CumartesiReçel satıp çocuk okutuyorlar

Reçel satıp çocuk okutuyorlar

28.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

16 öğrencinin okuma masraflarını karşılayan Aylin Kültür ve Sanat Evi'ndeki gönüllü anneler artan yardım taleplerini karşılamak için alternatif reçel çeşitleri yarattı

Reçel satıp çocuk okutuyorlar

Reçele dair bugüne kadar öğrendiklerinizi bir kenara bırakıp yeni tatlar denemek istiyorsanız İstanbul'un Kazasker semtindeki Aylin Kültür ve Sanat Evi'ne uğrayın. "Bugüne kadar öğrendiklerinizi bir kenara bırakın" diyoruz çünkü burada alışılmış reçellere rastlamak pek mümkün değil. Reçellerin isimlerinden de anlaşılıyor: Üzümlü kivi, fındıklı nar, bademli portakal, sakızlı elma... Buradan aldığınız reçellerin parası da faydalı bir amaca hizmet ediyor. Bunlardan sağlanan gelirle şu an 16 çocuk okutuluyor. Kültür ve Sanat Evi'nin kurucusu Cavidan Doğusoy, "20 yıl boyunca bir şeye çok inandık: Yaşamak için yaşatmak. Esas niyetimiz bu. Reçel ve turşu olmazsa başka bir şey buluruz. Ayrıca emeğimizi ortaya koymak ve hizmet etmek çok hoşumuza gidiyor" diyor. Burada toplam 40 kişiyiz. Eski yıllara dayanan bir dostluğumuz var. 20-25 yıllık arkadaşız. Çocuklarımızı birlikte büyüttük. Önceden haftanın belirli günlerinde birbirimizin evinde toplanıyorduk. Zaman içinde günlerimiz okuyarak, bir filmi ya da bir konuyu tartışarak geçmeye başladı. Sayımız artınca bir yer açalım, orada toplanalım ve herkes birbirine bildiklerini öğretsin dedik. Aylin Kültür Sanat Evi bu şekilde kuruldu. Kirasını ortaklaşa ödüyoruz. Çoğunluk emekli oldu ve artık ev hanımı. Ben bundan iki yıl öncesine kadar otel işletiyordum. Çocuklarımız da işin içinde. Gündüz işte çalışıyorlar, akşam gelip mal dağıtıyorlar. Ama reçelde en çok emeği olan sekiz-dokuz kadın var. Aylin Kültür Sanat Evi nasıl kuruldu? Reçel yeni bir şey. 1992'de burayı açtığımızda halı dokuma, resim, nakış, boncuklu örtüler, örgü gibi el işi çalışmalarına başladık. "İnsanın dünyada bir yeri olmalı ve bir şey yapmalı" diye düşünüyorduk. Burayı açtıktan sonra kapıdan gelip "Erzağın, yemeğin var mı?" diye soran çok insanla karşılaştık. Geniş bir bütçeniz varsa yardım yapabilirsiniz. Biz burayı ancak çeviriyorduk ve yardım edecek gücümüz yoktu. El işi ürünleri satıp bunların geliriyle muhtaç insanlara yardım etmeyi düşündük. İki günde bir şal örüyorduk ancak bir yere satmaya kalktığımızda çok ucuza almak istiyorlardı. Yaptığımız her şeyi sattık ancak sattıklarımızdan elde edilen gelir büyük bir paraya dönüşmedi. Yeni yollar aradık. Türkiye'nin çeşitli yerlerine turlar düzenledik. O turların geliriyle bir şeyler yapmaya kalktık ancak onlar da kısıtlı oldu. Bu yıl kızımın işyerinin bulunduğu yerdeki otopark bekçisi kızıma "N'olur bize yardım eder misin? Çok yakın bir komşum var. Altı aydır kirasını, elektriğini, suyunu ödeyemedi. Çok hastalar. Dört de çocukları var" demiş. Burada gelip arkadaşlarla konuştum. Bu arada kendi aramızda reçel yapmaya başladık. Burayı açar açmaz reçel yapıp satmaya mı başladınız? "Hayatımda ilk kez reçel yaptım" Ben bu yaşa kadar hiç reçel yapmadım. Ne yapmayı bilirdim ne de severdim. Bir gün evde otururken fazla çilek vardı, bir deneyeyim dedim. Yaptım, ertesi gün buraya getirdim. Beğendiler. Her gün burası için bir şeyler yapmaya başladım. Kızım işyerindeki personele ev reçeli satıldığına dair bir e-posta attı. Siparişler geldi. 2 bin 500 YTL'lik satış yaptık. İlk olarak o yoksul ailenin kirasını ve faturalarını ödedik. Çocukların giyeceklerini, kırtasiye malzemelerini aldık. Onlara yardım edince o haberi getiren otoparkçının da çok zor durumda olduğunu gördük. Onun çocuğuna da forma aldık. Yardıma muhtaç başkaları da geldi. İki üniversiteli kızın harçlarını ödedik. Onların aylık yurt paralarını ödüyoruz. Şu an 16 çocuk okutuluyor. Reçelden elde ettiğimiz gelir bizim fazla borçlanmamızı önledi. Herkes birbirine e-posta atmış; üç-beş gün sonra çeşitli yerlerden aramaya, e-posta atmaya başladılar. Bir de baktık kiralık gemi işletmesi iki turşu, beş reçel istiyor, Almanya'dan reçel istiyorlar. Reçel yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Her