27.03.2021 - 03:10 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı / seyhan.akinci@milliyet.com.tr
Seyhan Akıncı / seyhan.akinci@milliyet.com.tr
Tarih kadar eski kelimesi belki de en çok tiyatroya yakışıyor. Bu yüzden pandemide kapanan perdelerini aralamanın çeşitli yollarını arıyor bir yıldır. Hem de neredeyse hiç desteksiz. İBB Şehir Tiyatroları Salondan Yayında’dan Podacto’ya, Kadıköy Boa Sahne Kısalar’dan TiyatrolarTV’ye, Moda Sahnesi Sahneden Naklen’den, İş Sanat Provadan İzle ve DasDas Online’a birçok sahne seyirciyle online buluşuyor. Biz de oyuncular ve yönetmenlerle sahne özlemlerini ve online tiyatro deneyimlerini konuştuk.
Tülin Özen:
“Online tiyatro seyirciyi özlediğimizin göstergesi”
Hayattan, kalabalık olmaktan, beraber gülmek, eğlenmek ve ağlamaktan, senin gibi olanlar ve olmayanlarla aynı zeminde buluşma ihtimalinden uzak bir dönem yaşarken, ben koşarak sarıldım online tiyatro ve dans gösterilerine. İzlerken düşüncelerim, izlediğim işlere göre de değişti açıkçası. Kimine “Ahhh canlı daha iyi olurdu ama iyi ki de izledim” dedim. Kimine “İyi de bu tiyatro değil ki niye tiyatro kelimesini kullanıyorsunuz? Kimine de “Aaa bayağı online olduğu için fikir de üretmişler ve daha da tiyatro gibi bir his veriyor” dedim. Yani canlı izlerken nasıl her oyunu sevmiyorsam, burada da sevdiklerim ve sevmediklerim oldu. Ama şunu da çok iyi anladım ki; tiyatronun konuştuğu “insan”ı bence başka hiçbir sanat dili konuşmuyor. Bu süreçte dizi ve film izlesem ya da kitap okusam da, tiyatro binlerce yıllık geçmişiyle insanın derinliğini, yaşadığı zaman ve mekanla ilişkisini başka hiçbir sanat dilinde göremeyeceğimiz gibi soruyor, online bile olsa iyi bir tiyatro teksti ya da rejisi hemen o “insan olma halini” getirip önümüze koyuyor. Online tiyatro üretme fikrine önce hemen “Olmaz ki ya öyle şey!” desem de, seyirci olarak ne kadar ihtiyacım olduğunu biliyordum. Tiyatro Festivali için “Her Güne Bir Vaka”yı yaparken ya da Dasdas’ta “Westend”i yaparken, seyirciyi çok aradım ama birbirimize bu şekilde de olsa ulaşabileceğimizi sahneye çıktığım andan itibaren hissettim. Online tiyatro yapmak, tiyatrocular ve sahnesi olan arkadaşlar için seyirciyi özlediğimizi ve devam etmek istediğimizi göstermenin de tek yoluydu sanki.
Yeni nesil kulak tiyatrosu deneyimi: Podacto
Nisan Ceren Göçen:
Podacto pandemide ortaya çıkan bir proje olsa da amacımız tiyatroya bir alternatif sunmaktan çok, dijital bir tiyatro oyunları kütüphanesi oluşturmak. O yüzden pandemi sonrasında da devam etmesini ve bize daha neler katabileceğini keşfetmek istediğimiz bir proje. Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde sahnelerde olamasak da seyircilerle evlerinde buluşuyoruz. Podacto x TiyatrolarTV iş birliğinde yayınlanacak oyunumuzu bugüne özel ücretsiz dinlemeye açtık. Dario Fo ve Franca Rame’nin yazdığı, Sinem Ünsal’ın seslendirdiği “Çin’den Mektup” oyununu herkes Tiyatrolar.tv’den dinleyebilir.
Faruk Özerten:
Hem yeni bir işitsel deneyim oluşturmayı hem de dijital bir tiyatro oyunları arşivi kurmayı hedefledik. Podacto’nun ulaşılabilir olmasını önemsiyoruz çünkü tiyatro metinlerine ve oyunlarına ulaşmak zor olabiliyor. Bu yüzden de herkesin erişimine açık bir tiyatro metinleri arşivi en temel amacımız. Uzun vadede amacımız Türkiye’nin birçok ilinde olan özel tiyatro grupları ve yazarlarının eserlerini kaydetmek ve onları dijital dünyada dinleyicilere açmak. İyi ve nitelikli bir külliyatı oluşturmak ve ileride daha çok mecrada yayınlanabilir hale getirmek istiyoruz.
