joe Biden’ın Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarının özellikle Trump dönemiyle birlikte değişen yeni yaptırım kararlarına benzer olduğunu söyledi. Rusya-Ukrayna geriliminde hem ABD’nin uyguladığı hem de Batılı ülkelerin yaptırımlarının yeni konsepte uygun olarak gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Şener, ABD tarafından Rusya’ya her ne kadar ekonomik yaptırımlar uygulanacak olsa da bunların yeterliliğinin her zaman tartışılacağını söyledi. Özellikle Rusya’daki bankalara, oligark ve parlamento üyelerine yönelik alınan yaptırım kararlarının tam anlamıyla istenileni gerçekleştirecek düzeyde olmadığını söyleyen Prof. Dr. Şener, ABD’nin kararlarının mevcut durum için yeterli olmadığını da ekledi.
'RUSYA’YI CEZALANDIRALIM DERKEN...'
ABD’nin Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarının diğer ülkeleri de etkileyeceğini söyleyen Prof. Dr. Şener, "Burada bir taraftan Rusya'yı cezalandıralım derken bir taraftan da Rusya’nın yanında Rusya'yla ticaret yapan partnerleri de etkilenecek" dedi. Prof. Dr. Sefer Şener aslında çok daha sert önlemler gerektiğini ama ABD ve Avrupa'nın bu yaptırımlardan kendilerinin de etkileneceğini düşünerek Joe Biden'ın açıklamalarının biraz daha sınırlı ve ölçülü kaldığını belirtti.
'İRAN’A UYGULANAN YAPTIRIMLARA BENZER'
Prof. Dr. Sefer Şener, alınan tedbirlerin kısa vadede etkisini gösterecek cinsten olmadığını, özellikle İngiltere'nin hem ABD'ye hem de AB'ye nazaran daha önemli tedbirler aldığını söyledi. İngiltere'nin doğrudan oligarklara dönük de tedbirler almasının bu olayın büyüklüğünü örtmeye yetmeyeceğini söyleyen Şener, Rusya'ya karşı alınan yaptırım kararlarını yıllardır İran'a uygulanan yaptırımlara benzetti.
OLAY ÇÖZÜLÜRSE YAPTIRIMLAR ORTADAN KALKAR MI?
Son olarak yaptırımları hafife almamak gerektiğini, özellikle Bretton Woods sistemiyle birlikte dolar üzerine kurulan bir sistemde ABD’nin Rusya'ya karşı uyguladığı yaptırımların ABD dolarını da etkileyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Şener, "Bu olay çözüme kavuştuğunda yaptırımların da hızlıca ortadan kaldırılacağını düşünüyorum" yorumunu yaptı. Joe Biden’ın Rusya’yı SWIFT'ten çıkarmakla ilgili bir kararının olmamasının normal olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sefer Şener, "Rusya'yı Swift' ten çıkarmak Rusya’yla tamamen ticareti durdurmak anlamına geldiği için de böylesine bir kararı almak mümkün değil" diye konuştu.
'NATO UKRAYNA’YA GERÇEK NİYETİNİ SÖYLEMEDİ'
Emekli Büyükelçi Oğuz Çelikkol da NATO'da etkili olan bazı ülkelerin Ukrayna'ya sahte ümitler verdiğini belirtti. Çelikkol, "Mevcut durumda NATO zaten Ukrayna’yı korumak gibi bir yükümlülüğe sahip değildi. Bu anlamda Ukrayna'ya sahte ümitler verildi ve sonuç olarak Ukrayna büyük bir sorunun içerisine itilmiş oldu. Bu zaman zaman Gürcistan’da da oldu, Avrupa Birliği bunu Türkiye'ye de yapıyor. Hatalar hâlâ devam ediyor, bunlardan vazgeçilmesi gerekir" şeklinde konuştu.
