CumartesiYetişkinlere masallar...

Yetişkinlere masallar...

29.03.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Judith Liberman, Paris Konservatuvarı’nda anlatıcılık okudu. 11 aylığına geldiği Türkiye’de 11’inci yılında... Liberman’ın masal gecelerine gelenlerin çoğu yetişkin...

Yetişkinlere masallar...

- A demek çocuklara masal anlatıyorsun?
- Çocuklara değil, yetişkinlere anlatıyorum.
- Nasıl yani? Gelen oluyor mu bari?
- Tabii.
- Şey, peki ben de gelebilir miyim?
Masalcı Judith Liberman’ın gün içinde
sık sık karşılaştığı bir durum bu. Pomona Üniversitesi’nde tiyatro, Paris Konservatuvarı’nda anlatıcılık eğitimi alan Liberman, 11 aylığına geldiği Türkiye’de
11’inci yılına girdi. Çağdaş masal
anlatıcılığının en önemli temsilcilerinden
biri olan Liberman akıcı Türkçesiyle masal geceleri atölyeleri düzenliyor.

Siz bir masalcı mısınız?

Aslında uğraştığım sanatın adı “anlatma sanatı”. Türkçe’de masal, hikaye, öykü, fıkra, anekdot gibi pek çok şey var. Aslında hepsi “storytelling”, yani anlatma...

Neden bazı insanlar çok güzel anlatır bazıları hiç anlatamaz?

Herkes anlatır. “Homo sapiens değil, homo fabula’yız” diye bir söz var; yani “bilen insan” değil, “anlatan insanız”. Ama evet, bazılarının özel bir ilgisi vardır.

Haberin Devamı

Masallar neden önemlidir?

Çünkü bize dünyanın sıradan bir yer değil, kutsal bir bahçe olduğunu, hayatın “işe git-gel, yemek hazırla, televizyon izle”den ibaret olmadığını gösterirler. Hayret edebilmemizi sağlarlar. Bütün o bayıldığımız filmler eski mitlerin yorumudur. Masallar insanı transa sokar. Masalda geçen tırnağa kıymık batması insanlara “Ay” dedirtir. İyi bir anlatıcı hiç gitmediğiniz bir yerden bahsederken o yerin kokusunu bile hissedersiniz. Ha limon yedin,
ha birinin nasıl limon yediğini anlatışını dinledin... Beynin verdiği tepki aynı; ağzın sulanır. Zaten o yüzden filmlerde de ağlarız, korkarız ya da güleriz.

Unutmak istediğimiz şeyleri anlatmazsak unutur muyuz?

Kendine de anlatmazsan evet. Ama “Bunu unutmak istiyorum” dediğin anda onu kendine hatırlattığın için unutman uzun sürer. Anlatmak dikkat etmektir. Anlattığın
şey senin için önemlidir. Anlatırken hayatındaki gerçeklere şekil verirsin.

“Masalların iyileştirici gücüne inanıyorum”

Masallar sembolik ilaçlardır diyorsunuz...

Ben masalların iyileştirici gücü olduğuna inanıyorum. Bence anlatmak şifalı bir işlem, masallar da sembolik ilaçlar... Eskiden Hindistan’da doktorlar, bir hastalığın psikolojik kökenini iyileştirmek için ilaç niyetine masal verirlermiş.

Haberin Devamı

Kimler geliyor masal gecelerine?

Farklı mesleklerden insanlar... Günlük hayatta daha iyi iletişim kurmak isteyen de geliyor, masal öğrenmek isteyen de... Daha çok yetişkinler geliyor.

Masal atölyesinde neler yapıyorsunuz?

Atölye birbirinden bağımsız üç modülden oluşuyor. İlk modülde günlük hayatta farkındalığı nasıl artırabileceğimize bakıyoruz. İkinci modülde jest, mimik,
göz kontağı, ses... Üçüncü modülde ise masalların içindeki sembollere bakıyoruz.

“Anadolu zengin bir anlatı toprağı”

Sizin bu alana ilginiz nasıl başladı?

Ailem 70’lerdeki toprağa dönüş hareketindendi. Şehirden köye döndüler, bir dokumacılık komünü kurdular. Yaşadığımız yere sürekli jonglörler, masalcılar gelirdi. O dönemde Fransa’da masal geleneği yeniden canlanıyordu. Annemler de bir masalcılık derneği kurmuşlardı.

Haberin Devamı

Türkiye’de böyle bir bölüm yok değil mi?

Şimdilik yok. Bana biraz vakit verin. Pek çok üniversitenin ilgisi var. Sessiz, sakin bir devrim yapıyoruz.

Türkiye’de köylerde masal anlatma geleneği devam ediyor mu?

Anadolu zengin bir anlatı toprağı. Türkiye kadar zengin bir Hindistan vardır. Arşivler masallarla dolup taşıyor.
Ama anlatıcı yok. Üniversitelerin halk bilimi bölümlerinde okuyanlar da böyle söylüyor.

Buraya nasıl geldiniz?

Dışişleri Bakanlığı’nın açtığı bir program için geldim. Ankara’da kültür ateşeliğinde çalıştım. Sonra ODTÜ’de öğretim görevlisi oldum. Birkaç sene önce de İstanbul’a taşındım.

“Eğer masalı yarım bırakırsan lanetlenirsin”

* Masal okunmaz, anlatılır. Masalın yazılı hali iki sayfa arasında kalan bir kelebek gibidir, ona üfleyip can vermek gerekir.
* Masalcılar arasında iki inanış vardır: Bir masal sana “Beni anlat” diyorsa ve sen anlatmıyorsan hasta olursun. Bir masalı yarım bırakırsan yine aynı şekilde lanetlenirsin.
* Bir masalı ancak sana dokunmuşsa, senin hayatını kurtarmışsa başka insanları da etkileyecek şekilde anlatabilirsin.
* Her masalın bir iskeleti vardır.
Kendi versiyonunu anlatırken o iskelete zarar vermemek masalcının sanatıdır.