15.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın / senem.aydin@milliyet.com.tr
Küçük yaşlarda tiyatro sahnesinde oyunculuğa adım attı. Emin adımlarla ve yavaş yavaş ilerlemeyi seçti. Şimdilerde Star TV’de, “İstanbullu Gelin” dizisinde izlediğimiz Özge Borak, “Kariyerimde bulunduğum noktadan memnunum ama yapmak istediğim daha çok şey var. İlk başladığım döneme göre korkmadan, daha cesur adımlar atabileceğime inanıyorum” diyor. Borak’la yeni dizisini, sıradaki projelerini ve Berkay Tahmaz’la ilişkisini konuştuk.
Uzun süredir setlerden uzaktınız. Özlemiş misiniz?
Özellikle drama dizisi setinden çok daha uzak kaldığımı söyleyebilirim. En son sitcom yapıyordum, ondan sonra “Güldür Güldür” programı geldi. Drama dizi seti, diğer setlere göre başka bir matematiğe sahip. Temposunun yoğunluğuna alışmaya çalışıyorum. Bir yandan da özlediğim bir şey olduğunu gördüm, iyi geldi bana.
Teklif nasıl geldi?
Aslında yeni proje için önümüzdeki sezonun başını bekleyecektim fakat reddedemeyeceğim bir teklif oldu. Yönetmenler Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş eski arkadaşlarım ve daha önce de çalışmıştık. Ekip çok güzel. Senaryo iyi. Zaten yeni başlamış bir işti. Bir sonraki sezonun başını beklemek yerine “tamam” dedim.
Ekiple hemen kaynaştınız mı?
Sonradan dahil olmuş gibi hissetmiyorum. Hiçbir problem yaşamadık. Aslı (Enver) ile daha önceden tanışmıyorduk ama gayet güzel kaynaştık. Tanışıyormuşuz gibi bir hisle gittim, öyle de başladı diyaloglarımız.
Komediden sonra böyle bir iş yapmak nasıl?
İkisinin de verdiği keyif ayrı, karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. Ama dramayı çok özlemişim, bu işe girdiğim için çok mutlu oldum. “Güldür Güldür” başka bir formattı, orada da güzel zamanlar geçirdik.
Dizide Faruk’un eski aşkı Begüm’ü oynuyorsunuz. Canlandırdığınız karakter dizideki dengeleri değiştirecek mi?
Faruk’un üniversite zamanındaki sevgilisi. Büyük aşk yaşamışlar. Hatta evlenmek istemişler ama Esma Sultan engel olmuş. O da kendisine çıkan bursla Londra’ya gitmiş. Çok geçerli bir sebepten dolayı geri dönmek zorunda kalıyor. Seyirci açısından baktığımızda; çok sevdikleri bir çift görürken, bir anda başka bir kadın geliyor. Ama Begüm’den nefret etmeyecekler. Öyle arada kalacaklar ki, “O da haklı”, “Ee bu da haklı” diyecekler.
8 yaşından beri oyunculuk yapıyorsunuz. Sanatla iç içe bir ailede büyümüşsünüz. Oyunculuğu seçmeniz tesadüf olmadı herhalde.
Annem, babam ve abim Devlet Opera ve Balesi’nde. Doğal olarak çocukken ben de balerin olmak istiyordum. Şehir Tiyatroları’nda bir sınav açılmıştı, kazandım ve sonra tiyatro girdi hayatımda. 8 yaşında başladım, 12 yaşından beri sahneye çıkıyorum. Üniversitede de konservatuvarı kazandım. Yine olsa, yine sanatla ilgili bir şey seçerdim çünkü insanın ruhuna iyi geliyor. Yapanın da, izleyenin de.
“Ekstrem sporları seviyorum”
Dizide jinekoloğu canlandırıyorsunuz. Doktor olmak istediniz mi hiç?
Başka meslek seçsem, doktor olurdum büyük ihtimalle. Çünkü sağlık konularına çok merakım var. Dalmayı seviyorum, işin sağlık kısmı da ilgimi çektiği için kurtarıcı dalgıç oldum. Şimdi de devletin açtığı sınavlara girdim ve sertifikalı ilk yardım görevlisi oldum. Keşke her aileden bir kişi alsa. Çok çok önemli. O minik bilgiler hayat kurtarıyor.
Adrenalin dozu yüksek sporları da seviyorsunuz sanırım...
Ekstrem sporları seviyorum. Yamaç paraşütü, kayak, köpekbalığıyla dalış... Hepsini yaptım. Bungee jumping hiç yapmadım, şimdi onu denemek istiyorum. Sağlığıma zarar gelmediği sürece her türlü adrenalini yüksek sporu denemek isterim. Hayat kısa, kimse sevdiği şeyleri yapmaktan vazgeçmesin.
Oyunculukta hayallerinizi gerçekleştirebildiniz mi?
İstediklerimi yavaş yavaş gerçekleştirmeyi tercih ettim. Çok hızlı tanınabilirsiniz ama düşüş de bir o kadar hızlı olabilir. O sebeple korka korka, reddede reddede, yavaş adımlar atmayı tercih ettim. “Şunun yüzü olur musun? Billboard’larda olacaksın” dediler, korktum ve “hayır” dedim. Şu anki durumumdan memnunum ama yapmak istediğim daha çok şey var. İlk başladığım döneme göre korkmadan, artık daha cesur adımlar atacağım.
Bahsettiğiniz şöhrete dair bir korku muydu?
Bir anda parlayıp bir anda sönme korkusuydu. Onun yerine daha sağlam adımlarla ilerlemek istedim. “Varsın geç tanısınlar” dedim.
“Hızla bir adım attım”
30’lu yaşlar sizi nasıl bir Özge Borak yaptı?
Daha başka bakar oluyor insan. Belki daha sakin. En çok da ertelememeyi öğretti. “Sonra” dememeye başlıyorsun. Mesela ilk yardım sertifikasını çok eskiden beri istiyordum, bir adım atmam gerekiyordu ve hızla atmaya karar verdim.
Sahne adına planlarınız neler? Sırada neler var?
Müzikal olarak bir proje yapmayı düşünüyorum. Belki minik bir grup oluşturup şarkılar söyleyebiliriz. Babamla birlikte bir şeyler yapmak istiyoruz. Daha önce Çiğdem Erken’in “Sahnelerden Aşk Şarkıları” adlı projesinde birlikte şarkı söyledik. Şimdi de müzikallerden sololar, düetler ve danslarla sahneye taşıyacağımız bir proje düşünüyorum. Aklımda çok şey var, yavaş yavaş hayata geçireceğim.
Zayıflamışsınız bu arada, kaç kilo verdiniz?
Kilo alınca her yerime eşit alıyorum. Verirken de bir kilo bile versem, beş kilo gibi fark ediyor. O yüzden insanlar “Ne kadar zayıflamışsınız” diyor. En fazla üç-dört kilo verdim ama 10 kilo vermişim gibi duruyor sanırım.
“Güzel giden bir ilişkim var”
Sizin için aşkın tanımı ne?
Aşk, her şeyin içinde var. O yüzden mesela, işini tutkuyla yapan insanlara hayranım. Aşk, özveri isteyen bir şey. Aşkla yaptığınız her şey güzel olur.
Şu an kalbiniz dolu mu?
Evet, aşk var hayatımda. Kaçmıyoruz. Berkay’la (Tahmaz) çok güzel bir birlikteliğimiz var.
Evlilik, çocuk planınız var mı?
Var ama ne zaman bilemem. Çocuk seven, isteyen biriyim. Hayatımda bir zaman mutlaka olsun istiyorum.