24.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
axcum011.jpg Röportajın ortasında "Adımın önüne, arkasına rica ederim tasarımcı, modacı gibi şeyler koymayınız" diyor Biricik Suden. Suden'in geçtiğimiz hafta Polat Tower Side'da açtığı Biricik adlı mağazada çantadan kemere, elbiseden takıya pek çok ürün var. Yıllardır kendi kıyafetlerini de tasarlayan Suden gelen talepler üzerine açmış Biricik'i. Bu mağazadaki tüm kıyafetlerin çoğundan yalnızca bir tane var. Ayrıca Suden, Biricik'te özel siparişle kişiye özel tasarımlar da yapacak. "Kıyafetlerim satılınca içim gidiyor" diyen Suden'in aldığı ilk siparişlerden biri de kırmızı bir gelinlik. Annem çok süslü bir kadındı. Babam da giyimine özen gösteren biriydi. Biraz da onların sayesinde 11-12 yaşlarında, giyinmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu fark ettim. Bunu keşfettiğimde yeni kıyafetler almak için aileme ısrar etmeye başladım. Ben yeni kıyafet istedikçe babam "Sen daha vitrine çıkmadın" cevabını veriyordu. Önce kendi kıyafetlerinizi tasarlayarak mı başladınız bu işe? Bana yeni kıyafetler almayınca ben de babamın ipek pijamalarını kesip kendime elbise yaptım. O dönem hafta sonları çok popüler olan Tarabya Oteli çaylarına o elbiseyle gittim. Bir süre kendi kıyafetlerimi kendim diktim. Sonra sırf modaya bağlı kalmadan istediğim her şeyi giymek için kendime bir terzi edindim ve kafamdakileri ona diktirdim. Yıllardır kıyafetlerimi beğenen insanlara tavsiyelerde bulunurum. Bir zamanlar modacı olarak tanınan pek çok arkadaşımın kostümlerini ben tasarladım. Aykut Hamzagil'e kumaş deseni çizdim. Mobilya tasarımı yaptım. Bunları yurtdışına da pazarladım. Paul Smith'e erkek kol düğmeleri dizayn ettim. Şu ana kadar tasarımdan ufak tefek paralar kazandım ama bu işi ticarete dökmemiştim. Siz ne yaptınız bunu duyunca? Yıllardır tasarımlarımı satmamı isteyenler var. Miami South Beach'te yolda yürürken butik sahipleri beni durdurup kolumdan çekerek "Bu kıyafeti nereden aldınız?" diye soruyorlardı. "Ben yaptım" dediğimde "Bize de yapar mısınız?" diyorlardı. Cevabım hep hayır oldu. Bu işi yapmayı hiç düşünmezken bir arkadaşım beni cesaretlendirdi. Yıllardır insanların taleplerine göre tarzımın değişeceği endişesi taşıyordum. Artık yaşım ilerledi, tarzım yerine oturdu. Türkiye'de yeniliğe, birbirinden farklı giyinmeye özlem duyan insanlar var. Bu yüzden tam zamanı diye düşündüm. Benim kıyafetlerim giymesi cesaret isteyen kıyafetler. Ama bu cesaret dekolteden veya absürd giyinmekten kaynaklanmıyor. Moda kurbanı olmamaktan, modayı kovalamamaktan, sadece kendinin ne istediğini bilerek giyinmenin cesareti bu. Mağaza açmanızı bu kadar geciktiren neydi? "İlk kırmızı gelinlik siparişimi aldım" Biricik'e nasıl tasarım yaptığım konusunda aşağı yukarı fikir verebilecek örnekler koydum. Ama esas amacım kişiye özel tasarım yapmak. Yukarıdaki atölyemde kişiye özel tasarım yapmaya başladım bile. Hatta ilk kırmızı gelinlik siparişimi de aldım. Mağazada satılanların dışında kişiye özel tasarımlar da yapacak mısınız? Tarzımı belli bir kalıba sokamam. Çok süslü, etnik, üstü işli giysileri kendime yakıştırmıyorum. Her yerden alışveriş yapabilirim. Ama bir modacıya gidip baştan aşağıya giyinmem. Beş tasarımcının farklı kıyafetini karıştırırım. Mesela sadece kumaşını beğendiğim için Chloe'den bir elbise alıp onu kesip biçerek etek haline getirebilirim. Londra ve Paris'ten ikinci el kıyafetler alırım. Siz nasıl giyinmekten hoşlanıyorsunuz? Kendinde yeni bir şey keşfetmek, yenilik yapmak isteyenlere, vücudundan mutsuz olanlara. Her kadının illa ki çok güzel bir yeri olduğuna veya onu güzel gösterebilecek bir kıyafetin mutlaka olduğuna eminim. Onu bulup çıkartabilirim. Tabii aynı zamanda çok zevkli giyinenlerin ve fiziği düzgün olanların da benim kıyafetimi taşımasını isterim. Biricik kimlere hitap