'EKONOMİK YAPTIRIMLAR BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEZ'
Ekonomik yaptırımların Rusya'nın davranışlarını değiştirmekte etkili olmadığını vurgulayan Çelikkol, "Rusya'nın davranışlarını ekonomik yaptırımlarla değiştirmenin pek mümkün olmadığı açık bir durum. Biden yönetimine de şu an bu konuda birçok konuda eleştiri yöneltiliyor. Sorunun temelinde başından itibaren Ukrayna’ya bazı gerçeklerin söylenmemiş olması ve sahte ümitler verilmiş olması yatıyor" ifadeleriyle ekonomik yaptırım kozunun savaşı durdurmak için yeterli olmadığını belirtti.
'NATO VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'DEN BİR SONUÇ ÇIKMAZ'
Rusya'nın Ukrayna topraklarına yönelik başlattığı harekat tüm hızıyla devam ederken gözler NATO ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantılarına çevrilmiş durumda. Emekli Büyükelçi Oğuz Çelikkol, her iki toplantıdan da etkili bir sonuç çıkacağını beklemediğini söyledi. Çelikkol, "NATO'dan bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum çünkü Ukrayna NATO üyesi değil. Ayrıca şu an yaşananlar gelecekte de NATO üyesi olamayacağını kesinleştirdi. NATO’nun veya NATO’yu yönlendiren büyük ülkelerin -ki bunların başında ABD geliyor- Ukrayna merkezli bir çatışma sebebiyle Rusya ile karşı karşıya gelme niyetleri yok. BMGK’da da zaten Rusya ve Çin varlığı söz konusu. Sonuç olarak toplantılardan bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum" dedi.
'TÜRKİYE DİKKATLİ BİR POLİTİKA İZLİYOR'
Türkiye'nin hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Çelikkol, "Türkiye’nin her iki ülke ile de iyi ilişkileri var. Öte yandan Karadeniz'deki dengele de oldukça önemli. Türkiye şu an oldukça dikkatli bir politika izlemek zorunda ve öyle yapıyor. Bu savaş Türkiye için hem çok büyük riskler hem de çok büyük fırsatlar ortaya çıkartıyor. Bunlar üzerinde dikkatli bir politika izleniyor" diyerek Türkiye'nin izlediği politikayı özetledi.
'YAPTIRIMLARIN YETERLİ OLMAYACAĞI AÇIK'
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan, ekonomik yaptırımların Rusya'yı durdurmak için yeterli olmayacağını söyledi. Prof. Dr. Arslan, "Rusya’nın ekonomik yaptırımlarla durmayacağı açık. Ekonomik yaptırımların yeterli olmayacağını Batı dünyası da biliyordu. ABD İran’a yıllardır ambargo uyguluyor ve bu İran'ı durdurabilmiş değil yani Rusya’da bu yaptırımlar ile duracak bir ülke değil. Üstelik Rusya’nın arkasında duran Çin gibi bir ülkeden bahsediyoruz. Tüm bunlar bilindiği halde neden bu şekilde bir politika izlendi? Neden Ukrayna ateşe atıldı? Bu soruların cevabını vermek gerek diye düşünüyorum. Bu konuda çok farklı spekülasyonlar yapılabilir, konuşabilmek için elimizde yeterli veri yok. Kapalı kapılar ardında ne gibi pazarlıklar yapıldı bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
'UKRAYNA BATI'YA GÜVENEREK HATA YAPTI'
Rus ordusunun Ukrayna topraklarına girmesinin ardından özellikle İngiltere’den Rusya'ya karşı sert söylemler geliyor. Rusya'nın uluslararası piyasalarda para transferi yapılmasını sağlayan SWIFT sisteminden çıkarılması için İngiltere yoğun bir diplomasi yürütüyor. Prof. Dr. Arslan, bu yönde yapılan çalışmalarında etkili olmayacağını düşündüğünü söyledi. Prof. Dr. Arslan, "Buradaki en büyük hatayı Ukrayna Batı dünyasına fazla güvenerek yaptı. Ekonomik yaptırımlar ve SWIFT konusunda yapılan tehdit bir işe yaramaz diye düşünüyorum. Ukrayna ve Rusya arasında donmuş ve çözümsüz kalmış bir durum yaratılmaya çalışılıyor. Gürcistan başta olmak üzere Ermenistan'da ve Kafkasya'da bu durum defalarca yaşandı. Ben Rusya'yı bu kadar kışkırtıp Ukrayna'ya saldırmasını sağlamanın bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Bunun cevabı henüz kimse tarafından bilinmiyor. Bu konuda Türkiye'de de çok sağlıklı tartışmalar yapılmıyor. NATO yanlıları farklı bir şey söylerken, Rusya yanlıları başka bir şey söylüyor. Oysa bu durumun Türkiye’ye yansımalarının ne olacağı konusunda detaylıca konuşulmalı. Bu şu an çok nadir yapılıyor" şeklinde konuştu.
