3. Dünya Savaşı ‘uyarısı’

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali devam ederken, uluslararası diplomatik çabalar yeniden hız kazanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres dün Rusya’da görüşmelerde bulunurken, Rus tarafından görüşme öncesi yapılan açıklamalar dikkat çekti. Nitekim Kremlin, Almanya’daki Amerikan askeri üssü Ramstein’de 40 ülkenin temsilcileriyle yapılan “Ukrayna güçlerine ek kapasite sağlama” toplantısını bir ‘3. Dünya Savaşı riski’ olarak değerlendirdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, önceki akşam yaptığı açıklamada, 3. Dünya Savaşı çıkması olasılığının “gerçek bir risk” olduğunu söyleyerek, Batı’nın Ukrayna’da bir nükleer savaş tehdidini hafife almaması gerektiğini kaydetti. 

‘Korkutmaya çalışıyor’

ABD ve NATO’nun, Ukrayna’ya sağladığı silah desteğini örnek göstererek, NATO’nun özünde Rusya ile savaş halinde olduğunu savunan Lavrov, “Bu silahlar, Ukrayna’da özel harekat kapsamında hareket eden Rus ordusu için meşru bir hedef olacak. Savaş, savaş demektir” diye konuştu. Ukrayna ile süren müzakerelerde yaşanan aksaklıkların İstanbul’da alınan kararların anlaşmaya dökülmemesinden kaynaklandığını savunan Lavrov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy’i de “müzakere yapıyormuş gibi yapmakla” suçladı.

Bu açıklamalara tepki gösteren Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Rusya’nın uluslararası kamuoyunu ‘3. Dünya Savaşı ile tehdit ettiğini’ belirtti, “Bu, Moskova’nın Ukrayna’da yenilgiyi sezdiği anlamına gelir” dedi. Kuleba, Lavrov’un dünyayı korkutup Ukrayna’ya yardımı engellemeye çalıştığını ifade etti.

Veto hakkı kalacak!

Öte yandan dün Lavrov ile görüşen Guterres, Moskova ziyaretinde, Rusya’nın Ukrayna işgalinin BM tüzüğüne aykırı olduğunu söyledi. Guterres, Lavrov ile oldukça samimi bir görüşme gerçekleştirdiğini ifade ederek, Ukrayna’da insan hakları ihlalleri yapıldığına ve savaş suçu işlendiğine ilişkin gelen bilgilerden endişe duyduğunu söyledi. Ukrayna’daki olası savaş suçlarının soruşturulması çağrısında bulunan Guterres, Kiev ve Moskova’yı savaştan kaçmaya çalışanlara insani koridorlar açmak için BM ile birlikte çalışmaya çağırdı. 

Lavrov ise konuşmasında BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin veto etme hakkını azaltmaya yönelik sunulan tasarıyı eleştirdi ve “BM Genel Kurulu’na sunulan Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin veto yetkisine ilişkin karar hiçbir şekilde durumu etkilemeyecektir. Veto hakkı hiçbir yere gitmeyecek. Bunu size sorumlu bir kişi olarak söyleyebilirim. Veto hakkı BM’nin destek direklerinden biridir. O olmadan kurum altüst olur” diye konuştu.

Putin: Müzakere kapısı hep açık

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile BM Genel Sekreteri Guterres Kremlin Sarayı’nda bir araya geldi. 1 saat süren görüşme sonrası Putin, Ukrayna’daki “askeri operasyonların” sürmesine rağmen müzakere kapısını hep açık tuttuğuna dikkat çekerek, “İstanbul’daki Rusya-Ukrayna müzakerelerinde ciddi bir ilerleme kaydedildi” dedi. BM, Rusya ve Ukrayna arasında temas grubu oluşturulması gerektiğini ifade eden Guterres ise Mariupol’den tahliyeler için iş birliği çağrısında bulundu.

Almanya’da tarihi toplantı

ABD’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Ukrayna’ya Yönelik Savunma ve Güvenlik İstişare Grup Toplantısı” Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde başladı. Oturum, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in konuşmasıyla başlarken, toplantıda 40 ülkeden temsilciler yer aldı. Toplantıya, Türkiye adına Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar katıldı. Toplantıda Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının ardından mevcut durum ile yardım konuları ele alınıyor. Öte yandan Ukrayna’ya ağır silah sevkiyatında çekingen davranan Almanya, Gepard uçaksavar tanklarının Ukrayna’ya teslimatını onayladı. Hava hedeflerine karşı etkili olan bu zırhlılar, aynı zamanda kara hedeflerine karşı da kullanılabiliyor.

Dostluk anıtı yıkıldı

Kiev’de 1982’de bronzdan yapılan 8 metrelik Rusya-Ukrayna Dostluk Anıtı, belediye tarafından yıkıldı. Anıtta yer alan Rus işçinin kafası, çalışmalar sırasında koptu.

Çernobil yine tehlikeli! 

Dünyanın en büyük nükleer faciası olarak nitelenen Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali’ndeki patlamanın üzerinden 36 yıl geçerken, santralin radyasyon seviyeleri yeniden “anormal düzeye” çıktı. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, bir süre Rusların eline geçen, ardından tekrar Ukraynalılara bırakılan santraldeki radyasyon seviyesinin anormal düzeye ulaştığını duyurdu. Rusya’nın santrali işgal altında tutmasını “Çok çok tehlikeliydi” diye niteleyen Grossi, “Rus güçlerin buraya getirdikleri ve ayrılırken de götürdükleri ağır ekipmanların hareketleri nedeniyle (radyasyon) seviyelerinin yükseldiği anlar oldu. Gün be gün takip ediyoruz” ifadelerini kullandı. 26 Nisan 1986’da meydana gelen patlama, Sovyetler Birliği yönetimince gizlenmiş, gerekli önlemler alınmadığı için milyonlarca kişi hayatını kaybetmişti.

‘Azov Taburu Türkiye’yi  istiyor!’

Rusya’nın ele geçirdiği Mariupol şehrinde, halen Azovstal fabrikasındaki direnişlerinin sürdüren Ukraynalı askerlerin Türkiye’ye tahliye edilmek istedikleri öne sürüldü. Rusya’nın kontrolündeki Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) lideri Denis Puşilin, Rus “Solovyov” kanalına yaptığı açıklamada, fabrikadaki Ukraynalı kuvvetlerin Kiev yönetimine güvenmediğini, DHC güçleri ve Rus ordusuyla iletişime geçmeye çalışarak, nasıl en iyi şekilde teslim olacakları konusunda pazarlık yapmaya çalıştıklarını söyledi. Rus TASS haber ajansı ise, Ukraynalı askerlerin en son Kiev’e değil Türkiye’ye gönderilmeyi talep ettiklerini, silahlarını da Türkiye’ye teslim etmek istediklerini iddia etti.