23.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
ÖZGE TABAK
Bu sene 4. kez ve “Sessizlik” temasıyla düzenlenen Cappadox festivali, ilk kez 6 güne uzatılarak 14 Haziran Perşembe başlayıp 19 Haziran Salı’ya kadar devam etti. Müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava etkinlikleri başlıkları altında toplanan 141 etkinliğe ev sahipliği yapan festivale katılmak üzere kısa bir kaçamak yaptım. Yaz döneminde Ege’ye, Akdeniz’e gitmek herkesin kafasını meşgul ediyorken kalabalık ve gürültüden uzağa, Kapadokya‘ya kaçarak “sessizliği” deneyimlemek çok iyi geldi. Etkinliklerden kendine has bir program yapabilmek ise en cazip gelen yanı oldu...
Kapadokya gerçekten büyülü bir yer. Konserler sırasında peri bacalarına yansıyan ışıklardan tutun da doğa yürüyüşünde karşınıza çıkan bitkilere kadar... Cumartesi gecesi sahne performansları sırasında düşündüğüm ilk şey bu oldu: Dünya yıldızları da Peri Bacaları’nın arasında, böyle eşsiz bir atmosferde konserler vermeli. Evet, balon turları yapılıyor, Batılı turist halihazırda geliyor. Ama tanıtılabileceği o kadar çok alan var ki...
Yağmur engel olamadı
- Festival aynı anda farklı mekanlarda birçok etkinliğe ev sahipliği yaptığı için, tek bir mekanda büyük kalabalıklara rastlamıyorsunuz. Tabii konserler istisna... Cumartesi akşamı Perili Ozanlar Volkswagen Sahnesi’ndeki Islandman ve Gaye Su Akyol konserlerinde yağan yağmura rağmen kalabalık coşkusundan hiçbir şey kaybetmedi. Islandman’le hareketlenip Gaye Su Akyol’la hüzünlenen dinleyiciler, geceyi Baba Zula ile tamamladı. Birsen Tezer, Ceylan Ertem, Mercan Dede, Hey Douglas!, Erkan Oğur ve Christian Löffler ve Duman grubu da festival kapsamında sahne alanlardandı. Gündoğumu konserleriyse kaçırdığıma üzüldüğüm ve seneye gitmek üzere not aldığım etkinliklerden oldu.
- Gastronomi etkinliklerinden Kendine Has piknik; sunduğu ızgaralar, meyve ve zeytniyağlı çeşitleri haricinde canlı müzik, Kapadokya doğası ve hoş sohbetlerle de aklımda yer etti. Yağan yağmur buradaki kalabalığın da keyfini kaçıramadı anlayacağınız...
- Açıkhava etkinliklerinde yürüyüş, koşu ve bisiklet turları haricinde yoga ve meditasyon etkinlikleri de vardı, güne bambaşka bir enerjiyle başlamak isteyenler için. Ben de pazar sabahına 45 dakikalık bir ses meditasyonuyla başlamayı seçenlerden biriydim.
- Pazar yeri diye geçen ana alanda workshop’lar ve alışveriş yapabileceğiniz stantlar karşılıyordu gelenleri. Ebru ve çömlek yapma atölyeleri ya da Kendine Has Dream Catcher atölyesine katılıp el becerilerinizi sınamayı ya da başka bir stantta rengarenk saç ve makyaj yaptırarak festival ruhuna bürünmeyi seçmek size kalmıştı.
- Küratörlüğünü Fulya Erdemci, yardımcı küratörlüğünü Ilgın Deniz Akseloğlu’nun üstlendiği sergi “Sessizlik” ise görmek isteyenler için 9 Temmuz’a kadar devam ediyor. Sessizliği deneyimlemeye davet eden sergi Ortahisar-Balkanderesi vadisinde konumlanmış. Bir mağara-yapı içinde yer alan Hüseyin Efendi Halk Kütüphanesi’ndeki İnci Eviner’in mekana özel yerleştirmesi “Defterin Sesi”ni sergi bitmeden görün derim...
Koşarak keşfedin!
Cumartesi günü yapılan yaklaşık 12.5 kilometrelik Göreme Vadisi Koşusu’nda koşuculara ultra maratoncular Alper Dalkılıç ve Elena Polyakova eşlik etti. Ultra maraton tecrübesini şöyle anlatıyor Dalkılıç: “Bu maratonun farkı, şehir hayatından uzaklaşmanın yanında muhteşem bir coğrafyada herkesin kendi macerasını yaşayabilmesi. Farklı insanlarla tanışıyor, doğaya farklı bakmaya başlıyorsunuz. Zorlu coğrafyalarda sınırlarınızı keşfediyorsunuz.”
İkili ”Birlikte Columbia Montrail Koşu Grubu’nun koçluğunu yapıyoruz. Grupça ayda iki kez doğanın içinde koşuyoruz. Her seviyeden insan geliyor, felsefemiz kimseyi arkada bırakmamak. Eylülde de 4. kez Kaçkar Ultra Maratonu’nu düzenleyeceğiz” diye anlatıyor projelerini. Çiftin koşuya yeni başlayanlara tavsiyesi rutine kavuşmak adına bir koşu grubuna dahil olmaları. Hiç tecrübesi olmayanlara önerileriyse bir dakika koşu, iki dakika yürüyüş gibi koş-yürü-koş şeklinde bir tempoyla başlamaları.