04.04.2020 - 03:01 | Son Güncellenme:
ZEYNEP KAKINÇ
Covid-19 salgını bir yandan tüm hayatımızı krize sokarken diğer yandan da eskimeye yüz tutmuş geleneklerimizi hatırlattı. Son yıllarda hazır yemekler, ayaküstü atıştırmalıklar büyük ölçüde ev sofralarımızın yerini aldı.
Sandviç, pizza, hamburger yapan cafeler, restoranlar derken, bu beklenmedik korona sıkıntısı, hayatımızın bir zamanlar ayrılmaz parçasını yeniden gündemimize getirdi. Mecburen de olsa ev sofraları diriltildi; giderek artan haftanın en azından belirli günleri dışarıda yeme alışkanlığı sekteye uğradı. Aslında, Türk mutfak geleneğinde lokanta yemekleri ev yemeklerinin yerini hiçbir zaman tutmamıştır. Dışarıda yemek yeme alışkanlığı, belirli kesimler dışında, çok özel vesileler olmadıkça, yakın zamanlara kadar pek de popüler değildi. Çocukluğumda büyüklerimin, “Adam olacak kişi, sofrada yemek yiyişinden belli olur” dediğini hatırlıyorum. Allah ne verdiyse, evlerde yenilirdi yemek. Evin mahremiyetinin bir parçasıydı sofralarımız. Yenilen içilen şeyler övünülerek anlatılmazdı konuya komşuya. Mahremdi. Yani diğer deyişle evin mahremiyeti korunur, mutfakla ilgili konuşulmazdı. Kiler diye bir bölüm vardı evlerde. Kiler, evin en az 3-4 aylık zahiresini barındıran bölümdü. Pilavlık ve köftelik bulgurlar, çorbalık mercimek; fasulye, nohut, un, pekmez, bal, peynir, salça, turşu, sebze ve meyve kuruları hazır beklerdi kilerlerde. Bence, şu an da her evde en fazla ihtiyaç duyulan bölüm. Neler yapılmazdı ki evlerde. Çorbalar, yahniler, tavalar, börekler, hamur işi tatlılar, sütlü tatlılar… Zeytinyağlı ve sarıyağlı dolmalar, pilavlar, hoşaflar. Kahveden önce yenecek tatlılar ve tabii sonunda da Türk kahvesi…
Bacası tüten ev, mutlu evdi. Beddualar, “Ocağı sönesice, ocağı batasıca, ocağına incir ağacı dikilesice” diye edilirdi. Aile fertlerinin bir arada yemek yemelerine özen gösterilirdi sofralarda. Bunları hatırlayalım istedim. Bu felaket bir an önce geçsin diye dileyelim... Bu arada da, hasret giderelim ev sofralarında. Elbette eve kapandık diye bir anda yılların alışanlıklarından vazgeçmek mümkün değil. Açıkçası şöyle güzel bir restoranda yemek yemeyi de özlüyor insan. Sosyal medya paylaşımlarında takip ediyorsunuzdur; sanki evlerde hayat masa etrafında dönüyor. Sadece gastronomiyle ilgisi olanlar değil, herkesin illa ki bir yemek, bir masa, bir mutfak paylaşımı var. Evimizde olmayı değerlendirelim bu arada. Önce menümüzü yazalım. Sonra da harika bir akşam yemeği için evdeki imkânlarımızla güzel masamızı kuralım.
Evimizde restoran masasını nasıl kurarız?
Öncelikle masanıza temiz, ütülenmiş beyaz bir örtü örtün. Herkes için birer supla üzerine sırayla ana yemek tabağı, ara yemek tabağı ve çorba kaselerinizi dizin. Servis tabaklarının sağ yanına en dıştan içeri doğru sırayla çorba kaşığını, ara yemek bıçağı ve ana yemek bıçağını dizin. Sol tarafına ise dışarıdan içeri doğru ara yemek çatalınızı ve ana yemek çatalınızı yerleştirin. Servisinizin üst kısmına tatlınız kaşık ile yeniyorsa sadece tatlı kaşığını, çatal bıçak ile servis ediliyorsa tatlı çatal bıçağınızı yerleştirin. Tatlı servisi için üçünü bir arada da kullanabilirsiniz. Her türlü de yönleri çok önemli, yukarıdan aşağıya doğru sırayla sola bakacak şekilde kaşık, sağa bakacak şekilde çatal ve sola bakacak şekilde bıçağı dizin. Bez peçeteyi güzel bir peçeteliğe takıp çorba kâsesinin üzerine veya servisinizin en soluna çatallarınızın yanına koyun. Eğer peçeteliğinizi yoksa düzgün bir şekilde katlayıp suplanızın altına sıkıştırabilirsiniz. Masanıza tuzluk, biberlik ve peçeteliğinizi mutlaka koyun. Peçeteliğinizde kâğıt peçete de bulunsun. Ekmek sepetinizi masanıza mutlaka bez bir peçeteyle kapatıp koyun. Ekmeklerin servisi için de servis tabaklarınızın sol üstüne küçük tatlı tabakları yerleştirebilirsiniz. Böylece ekmek kırıntıları masanızı kirletmez. Su ve meşrubat bardaklarını ise servisinizin sol üst köşesine bıçakların üst hizasına, su bardağı solda meşrubat bardağı sağda olacak şekilde yerleştirin. Sürahinizi masanıza koyun, ancak servis etmek istediğiniz diğer içecekleri masanızın yakınına koyacağınız bir servis sehpasına koyabilirsiniz. Eğer evinizde varsa şık bir çiçeği, dekoratif objeyi de masanızı süslemek için kullanabilirsiniz.
Menü önerisi
Çorba: Sebze çorbası, domates çorbası, kremalı mantar çorbası.
Salata: Mevsim salatası, ince kıyım beyaz peynirli roka salatası, çoban salatası.
Zeytinyağlı veya meze: Zeytinyağlı enginar, Çerkez tavuğu, zeytinyağlı biber dolma.
Ana yemek: Hünkârbeğendi, kâğıt kebabı, karnıyarık.
Tatlı-Meyve: Sakızlı muhallebi, dondurmalı kadayıf, çikolatalı sufle.