Prof.Dr. Havva Kök Arslan, "Rusya 'Biz saldırmayacağız' derken, Ukrayna tarafı 'Biz saldırı beklemiyoruz' derken durumun aniden değişmesi ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması, Batı'nın buna sessiz kalması normal bir olay değil diye düşünüyorum. Bunun arka planında görünmeyen bir durum var. Bu durumun bizi ilgilendiren tarafı nedir onun üzerine odaklanmak gerekiyor. Yeni bir paylaşım yapılıyor gibi bir hava var. İkinci Dünya Savaşı'nda müttefik olan ABD ve SSCB savaş sonunda düşman oldu. Aniden dost veya düşman olan güçlerin bize yansımaları ne olur ona bakmak lazım" ifadelerini kullandı.
'TOPLANTILARDAN AYNI SONUÇ ÇIKACAK'
NATO ve BMGK toplantılarından bir şey beklemediğini belirten Prof. Dr. Arslan, "NATO'dan Ukrayna'nın arkasındayız gibi sadece söz olarak kalan bir karar çıkacak. Biden çok açık şekilde bir müdahale olmayacağını söyledi zaten. Birleşmiş Milletler'de de zaten Rusya ve Çin var buradan da bir sonuç çıkacağını beklemek yanlış olur. Bu artık bir tiyatro haline geldi. Irak, Afganistan ve daha birçok örnek var. Türkiye'nin bu tecrübeler doğrultusunda bu krizde bölgesinde istikrar sağlayacak bir söyleme sahip olması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Rusya'nın davranışlarının da detaylıca tahlil edilmesi gerektiğini belirten Arslan, "Rusya’nın neyi neden yaptığını da iyi bilmek gerekiyor. Birçok açıdan Rusya ve Türkiye birbirine benzeyen ülkeler. Bu tarz krizlerin önüne geçebilmek için Rusya'nın da iyi anlaşılması gerekiyor. Rus halkının ne düşündüğünün anlaşılması gerekiyor bu konuda dengeli davranmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
SWIFT ÖDEME SİSTEMİ NEDİR?
SWIFT paranın hızla sınır tanımadan bir yerden bir yere gönderilmesini sağlayan uluslararası mali yapılanmanın ismi. Kelime olarak da İngilizce, Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication yani Küresel Bankalararası Finansal İletişim Birliği'nin kısaltmasından oluşuyor. BBC Türkçe'de yer alan habere göre, 1973'te oluşturulan ve merkezi Brüksel olan sisteme dünya çapında 200 ülkeden toplam 11 bin mali kuruluş ve banka üye. Kullanıcılara, aktarılan bir paranın bir hesaptan çıktığını ve diğer bir hesaba girdiğini bildiren bir gerçek zamanlı mesajlaşma sistemi gibi. Bu sistem üzerinden her gün 40 milyonu aşkın mesaj gönderiliyor ve trilyonlarca dolar şirketler ya da hükümetler arasında el değiştiriyor. SWIFT mesajlarının yüzde 1'den fazlasının Rusya bağlantılı ödemelere ilişkin olduğu tahmin ediliyor.
