Dünya’yı mı kurtaralım, yaşamı mı?

Dünya’yı kurtaralım! Küresel ısınmayı durduralım! Plastik kirliliğine son! Geçtiğimiz haftanın gündeminde ve sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan sloganlardı bunlar. Bu yıl 48’incisi kutlanan 22 Nisan Dünya Günü, duyarlı insanların bir araya toplandığı ve barışçıl, çevreci etkinliklere katıldığı bir farkındalık günü. Haliyle topluma bu yönde mesaj vermeyi önemseyen sosyal medya ünlülerinin paylaşımlarına da yansıyan bir konu. Paylaşılan binlerce mesaj arasında arasında en çok ilgi çekenlerden biri “Cosmos” belgeseliyle tanınan, Carl Sagan’ın halefi ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’ınki oldu.

Twitter’da 12.6 milyon takipçisi bulunan Tyson, “Sürekli yinelenen Dünya’yı kurtaralım çığlıkları çok tuhaf” dediği bir tweet attı. Son dönemde farklı mizah anlayışıyla dikkat çeken Tyson bu kez bütün dünyanın hemfikir olduğu bir konuda ters köşe yapınca yine adından söz ettirmeyi başardı. Fakat Tyson’ın vermek istediği asıl mesaj tweet’in devamında saklı: “Dünya gezegeni devasa asteroid ataklarının karşısında bile hayatta kalıyor, biz ona ne atarsak atalım hayatta kalır. Fakat üzerindeki yaşam hayatta kalmaz.”

150 yılda kirlettik

Bilim dünyasının yıldızı Tyson, aslında bu sözleriyle çokça göz ardı edilen önemli bir konuya işaret ediyor. Küresel ısınmanın korkutucu boyutlara vardığı, plastik kirliliğinin bütün okyanus yaşamını tehdit edecek raddeye ulaştığı bir çağdayız. Çevre kampanyalarına baktıkça hepimiz Dünya’nın kötü bir halde olduğunu ve gezegene zarar verdiğimizi düşünüyoruz. Pekala kurtarılması gereken gezegenin kendisi mi gerçekten? İşin aslı hayır, üzerinde yaşadığımız bu mavi küre aşağı yukarı 4.5 milyar yıldır Güneş’in etrafında dönüyor. Bizler insan ırkı olarak gezegeni ne mahvetme ne de kurtarma kudretine sahibiz. Kıtaların yer değiştirdiği, yer kabuğunun suların altına çekilip yeniden yukarı yükselebildiği bir tektonik ortamda yaşıyoruz. Yani Dünya gezegeni, isterse üzerindeki her şeyi yutup yeniden ortaya çıkarabilir.

Öyleyse biz gerçekten neyi mahvediyoruz? Yalnızca kendimizi ve bu gezegeni paylaştığımız diğer canlıların yaşam alanlarını... 4.5 milyar yıldır var olan gezegeni bu derece kirletmemiz endüstri devriminden sonra sadece 150 yılımızı aldı. Şimdilerde çevre bilincini artırmak adına herkesin hemfikir olduğu yeni bir akım var: “Küresel düşün, yerel hareket et”. Bu akım, dünyayı bir bütün olarak benimsemeyi öneriyor. Yani Amerikalılar’ın, Avustralyalılar’ın, Hindistanlılar’ın yaşadığı yeri de kendi yaşadığımız yer olarak görmeyi. Çevre bilinciyle hareket edeceğimiz noktadaysa en yakınımızı, yani kapımızın önünü, parklarımızı, sahillerimizi, sokaklarımızı, ayağımızın ucundaki yeri düşünmek ve korumak... Kim bilir belki de sonunda bütün dünyayı birleştirecek olan şey bir mucize değil, onu yaşanılır bir yer olarak korumaya inancımızdır... Güzel bir gelecek için Dünya Gününüz kutlu olsun!

Yeni büyük tehlike: Plastik kirliliği

Bu yılki Dünya Günü’nün teması “Plastik Kirliliğine Son” oldu. Bütün dünyada plastik çöp sorunu öyle bir hal aldı ki, küresel ısınmadan rol çalmaya başladı. Kampanya öncelikle tek kullanımlık plastikleri, yani pipet, bardak, kulak çöpü, pet şişe, poşet, çatal bıçak gibi kullan at plastiklerin tamamen yasaklanmasını amaçlıyor. Sonrasında yüzde yüz geri dönüştürülebilir plastiklere geçmek hedefleniyor. Siz de tek kullanımlık plastikleri kullanmayı en aza indirerek küresel temizliğe katkıda bulunabilirsiniz.