30 yıl sonra inanılmaz olay! Canlı çıktı, ikinci şok ise...
05.06.2022 - 06:59 | Son Güncellenme:
Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde eşine az rastlanır bir olay yaşandı. Nathalye De Almedia babasının ölümünün ardından evi temizlediği sırada çatı katında 30 yıldır kendilerini bekleyen bir sürpriz ile karşılaştı.
Milliyet.com.tr - Uzun ömür sürmeleriyle bilinen kaplumbağalar bir insana hayatı boyunca yoldaşlık edebilecek nadir hayvanlardan. Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde yaşanan olay da bunun en ilginç örneklerinden oldu. Nathalye De Almedia, babasının vefatının ardından annesinin yanına gidip evi temizlemeye başladı. Çatı katını temizlemek için üst kata çıkan Nathalye gördüğü manzara karşısında ise şoke oldu.
TADİLAT SIRASINDA KAYBOLDU
Almeidas ailesi 1982 yılında evlerini tadilata sokmuştu. Tadilat sırasında ailenin çok sevdiği evcil hayvanı 'Manuela' adlı evcil kaplumbağaları kayboldu. Evde çalışan işçiler o gün kapıyı açık bıraktığı için aile üyeleri Manuela’nın kapıdan kaçtığını düşündü ve kaplumbağayı dışarıda aramaya başladı. Aile üyeleri onu bulmak için evin etrafını aradı, taradı ancak sorduğu hiç kimse kaplumbağayı görmemişti. Bunun üzerine aile Manuela'nın tamamen ortadan kaybolduğunu ve bir daha asla bulamayacaklarını düşünerek aramalarını sonlandırdı.
ÇÖP ATARKEN ŞOKE OLDU
Manuela’nın kaybolmasından 30 yıl sonra 2013 yılında ailenin babası Leonel de Almeida hayatını kaybetti. Leonel, bir şeyleri tamir etmekten hoşlanıyordu ve bu sebeple evin çatı katında bozuk şekilde duran onlarca farklı eşya vardı. Zamanla çatı katında biriken eşyaların sayısı çoğalınca, aile burayı temizlemeye karar verdi. Çatı katını temizlemeye başlayan aile bu kararla hayatlarının sürpriziyle karşı karşıya olduklarını bilmiyordu. Çatı katının temizlenmesinin ardından Leonel'in oğlu Leandro de Almeida, çöpe atılması gereken eşyaları dışarı çıkarmaya başladı. Tam o sırada aile, komşularının yaptığı uyarıyla şaşkına döndü.
"Çöp torbasını yere koydum ve komşu bana 'Kaplumbağayı da atacak mısın?' dedi. İlk başta ne dediğini anlamadım. Ancak sonra çöpe dikkatli baktığımda bir kutunun içinde Manuela’yı gördüm."
Kaplumbağasının bulunmasıyla anne Lenita göz yaşlarını tutamadı. Nathalye de Almeida, “Manuela'nın 30 yıl sonra çıkıp gelmesiyle büyük bir şok yaşadık. Annem ağlayarak yanıma geldi ve 'Manuela'yı buldular!' dedi. Şaşkınlıktan hepimiz bembeyaz olmuştuk" şeklinde konuştu.
DİŞİ SANDILAR, ERKEK ÇIKTI
Manuela bulunduktan yaklaşık 10 yıl sonra gazeteciler tekrar ailenin kapısını çaldı. Kaplumbağanın hâlâ hayatta olduğunu belirten aile üyeleri gazetecilere Manuela’yı bulduktan sonra bir şok daha yaşadıklarını söyledi. Kaplumbağa bulunduktan sonra kontrol ettirmek için veterinere götürdüklerini söyleyen aile, kaplumbağalarının dişi olduğunu düşündükleri için ona 'Manuela' ismini vermişti. Ancak veteriner Manuela’nın sanılanın aksine dişi değil, erkek olduğunu söyledi. Böylece kaplumbağanın adı 'Manuel' olarak değiştirildi.
Nathalye De Almedia, “Manuel çok büyüdü. Onu benimle yaşaması için yanımda getirdim çünkü onu çok seviyorum" dedi. Annesinin zaman zaman gelerek Manuel’i ziyaret ettiğini belirten Nathalye, “Annem kızının ve torununun bu özel hayvanla bir bağ kurduğunu görmekten çok memnun. Annem onu besliyor ve sevgisini göstermek için öpüyor. O sırandan bir kaplumbağa değil, adeta ailemizin bir üyesi" diye konuştu.
30 YIL BOYUNCA NASIL YAŞADIĞI BİLİNMİYOR
Tüm aile kaplumbağalarını canlı ve iyi buldukları için çok mutlu. Ancak sevimli hayvanlarının 30 yıl boyunca nasıl hayatta kaldığını bilmiyorlar. Kaplumbağa ilk bulunduğunda yapılan haberler üzerine veteriner hekim Profesör Jefferson Pires, kaplumbağaların çok uzun yıllar yaşadığını ve yemek yemeden 3 yıla kadar hayatta kalabileceklerini söyledi. Pires, Manuela'nın çatı katının ahşap zemininde dolaşan termit (beyaz karınca) lavralarını yiyerek hayatta kalmış olabileceğini de belirtti.
Kaplumbağalar uzun süre yiyeceksiz hayatta kalabilseler bile suya ve güneş ışığına da ihtiyaçları var ve Manuel'in bu ihtiyaçlarını nasıl karşıladığı bilinmiyor. Birçok insan bu hayatta kalma hikâyesinin doğruluğuna şüpheyle yaklaşıyor. Hatta bazıları bulunan kaplumbağanın Manuel olmadığını düşünüyor. Farklı bir grup ise baba Leonel de Almeida’nın ailesinin haberi olmadan uzun bir süre boyunca evcil hayvanı beslediğini düşünüyor.
EN YAŞLISI 180 YAŞINDA
Dünyanın en yaşlı kaplumbağası ise Güney Atlantik’te bulunan St. Helena adasında yaşayan Jonathan olarak biliniyor. St. Helena adasına ilk kez 1882 yılında getirilen Jonathan, o dönemde adanın valisi olan William Grey-Wilson'a hediye edilmişti. Jonathan’ın veterineri Joe Hollins onu her gün kontrol ediyor. Hollins, kaplumbağa Jonathan’ın daha yaşlı olabileceğini düşünüyor. Hollins, “Dürüst olmak gerekirse ben onun daha yaşlı olabileceğini düşünüyorum ama bunu bilmemiz mümkün değil” diyor.