ediyor? Kumaşlarımın çoğu deneme amacıyla Türkiye'ye gelen ve sadece 3-5 metre bulunan kumaşlar. Çok ucuz kumaşları da farklı kullanıyorum. Mesela gömleklik beyaz kumaşın üzerine akademi öğrencilerine desen çizdiriyorum. Çoğuna garip gelecek ama onlarca yanları desenli kıro erkek çorabından yaptığım bir elbise de var. Kıyafetlerim yapboz gibi. Buradan bir kıyafet aldığınızda iki-üç kıyafet almış gibi oluyorsunuz. Kıyafetlerinizi diğerlerinden farklı yapan ne? Evet, çünkü söylemeye utanıyorum. Mesela açılış gecesi Eda Taşpınar en beğendiğim üstelik çok da pahalı bir çantayı satın almış. Bana "Çanta satıldı" dediler, "Hangi çanta?" dedim. "Siyah çanta" cevabını alınca "Çantam!" diye bağırarak peşinden koşmuşum. Beni çimdikleyerek oturttular, "Sen delirdin mi, satmıyor musun onları? Böyle yaparsan müşteri kaçırırsın" diye. Az önce bir müşteri geldi. Fark ettim ki fiyatını siz değil yardımcınız söyledi. Neden? Gitmez mi? Hakikaten benim tasarımlarla ilgilenip satış kısmında ortadan kaybolmam lazım. Yoksa bu gidişle para kazanamam. İçiniz gidiyor yani yaptıklarınız satılınca. Kimse almazsa ben giyerim. Hayatım boyunca kıyafete deli gibi para harcayan hatta bana kalan miraslarla kıyafetler alan birisi olduğum için benim için önemli değil. Gardırobuma göre ev kiralayan biriyim. Kirasını ödeyemeyeceğim evleri bile gardırobum geniş diye tuttum. Bu kıyafetler ya satılmazsa diye bir endişeniz var mı? Evet, kış sezonuna yetişecek sanırım. Ama erkek kıyafetlerinde kadında olduğu gibi pek çok alternatif olmayacak. Mesela Cem Yılmaz'a bir şeyler yapabilirim. Ona kıyafet hazırlamak kolay tabii. Siyah olan ne olursa uyar. Benim bu isteğimden haberi bile yok gerçi. Bu dükkanı açmaya karar verdiğimde Cem "Bana da bir şeyler yapar mısın? Erkek kıyafeti yapmıyor musun?" dedi. Mazhar (Alanson) hemen oradan araya girdi ve "Hayır, erkeklere bir şey yapmayacak. O zaman dükkan erkek kaynar. İstemiyorum bunu" dedi. Kıskanç koca oldu yani. Cem de "Aman" deyip sustu. Erkeklerden birçok talep var ama sevdiğim arkadaşlarıma ve seçici davranarak hazırlayacağım. Biricik'te erkekler için de bir şeyler olacak mı? "Fotoğrafla gelene alerjim vardır" Evet. Mazhar katiyen alışverişe çıkmaz. Sabah kalkıp "Ben bugün ne giyeceğim?" diye sorar. Ne verirsem itirazsız giyer. Ama ben olmasam da güzel giyinir, kendi stili olan biri çünkü. Vücudu çok orantılı olduğu için ve yaşıyla hiç ilgisi olmayan şeyleri de komik duruma düşmeksizin taşıyabildiği için onu giydirmek benim için bir avantaj. Eşinizin sahne kıyafetlerini siz mi seçiyorsunuz? Evet. Bu kış tanınmış bir jean firmasıyla ortak bir iş yapacağız. Modelleri hazırladıktan sonra yurtdışına yollayacağız. O jean'lerde yine Mazhar'ın tasarladığı logoyu kullanacağım. Biricik logolu jean'leri Türkiye'de satmayı düşünürsem ilk teklif götüreceğim yer Beymen olacaktır. Bir de jean tasarlayacakmışsınız... "Geçenlerde bir davette birinin üzerinde şöyle bir şey gördüm" diyen ya da Vogue dergisinden bir fotoğrafla gelip "Şu elbiseyi istiyorum" diyen kişinin önce o elbiseyi taşıyıp taşıyamayacağına bakarım. İstediğinin birebiri olmayacak şartıyla yapabilirim ancak. Ama açıkçası genelde fotoğrafla gelenlere alerjim vardır. Elinde dergiden kesilmiş bir kıyafetle gelenlere tepki gösterir misiniz? "Lal Dedeoğlu iyi giyiniyor" Üzerlerinde hangi markayı taşıdıkları, ne kadar pahalı giyindikleri anlaşılsın istiyorlar. Biricik'e gelen kadınlar bunların dışında farklı şeyler giymek isteyenler. Kadınlar nasıl giyinmek istiyor? Biricik'e gelen kadın nasıl giyinmek istiyor? Kişinin kimliği, hayat tarzı, vücut yapısı, oturup kalkmasıyla bir bütündür. Bana göre bunların bir bütün olduğu kişilerden biri Lal Dedeoğlu'dur. Eda Taşpınar da güzel giyiniyor. Ama zaman zaman "Hadi dışarı bir örnek çantamızla çıkalım"ın kurbanı oluyor. Siz kimlerin giyim tarzını beğeniyorsunuz?