19.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Umut Eroğlu - Teknoloji
Sanat güneşimiz Zeki Müren’i bugün sahnede canlı izlemek için bir bilete ne kadar öderdiniz? Yanıtlar herhalde 10 bin liradan başlar, “Paha biçilemez” e kadar gider… Herkesin geçmiş zaman kahramanı, yaşasaydı da kanlı canlı bir kez olsun izleseydim dediği en az bir sanatçı vardır. Hele bizim mazimiz böyle ne isimlerle dolu… Barış Manço’yu düşünün mesela, Cem Karaca’yı, Müzeyyen Senar’ı… Öyle bir liste ki Müslüm Gürses’ten Neşet Ertaş’a, Safiye Ayla’ya kadar uzar gider.. Hele dünya tarihine gelince… John Lennon mı dersiniz, Bob Marley mi? Yoksa Michael Jackson mı istersiniz, hip hop efsanesi Tupac Shakur mu?...
İşte herkesi heyecanlandırabilecek bu masalsı fikir, eğlence teknolojisi geliştiren mucitlerin de epeydir ilgisini çekiyor. Şimdilerdeyse işler iyice kızışmaya başladı. Hologram teknolojisi marifetiyle ölmüş sanatçıları sahneye döndürmek, yakında milyar dolarlık büyük bir sektöre dönüşecek. Hologramla can bulan sanatçıların sonuncusu, 2014’te Billboard Müzik Ödülleri’nde “sahne alan” Michael Jackson olmuştu. Jackson’dan iki yıl önce herkesi hayrete düşüren performans, efsane rap’çi Tupac Shakur ile Snoop Dogg’un düetiydi. Tüm dünyada ses getiren bu performanslar, aslında seri halde ortaya çıkacak bir efsanevi ünlüler geçidinin habercileriydi. Sırada kimler mi var? Marilyn Monroe, Elvis Presley, Whitney Houston ve dahası… İşin ne kadar büyük olduğunu siz tahmin edin...
Yeniden yaratmak gerek
Sahnede hologram tekniğinin ilk örneği epey geçmişe uzanıyor. 1862 yılında İngiliz mühendis Henry Dircks ve bilim insanı John Henry Pepper’ın icat ettiği “Pepper’s Ghost” (Pepper’ın Hayaleti), Charles Dickens’ın “The Haunted Man” adlı romanını sahnelerken kullanılmıştı. Sahnenin alt tarafında karanlık bir bölmede yer alan canlı bir insanın üzerine ışık vuruluyor ve görüntüsünün sahnedeki büyük bir cama yansıması sağlanıyordu. Camın açılı durması sebebiyle görüntü havada yüzüyormuş gibi bir etki yaratıyordu. Bugün sahnede uygulanan teknik de bunun geliştirilmiş bir versiyonu.
Canlı görüntüyü sahneye bu şekilde yansıtmak pek karmaşık değil. Fakat iş, hayatta olmayan birisini canlandırmaya gelince ileri derece görsel efektler uygulamak gerekiyor. Bir ünlünün geçmiş video görüntülerini sahneye yansıtmak ilk birkaç şov için heyecan verici fakat zamanla sıkıcı bulunacağı kesin. Bu yüzden onları yeniden yaratmak gerekiyor. Tupac Shakur’u hayata döndürmeye soyunan ekip, her yanı yüzünün fotolarıyla dolu bir stüdyoda, 2 ay gece gündüz demeden çalışmış. Sonunda Tupac’ın tüm mimiklerini ve ifadelerini tanımlayarak görsel efekt birimine iletmişler. Böylece rahmetli rap’çi sahnede görülmemiş derecede canlı bir havaya bürünmüş. Bu konuda çalışması en rahat isim -telif için cepte birkaç milyonunuz varsa- Michael Jackson. Her zaman çağının ötesini gören, popun kralı Jackson, ölmeden önce tüm vücudunu üç boyutlu tarayıcıdan geçirtmiş. Yaşarken nasıl ölümsüz olunacağını bilmek böyle bir şey olsa gerek...
Star Wars hologramlar yolda
TeleHuman 2 adlı Kanada menşeli girişim, “Star Wars“un ünlü hologramlarını gerçeğe dönüştürmeye çok yaklaştı. TeleHuman ismi “ışınlanma”dan geliyor. İnsanın üç boyutlu görüntüsünü gerçek zamanlı aktarabilen teknoloji, iki metrelik silindirik bir ekran kullanıyor. Yansıtılan görüntü, silindirin içinde gerçek insan varmış hissi uyandırıyor ve etrafında dolanarak 360 derece izlenebiliyor. Teknoloji öncelikle kongrelerde, özel toplantılarda ve iyice geliştiğinde sahnelerde kullanılacak. (Kaynak: The Wired UK, NBC)