04.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
19. yüzyıldan beri yapılan tüm seçimlerde sadece iki kere yanılmış Ohiolu seçmenler. 1944 ve 1960’da cumhuriyetçi adaya oy vermişler ama, demokrat aday gitmiş Beyaz Saray’a. Şimdiye kadar Ohio’daki oyların çoğunluğunu alamayan hiçbir cumhuriyetçi parti adayı seçimi kazanamamış. Bu fenomenin birçok nedeni var. En başta, Ohio’nun ABD’nin birçok özelliğini içinde barındıran olan bir eyalet olması geliyor.
ABD’nin aynası gibi
Ohio en büyüklerden olmasa da gerek yüzölçümü gerekse nüfusuyla hatırı sayılır bir eyalet. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın ilk yarısında gelişen endüstrisi ve ticaretiyle hızla şehirleşmiş. Büyük göllerden Erie’nin güney kıyısında, ticari yolların kavşağında yer aldığı için yeniliklere, farklı fikirlere ve yaklaşımlara açık olmuş.
İşgücü ihtiyacını karşılamak için milyonlarca göçmene kucak açmış olan kuzey bölgelerinde, çeşitli din ve mezheplerin ibadet mekanları bugün de çeşitliliğin ve hoşgörünün simgeleri olarak duruyor. Birçok şehrinde, doğu ve güney Avrupa kökenli yurttaşların ve Yahudi Amerikalıların yoğun olarak yaşadığı bu eyalet, bir göçmen ülkesi olan ABD’nin aynası gibidir.
Bu tarihi gelişmelerin yanısıra, şehirleşmenin, kültürel ve entellektüel zenginliklerin yarattığı hoşgörülü ortam, 1860’lardan başlayarak kölelikten kaçan güneyli zencilerin özgürlüklerine kavuşmak için geldikleri yer olmuş. Eyaletin yüzde 12’si Afrika kökenli Amerikalı, Cleveland gibi kuzeydeki büyük şehirlerde bu oran yüzde 30un üstüne çıkıyor.
Bu anlattıklarımdan Ohio Demokrat Parti’ye eğilimli gibi görünse de, burada ABD’nin diğer yuzünü de görmek mümkün. Tarım alanlarının, kırsal yerleşimin daha yaygın olduğu orta ve güney bölgelerin gelişmesi eyaletin kuzeyinden farklı olmuş. Bu yöreler, ABD’nin endüstrileşmiş kuzey doğusundan çok, daha tutucu ve tek renkliliğe eğilimli, ırkçılık geçmişi daha yoğun yaşamış güney eyaletlerine yakın bir görünüm veriyor.
Bütün bu özelliklerine rağmen 140 milyonun üzerinde oy kullanılacak bu seçimde nasıl olur da bir eyalet belirleyici olabilir diye soruyorsunuzdur. Bunun cevabı Amerikan seçim sisteminde yatıyor. 6 Kasım günü verilecek oylar, gerçekte Cumhurbaşkanı’nı değil, onu seçecek delegeleri belirliyor. Her eyaletin nüfusuna göre delege sayısı var. İkisi hariç tüm eyaletlerde en fazla oy alan, delegelerin tümünü kazanıyor. Teorik olarak, bir aday en kalabalık 11 eyaletin her birinde çoğunluğu kazanırsa, 39 eyaletin hepsinde kaybetse bile Beyaz Saray’a gidebilir.
Elli eyaletin kırkında çoğunluğun hangi partinin adayına oy vereceğinden pek kimsenin şüphesi yok. Örneğin California’nın 55 ve New York’un 29 delegesinin Obama’ya, Texas’ın 38 delegesinin Romney’ye gideceğine kesin gözüyle bakılıyor. Seçim kampanyalarının mücadelesi ortada olan 8-10 eyalette devam ediyor. Bunların en başında Ohio ve Florida geliyor.
Gönüllüler kapıda!
Her gün yeni kamuoyu yoklamaları yayımlanıyor. Açıklanan tahmini rakamlar toplanarak hesaplar yapılıyor. Öyle görünüyor ki, ortadaki diğer eyaletlerden farklı olarak, Ohio’nun 18 delegesini kazanmadan seçilmek için gerekli olan 270 delegeyi bulmak hemen hemen imkansız. Bu nedenle, şu günlerde Ohio’da bir Obama veya Romney reklamı görmeden 15 dakika televizyon seyretmek, propaganda yapan gönüllülerin telefonu veya kapıyı çalması olmadan 1 saat kesintisiz kitap okuyabilmek mümkün değil.
Baş döndürücü politik ortama rağmen kişisel bir tahmin yapmak mümkün. 2008 ekonomik krizinden, otomobil fabrikalarının iflasından, ev borçları fiyaskosundan en çok etkilenenlerden olan Ohiolular, Obama yönetiminin son yıllarında toparlanmaya başlayan ekonomiden, az da olsa düşen işsizlik oranlarından memnunlar.
Farklı etnik gruplar özellikle Afrika kökenli Amerikalılar cumhurbaskanını kendilerine daha yakın görüyorlar. Son kamuoyu yoklamalarında iki aday arasındaki fark çok az gibi görünse de Obama’nın Ohioluların oylarının çoğunluğunu alarak Beyaz Saray’a dönme ihtimali yüksek.
Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...