23.09.2022 - 11:10 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
ABD'nin New York kentinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler 77'nci Genel Kurulu'nun ikinci gününde, dışişleri bakanları olağünüstü toplandı. Rusya lideri Vladimir Putin'in 'kısmi seferberlik' ilanı ve nükleer savaş tehdidinin ardından apar topar bir araya gelen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısına, Rusya Dışişleri Sergey Lavrov damga vurdu.
BMGK üyesi 15 ülkeyle Ukrayna ve Belarus'un dışişleri bakanlarının bir araya geldiği son yılların en önemli oturumunda, Uluslararası Ceza Mahkemesi tartışması yaşandı.
Toplantıdan önce gazetecilerin karşısına çıkan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, bir gazetecinin Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile aynı salonda olacağını hatırlatması üzerine "Aramızdaki sosyal mesafeyi koruyacağım" yanıtını verdi.
BMGK toplantısına katılan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna'da işlenen bir dizi zulüm suçlarından Rusya hakkında soruşturma açılması çağrısında bulundu.
Konsey üyelerini Rusya’daki gözlemlerini aktaran Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı (ICC) Karim Khan, mahkemenin yetki alanına giren suçların işlendiğine inanmak için ellerinde makul gerekçeler olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Putin'in uluslararası düzeni parçalamaktan sorumlu tutulması gerektiğini söylerken, Ukraynalı mevkidaşı Dimitro Kuleba Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin çalışmalarına güven duyduğunu belirterek, adalet olmadan barış olamayacağını ifade etti.
Toplantıya 90 dakika geç gelen Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Moskova'nın işgal öncesinden bu yana dile getirdiği tezleri yineledi, Ukrayna ve Batılı ülkelerin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğini savundu: "Asıl mahkemede onlar yargılanmalı."
Ukrayna'yı 'Neo-Nazilerin' yönettiğini ileri süren Lavrov, Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy'nin 'Rus olduğunu hissedenler Rusya'ya gitsin' sözlerine bugün başlayan referandumlarla halkın yanıt verdiğini iddia etti.
Rusya Dışişleri Bakanı, öfke dolu konuşmasının ardından BMGK salonunu terk etti.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Lavrov'un salondan ayrılmasına şaşırmadığını belirterek "Toplu halde kınanmayı duymak istediğini sanmıyorum" dedi.
ÇİN'DEN DÖRT MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ise, ülkesinin takındığı 'denge politikası'nı övdü, ortaya çıkan küresel krizin çözümü için öneriler sundu. Wang Yi, "Çin olarak dört temel madde ve şıklarından oluşan bir teklif sunmak istiyoruz" deyip ekledi:
"Öncelikle diyalog ve müzakerelere bağlı kalmalıyız. En büyük öncelik, tarafların ön koşulsuz diyaloğu sürdürmesidir. Diyalog taahhüdü ve müzakerelerin sonuç vermesi için barışı getirmesi için uygulanabilir seçenekleri masaya koyulmalı. Gerilimi azaltmak için birlikte çalışmalıyız. İlgili taraflar temkinli davranmalı ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmalıdır. Uluslararası toplum, gerilimi azaltmak ve siyasi çözüm için bir alan yaratmak için yapıcı bir rol oynamalıdır. Nükleer tesislerin emniyeti ve güvenliği söz konusu olduğunda deneme yanılmaya yer yoktur, kaza ve risklerin önüne geçilmelidir. Uluslararası hukuka uymak, sivillere yönelik saldırıları önlemek hayati önem taşımaktadır. Sivil tesisler ve sivil kayıpları en aza indirilmeli. Uluslararası insancıl hukuk ihlallerine yönelik soruşturma soruşturmaları, siyasileştirilmeden, bir suçluluk varsayımı yerine hızlı gerçeklere dayalı objektif ve adil olmalıdır... BM merkezli uluslararası sistemi korumak, BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine dayanan uluslararası ilişkilerin temel normlarına uymak, tüm tarafların meşru kaygılarını karşılanmalı."
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınamayan tek süpergüç olan Çin'de, resmi medyada özelilkle NATO'yu suçlayan yorumlar öne çıkıyor.
Rusya, 2014'te Kırım'da uyguladığı taktiği dört bölgede daha hayata geçiriyor. Herson, Zaporijya, Donetsk ve Lugansk'ta bugün sandıklar kuruldu, işgal yöneticilerinin gözetiminde Rusya'ya katılım için oy verme işlemi başladı.