Cumartesi“Erkek oyuncular faka basmıyor”

“Erkek oyuncular faka basmıyor”

04.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ekranda neler olduğuna dair bilgilere ulaşabileceğiniz Ekranella’dan Elçin Yahşi ve Perihan Mağden ile yerli dizilere göz attık. Mağden “Erkek oyuncular, belki de büyük paralar kazandıkları için, seçecekleri projeler konusunda çok dikkatliler, faka basmıyorlar” diyor

“Erkek oyuncular faka basmıyor”

O küçük kutu herkesin evinde. Artık küçük değil pek, kutu olduğu da söylenemez belki ama zengini de izliyor, fakiri de, genci de, yaşlısı da... Yani televizyonu hafife almamak lazım. Deneyimli gazeteci Elçin Yahşi de böyle düşünmüş olacak ki kurduğu internet sitesi ekranella.com’da yerli ve yabancı dizileri, televizyon programları hakkında yorum, röportaj, portre, set izlenimleri ve foto galerilerini bir araya getiriyor. Televizyon hastalarının hastası olacağı her şeyi yani! Ekranella’nın yazar kadrosu da çok sağlam: Perihan Mağden, Uğur Vardan, Ebru Çapa, Yiğit Karaahmet...
Elçin Yahşi ve Perihan Mağden’e yerli dizileri sorduk: Nedir bu aşırı zengin halleri? Komedi dizilerimiz yeterince komik mi? Nedir bu dönem dizilerinin alameti? Nostalji sevgisi mi? Ekranda iş yapması garanti isimler kimler?
Yahşi “Sadece Türkiye’de mi? Herkes zengin izlemeyi sever. Yıllar önce ‘Dallas’ı niye ağzı açık izledi bütün dünya? Bunca yıl sonra niye tekrarı yapılıyor? Her zamanki evinde, her zamanki koltuğunda otururken, ertesi gün o sıkıcı işine gidecekken iki saatliğine sınıf atlamayı kim istemez? Bir de zenginlerin başına gelen onca felaket, hayatlarındaki onca kötülük, izleyiciye kendini iyi hissettirir. ‘Büyük başın derdi büyük olur’, ‘Azıcık aşım, kaygısız başım’ gibi atasözlerimizin her birinin altına dizi izleyicileri de imza atar eminim” diye yorumluyor dizilerdeki zengin popülasyonundaki patlamayı. “Kıvanç Tatlıtuğ, Halit Ergenç, Kenan İmirzalıoğlu, Bergüzar Korel, Beren Saat her zaman banko isimlerdir” diyor. Ancak Saat için “İntikam hariç” notunu düşüyor. Bir de fanlarının gazıyla ilerleyen isimlerden bahsediyor: “Engin Akyürek,
Çağatay Ulusoy, Meryem Uzerli’yi de banko isimler arasında sayabiliriz.”
Ekranella’nın yazarlarından, sözünü sakınmayan Perihan Mağden’in dizilerimizle ilgili yorumları ise aşağıda...

“Zenginleri izlemek büyük bir zevk kaynağı”
* İnsanlar kendi yoksun, bunaltıcı, eksikli hayatları dışındaki yaşamları röntgenlemek istedikleri için hiçbir zaman ulaşamayacakları lüksleri, hayatlarının bir parçası olarak rahatça tüketen zenginleri izlemeleri büyük bir zevk kaynağı.
Ayrıca dizilerdeki zenginlerin burnu beladan kurtulmadıkça “Oh olsun; zenginsin ama senin de dertlerinin sonu gelmiyor!’ tarzı (bilinçaltında) bir rahatlama, bir tatmin, bir teselli buldukları kanaatindeyim. Kısa günün, dizinin mi demeliyim yoksa, kârı bu yani.
* İyi komedi yazımı dünyanın en zor işi. Ayrıca bizdeki dizilerin akıl almaz uzunluğuyla da çelişiyor, iyi bir sit-com’da olması gereken metin (şaka-espri) yoğunluğu.Yalnızca oyuncuların rollerini aşırı groteskleştirmesine dayalı; yani diyelim Şafak Sezer ya da Binnur Kaya’nın rolünü bir baştan öbür başa germesine-çekiştirmesine dayanan projeler de bir yere kadar. Sonunda -metin yazımıyla desteklenmedikleri için- komedi oyunculuklarının ipi, inceldiği yerden kopuveriyor. Dünya çapında oyuncular dahi olsalar, ki bence komedi oyuncularımızın çoğu böyle, dizilerinin menzili kısa oluyor. Bu nedenle Şahan (Gökbakar) olsun, Cem Yılmaz olsun, soluğu 1.5 saate dahi yetmeyen komedi filmlerinde alıp milyonlarca doları cukkalayarak akıllılık ediyorlar.