SWIFT, tek bir kurumun kendi uluslararası ödeme sistemini geliştirmesi ve bu alanda tekel olmasını istemeyen Amerikan ve Avrupa Bankalarının ortak girişimiyle kurulan bir sistem. 2 binden fazla banka ve finans kuruluşu SWIFT ağının ortak sahibi. Bu ağın merkezi Belçika'da ve işleyici Belçika Merkez Bankası tarafından, ABD ve İngiltere dahil dünyanın diğer önde gelen merkez bankalarıyla ortaklaşa denetleniyor.
SWIFT, üyelerinin uluslararası ödemelerini güvenli bir şekilde yapmalarını sağlıyor. Anlaşmazlıklarda taraf olmayacağı var sayılıyor. Ne var ki 2012'de İran nükleer programı gerekçesiyle konulan uluslararası yaptırımların parçası olarak SWIFT'ten dışlandı. İran bunun sonucu olarak petrol ihraç gelirlerinin neredeyse yarısını ve dış ticaret gelirlerinin yüzde 30'unu kaybetti. SWIFT, kuruluş olarak yaptırım kararlarında hiç bir etkisi olmadığını bu tür kararları hükümetlerin belirlediğini söylüyor.
RUSYA ÇIKARILIRSA NE OLUR?
Rus şirketleri böyle bir yaptırım konduğu takdirde SWIFT'in sağladığı normal, sorunsuz ve hızlı ödemeleri yapamaz hale gelir. Petrol ve tarım ürünleri sektörlerindeki değerli ihraç ürünlerinin karşılığı olan ödemelerinde de büyük aksama yaşanır. Böyle bir durumda tek tek bankalar birbiriyle iletişime geçerek ödemeleri gerçekleştirir ama bu da hem ek zaman hem ek masraf gerektirecektir ve nihayetinde Rusya hükümetinin gelirlerini etkiler. Rusya daha önce de 2014 yılında Kırım'ı ilhak ettiğinde SWIFT'ten dışlanmakla tehdit edilmişti. Rusya hükümeti bunun savaş ilanı anlamına geleceğini söylemişti. Batılı müttefikler o sırada Rusya'yı SWIFT'ten dışlama kararı almadılar ama bu tehdit Rusya'yı MIR adıyla bilinen kendi Ulusal Ödeme Sistemi'ni geliştirmeye yöneltti. Ancak sistemi Rusya dışında kullanan çok az ülke var.
Rusya'nın sistemden dışlanması Rusya'ya mal ihraç eden ya da ithalat yapan şirketleri, özellikle de Alman şirketlerini zor durumda bırakabilir. Rusya Avrupa Birliği ülkelerine en çok doğal gaz satan ülke ve buna alternatif bulmak kolay değil. Enerji fiyatları zaten bir süredir artıyor ve bir çok hükümet fiyatların daha da yükselmesine sebep olacak adımlar atmak istemiyor. Rusya'dan alacağı olan şirketlerin böyle bir dışlama durumunda paralarını tahsil edebilmek için alternatif yollar bulması gerekecektir. Uluslararası bankacılık sisteminde kaos yaşanması ihtimalini göze almamak gerektiğini düşünen bir çok çevre var. Rusya'nın eski Maliye Bakanı Aleksey Kudrin SWIFT'ten dışlanmanın Rusya ekonomisinin yüzde 5 küçülmesine sebep olacağını söylemişti. Fakat yine de böyle bir yaptırımın Rusya ekonomisi üzerinde kalıcı bir etki yapacağı kuşkulu bulunuyor. Rus bankaları ödemelerini Çin gibi kendi ödeme sistemlerine sahip olan ve Rusya'ya yaptırım uygulamayan ülkeler üzerinden de yapabilir.
Bazı ABD Kongre üyeleri SWIFT yaptırımı konusunda ısrar ediyor ama Başkan Joe Biden, büyük ölçüde başka ekonomilere ve ülkelere yapabileceği olumsuz etkiyi göz önüne alarak diğer yaptırımları tercih ettiğini söyledi. Ayrıca bu konuda yaptırım koyabilmek için Avrupa hükümetlerinin desteği de gerekiyor ve şu anda bunların bir çoğu kendi ekonomilerinin zarar göreceğini düşünerek böyle bir karara karşı çıkıyor.