gün. Normal bir mutfağımız var, orada yapıyoruz. Burada sohbet ederken içeride reçel kaynıyor. Her ayın başında biz yine toplanıyoruz. Hepimiz cebimizden para koyuyoruz çünkü çocukların okumaya devam etmesi lazım. Ayda 2-2 bin 500 YTL civarında para yardımı yapıyoruz. Haftada kaç gün buraya geliyorsunuz? Biz bir amaçla bu işi yapmaya başladık. Gelen tekliflerin altını da görmüyor değiliz. ATV haber bülteninde haberimiz yayınlandıktan ve bir sürü telefon aldıktan sonra internette bir site açmak istedik. Müracaat ettik ancak cuma günü biri recelanneler.com'u satın almış. Dün "Size marka tescili yapalım" diye birileri aradı. Restoranlar "Beş kiloluk reçellerinizi bize nasıl verirsiniz?" diye sormak için arıyor. "Tatlıcı dükkanım var. Size bir stand kuralım, geliri size verelim" diye arayan var. Kimi telefon açıyor, "Gelelim sizinle anlaşıp fabrika kuralım" diyorlar. Reçellerinizi satmak ya da üretmek için gelen teklifler oldu mu? "Her yerden sipariş geliyor" Biraz da ev kadını olduğumuz ve reçeli hobi olarak yaptığımızı düşündükleri için verdikleri tekliflerde açıkgöz davranmaya çalışıyorlar. Ancak bu işi tek başına götürmemiz mümkün değil. Her ay satış yapmazsak arkamızdaki çocuklar ve aileler yarım kalır. Bir restorana, otele reçel ya da turşuyu vermeye başlasak, aylık gelirimizi belirleyip bir nefes alacağız. Şimdiye kadar ne yaptıysak hâlâ onu yapıyoruz, hâlâ amacımız aynı. Reçel ve turşu yapacağız, masrafını çıkıp geri kalanını yardıma ayıracağız. Fazla olursa bir çocuk daha okutabiliriz. Her ne kadar bu işe amatör bir ruhla girmiş olsanız da, gelen teklifleri değerlendirmeyi düşünmüyor musunuz? Almanya, Van, Erzurum, Erzincan, Iğdır, Hakkari, Edirne, Adana, Konya, Bilecik ve Kıbrıs da dahil olmak üzere aklınıza gelebilecek her yerden. Bu telefonlarla beraber Türkiye'nin farklı ve renkli simalarını görmeye başladık. Belki de bundan esinlenerek dün sabaha karşı 4'te oturup 11 çeşit meyvenin karışımından Türkiyem adlı bir reçel yarattım. İçinde portakaldan elmaya, ayvaya, eriğe ve mandalinaya kadar her şey var ancak yediğinizde ağzınıza tek bir tat geliyor. Nerelerden siparişler geliyor? Kadınların favorisi kivi reçeli, erkeklerinki arabesk Benim bir şeyleri karıştırma huyum vardır. Reçeli de karıştırmaya başladım. İlk başta çok değişik şeyler ürettiğimin farkında değildim. Bunların piyasada bulunduğunu düşünüyordum. Sonradan öyle olmadığını anladım. Sizin reçellerinizi diğerlerinden ayıran özellik, farklı tatları buluşturması. Bunu nereden akıl ettiniz? Çok az klasik reçelimiz var. Mevsim meyvelerinden yapılan klasik reçellerimiz şu an rendelenmiş tarçınlı ayva reçeli, parça karanfilli ayva reçeli, portakal ve çilek reçeli. Şu an ekstra diye adlandırdığımız iki reçelimiz yarışıyor. Bunlardan biri kivi reçeli. Bugüne dek kivi reçeli hiç yapılmamış. Bu reçeli kadınlar daha çok tercih ediyor. Erkekler Arabesk adını verdiğimiz reçeli tercih ediyor. Bu reçelin malzemeleri kuru incir, kuru üzüm, erik suyu, hindistancevizi. Çocuklar en çok çilek reçelini seviyor. Portakal kabuğu reçeli, her yerde bulunan klasik bir reçel. Biz kabuğu soyulmuş portakal ve bademi karıştırarak bademli portakal reçelini elde ediyoruz. Dilim mandalina reçeli, sakızlı elma reçeli, taneli mevsim meyvelerinin karışımından oluşan Potbori ve fındıklı nar reçeli yapıyoruz. Bu reçelleri, kek ve pastaların içine veya üstüne tat ve süsleme olarak kullananlar da var. Örneğin balkabağını özel bir cam kadeh içinde dövülmüş ceviz ve şantiyeyle misafirlerine ikram ediyorlar. Reçel çeşitleriniz neler? Televizyonlarda bu aralar sürekli hem nar hem de fındığın yararları anlatılıyor. Biz de karıştıralım dedik. Narla fındığı karıştırmak nereden aklınıza geldi? Aylin Kültür ve Sanat Evi'nde 600 gramlık klasik reçeller 7,5 YTL'den satışa sunuluyor. Ekstra diye adlandırdıkları reçellerin fiyatı ise 10 YTL. Bir kilogramlık klasik reçeller 12,5 YTL, ekstraları 15 YTL. Karnabahar turşusunun 1,25 kilogramlık kavanozunun fiyatı 15 YTL. Aylin Kültür ve Sanat Evi Şakacı Sokak, Beyaz Saray Apt. No: 90 Kazasker Tel: (0216) 384 71 50 En pahalı reçel 15 YTL