08.11.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
İsrail’in ‘Hamas’ı bitirmek’ parolasıyla başlattığı harekat, Gazze’de binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden olurken, dünya bir ayın sonunda oldukça ağır bir tablo ile karşı karşıya.
Gazze’de Hamas yönetimine bağlı basın ofisi, konuyla ilgili bir rapor yayınladı. Buna göre:
Gazze Şeridi’nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 2’si ölü veya yaralı olarak bu saldırılardan etkilendi.
Saldırıların başlangıcından bu yana Gazze Şeridi’ndeki hastanelere ortalama olarak dakikada bir yaralı geliyor, saatte 15 ölüm oluyor. Çocuklarda ölüm oranı saatte 6...
Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 70’i bombalama ve baskınlar nedeniyle evlerinden edildi.
Gazze’de kilometre kareye ortalama 82 ton olmak üzere, 30 bin ton patlayıcı atıldı. Gazze Şeridi’ndeki hastanelerin yarısı ve sağlık merkezlerinin yüzde 62’sinin faaliyetleri durduruldu ve fiilen hizmet dışı kaldı.
Bölgedeki konutların yüzde 50’si bombalama ve baskınlardan zarar gördü. Konutların yüzde 10’u ise tamamen yıkıldı veya oturulamaz hale geldi.
Gazze Şeridi’ndeki okulların yüzde 33’ü bombalama nedeniyle hasar gördü ve yaklaşık yüzde 9’u hizmet dışı kaldı.
Gazze Şeridi’ndeki camilerin yüzde 14’ü hasar gördü, yüzde 5’i ise tamamen yıkıldı.
Öte yandan İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonlar ise devam ediyor. Kuzeydeki kara operasyonlarının yanı sıra, güneyde de Han Yunus kentine hava saldırısı düzenlendi. Mısır sınırındaki Refah’a da saldırı gerçekleşirken, bir binanın yıkıldığı ve bu bölgede de can kaybı yaşandığı aktarılıyor. İki kentte çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği belirtiliyor. İsrail, Gazze’nin kuzeyinden güneyine geçiş için dün yeni bir koridor açıldığını duyururken, savaşın başlamasından bu yana Gazze’de ölenlerin sayısı 10 bin 328’e yükseldi.
‘Filistinli olmanıza gerek yok!’
ABD’li oyuncu Susan Sarandon, sosyal medyada, Filistin’i desteklediğini belirterek, “Gazze’de olanları önemsemeniz için Filistinli olmanıza gerek yok. Filistin’in yanındayım” dedi. Oscar ödüllü Sarandon, X’te (Twitter) yaptığı paylaşımda, ayrıca, ABD’nin New York kentinde 5 Kasım’da düzenlenen Filistin’e destek gösterisinden bir fotoğrafını da paylaştı ve “Herkes özgür olana kadar kimse özgür değildir” ifadesini kullandı.
Öte yandan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Gazze’deki Cibaliye mülteci kampına saldırıyı ve sivillerin öldürülmesini eleştirip ateşkes çağrısı yapan ünlü yıldız Angelina Jolie’ye tepki gösterdi.
Herzog “Hiçbir zaman gerçekleri yerinde görmedi. Gazze’deki insanlar savaşın olduğunu biliyor ancak onların hayatta kalmasını engelleyecek hiçbir insani kriz yok. Angelina Jolie, sözleriyle, İsrail halkına kendini savunma hakkı tanımıyor” dedi. Jolie’nin eleştirilerine babası Jon Voight de tepki gösterdi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail ordusunun Gazze kent merkezine girdiğini iddia etti.
Tel Aviv’de basın toplantısı düzenleyen Gallant, İsrail askerlerinin kuzeyden ve güneyden Gazze şehrinin “kalbine” doğru ilerleme kaydettiklerini öne sürdü.
‘Sinvar kapana kısıldı’
Gallant, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın da “sığınağında kapana kısıldığını ve çevresiyle irtibatının kesildiğini” iddia ederek, “Tüm Gazze şehri sakinlerini güneydeki daha güvenli bölgelere gitmeye çağırıyorum. Böylece zarar görmezsiniz” ifadelerini kullandı.
Gallant, insani aralar için artan uluslararası taleplerle ilgili olarak, “İnsani aralar, bana göre, her şeyden önce Hamas tarafından tutulan esirlerin geri dönmesi anlamına geliyor. Rehineler geri dönmeden insani aralar olmayacaktır” dedi.
Beyaz Saray’dan açıklama
ABD, “Gazze’nin merkezine girdik” açıklamasına mesafeli yaklaştı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, “Gazze’nin İsrail güçlerince yeniden işgali doğru bir şey olmaz” yorumunda bulundu.
İsrail ve ABD’nin dost iki ülke olduğuna vurgu yapan Kirby, “Dostlar, ancak her bir kelime üzerinde anlaşmamız gerekmiyor. Netanyahu ve Biden her konuda her zaman aynı noktada değil” dedi.
Gazze’nin ‘güvenliğinden’ İsrail sorumlu olacak!
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyonun ardından bölgeyi nasıl bir geleceğin beklediği bir süredir tartışma konusuydu ve farklı senaryoların gündemde olduğu belirtiliyordu. Konuyla ilgili olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan da dikkat çekici bir açıklama geldi. Netanyahu, Amerikan ABC kanalına verdiği röportajda, çatışmalar sona erdikten sonra srail’in “Gazze’nin güvenliğinden” sorumlu olacağını söyledi. Netanyahu, bunun ne kadar süreceğinin bilinmediğini belirtti. İsrail Başbakanı, Hamas 7 Ekim’de kaçırdığı rehineleri geri vermeden ateşkes sağlanamayacağını yinelerken, insani araların verilebileceğini ifade etti. Netanyahu ayrıca 7 Ekim’de yaşanan zafiyetle ilgili ‘sorumluluğu alacağını’ ancak bunun ‘savaş sonrası çözüleceğini’ belirtti.
Bu açıklamalar Gazze’de savaş sonrası ne olacağına dair sorulara İsrail yönetiminin en tepesinden verilen ilk yanıt oldu. Güvenlik sorumluluğunun ne anlama geldiği ise yoruma açık. “Güvenlik sorumluluğu”, İsrail’in Batı Şeria’nın bir kısmında da kullanıldığı bir kavram. Oslo Anlaşması’nda da kullanılan bu tabir, yerel yönetimin Filistinlilere ait olduğu, güvenlik ve asayişin ise İsrail tarafından sağlandığı bir anlayışa işaret ediyor. Bu durumun Gazze’de ne kadar uygulanabilir olduğu ise İsrail’de de tartışma konusu.
ABD’nin Suriye ve Irak üslerine 38 saldırı
İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar dolayısıyla bölgede yaşanan gerilim, ABD askerlerinin bulunduğu yerlerin hedef alınmasına neden oluyor. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), 17 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’deki ABD güçlerine yönelik 38 saldırı olduğunu, en az 45 Amerikan askeri ve personelinin yaralandığını açıkladı. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, “Hamas’ın yeni terör saldırılarına karşı kendisini savunan İsrail’e güvenlik yardımı sağlamaya devam edeceklerini kaydetti. Ryder, Ortadoğu’da 4 ana hedefleri olduğunu söyleyerek, bunları “Bölgedeki ABD güçlerini ve vatandaşlarını korumak, Hamas karşısında İsrail’e kritik güvenlik desteği sağlamak, İsrail’in rehinelerinin serbest kalmasına yardım etmek ve bölgedeki krizin Gazze’nin ötesine geçmesine engel olmak için güçlü bir duruş ortaya koymak” diye sıraladı.