“Çalıkuşu naftalin kokuyor”
* Ben dönem dizilerini tahammülfersa buluyorum. Hiçbirini de izlemedim. Diyelim “Aşk-ı Memnu”yu günümüze, hem de büyük bir yetkinlikle aktararak, büyük akıllılık yaptılar. “Çalıkuşu” falan hem naftalin kokuyor hem de ancak günümüz insanlarının edecekleri laflar vesaire bize kostümlü tipler tarafından söylendikçe, yabancılaştırma oranı, hadi yapmacıklık katsayısı demeyelim, artıyor da artıyor.
* Bütün bu söylediklerimi “Muhteşem Yüzyıl” dışında diye cevaplamalıyım, aslında.”Muhteşem Yüzyıl” büyük bir devrim gerçekleştirdi Türk diziciliğinde. Çıtayı o kadar yükseğe yerleştirdi ki ondan sonra gelen gariban çakmalarının müsamere seviyesini kimselerin bünyesi kabul etmedi, edemedi. Bir kere müthiş iyi yazılıyor, müthiş iyi yönetiliyor. En kötü oyuncular dahi göze batmıyor; iyileri ise yazımının harikuladeliği sayesinde şahlanıyorlar. Bu dizi sürekli kendi kendini “challenge” etti, mükemmelleştirdi, yeniledi. Dizideki kostümlerin, aksesuarların, mekanların her hafta kalitesi arttı, artırıldı. İnanılır gibi değil. Muhteşem bir dizi diyebilirim.

Haberin Devamı

“Türk dizilerini iftihar ederek izliyorum”

* Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Murat Yıldırım, Özgü Namal, Bergüzar Korel, Beren Saat, Tuba Büyüküstün gibi banko, hangi dizide oynasa seyirci kitlesini peşinden sürükleyen oyuncularımız var. Ama ben Beren Saat hatırına “İntikam”a tahammül edemedim. Yine Hazal Kaya’nın yüzü suyu hürmetine “Aşk”a katlanamadım. Nurgül Yeşilçay da öyle; bankoluğuna fazlasıyla güvendi. “Ben alacağım paraya bakarım” kafasıyla, aldığı her teklife atladı. Şimdi “riskli banko” diyebiliriz
kendisi için. Ama özellikle erkek oyuncular, belki de büyük paralar kazandıkları için, seçecekleri
projeler, yapım ve yazım ekipleri konusunda çok dikkatliler. Bu yüzden de faka basmıyorlar, altın banko konumuna yükseliyorlar.
* Bir kere nüfusunun bu kadar büyük bir bölümü gençlerden oluşan bir toplumda yaşlı, çirkin ve durgun insanların hikayesizliklerini, sözüm
ona çok karmaşık dramlar kılığında izlemek istemiyoruz. Gözümüze sokula sokula karun kadar zengin de olsalar!
* Birtakım Türk dizilerini ağır entellerin evlerinde gizlice seyrettiklerini biliyorum. Valla ben iftihar ederek izliyorum! Yeni bir “Adını Feriha Koydum” gelse de hep birlikte seyretsek...