Deniz Madanoğlu:
Pandemide en çok tiyatroyu özledim. AKM açıkken İstanbul, kültür sanat şehriymiş gibi hissettirirdi, şu an tüm salonlar kapalı ve tam bir çöl havası hakim. Kulak tiyatrosu bu anlamda kısa bir meditasyon gibi oldu benim gibi tiyatroseverler için. Dinlerken gözümüzü kapayıp sahneyi hayal ediyoruz, oyun seyretmekten farklı bir deneyim. Kulak tiyatrosu, tiyatronun yerini tutmaz ama onun ne kadar biricik ve özel olduğunu bize hatırlatması bakımından bile çok kıymetli bir girişim.
Esra Ruşan:
Tiyatroya özgü o coşku ve sadece sahne üstünde yaşanabilecek o heyecan, yıllarını bu tip duyguları benzin edip ilerlemiş insanlar için ne kadar elzemmiş şimdi anlayabiliyorum. Eksikliğini hissediyorum çünkü benzinim bitiyor. Üretimin başlangıç noktası benim için tiyatro. O biterse bende her şey biter. Bu anlamda yine de bir nebze olsun nefes olabilecek bir hareketti benim için kulak tiyatrosu. Üç kişinin aynı alanda olması ve metni yan yana gelerek okuması bile ihtiyacımın bir kısmını giderebildi.
Selen Uçer:
Tamamen sahneden uzak kalmamış şanslı kişilerdenim. Geçen yaz Halil Babür’ün “İçimdeki Yangın” oyunu prova Tiyatrolar TV’de yayınlanmak üzere çekildi. Firuze Engin’in yazıp yönettiği “Güle Güle Diva”yı yazın DasDas açık hava sahnesinde iki kere canlı oynadım. Sonra da dijital yayını için çekildi, şu an DasDas Online’da ayda bir izlenebiliyor. Kulak tiyatrosu ve hikayeleri en azından dinlemek için nefis bir yöntem bence. Ben daha önce oynadığım, yönettiğim oyunları seslendirdim öncelikle; o da bana eski dostlara sarılmak gibi geldi.
Semi Sırtıkkızıl:
Geçtiğimiz marttan beri maalesef sahnede olamıyoruz. Eski sezon oyunlarını online platformlarda erişime açan yerel ve global tiyatro ekipleri, biraz da olsa tiyatro özlemimizi gidermeyi amaçlıyor. Bence harika işler çıkarıyorlar. Kulak tiyatrosu güzel bir deneyimdi ve oyunu kaydederken keyifli zaman geçirdim. Bir şekilde pandemi şartlarında da olsa oyunu devam ettirmek iyi hissettiriyor.
Umarım en yakın zamanda oyunlar kaldığı yerden devam eder.
Kadıköy Boa Sahne
SEZON: “HAYATTA KALMAK”
Aytekin Atabey:
Bu süreçte iyi ki dediğimiz çok şey var. Tüm olumsuzluklara ve zor şartlara rağmen bir arada üreterek ve zamanın ruhunda böyle eserler bırakarak seyircimizin desteği ile var olmanın, “Ayakta kalmanın” projesidir Boa Kısalar.
Murat Gürün:
Nefes aldığımız, hayallerimizi paylaştığımız sahnemizde, en iyi yaptığımız şeyi yapıyoruz; oyun oynuyoruz. Kısalar buluşmalarıyla, çağrımıza ses veren yazar, yönetmen, tasarımcı ve oyuncu arkadaşlarımız, meslektaşlarımızla, böyle bir dönemde, böyle bir zamanı, tam da şimdiki zamanda anlatmak ve seyircimizle paylaşmak için yepyeni kısa oyunlar hazırladık/hazırlıyoruz. Oynayarak hayatta kalıyoruz, seyircimizle ayakta kalıyoruz. Kadıköy Boa Sahne hayatta kalma çabasını üretime dönüştürüyor. Kısalar, pandemi sürecinde sanatçıların yaşadıkları bu zamanı bir sanat üretimine çevirdikleri, zamanın ruhunda yer alacak olağan dışı bir tiyatro üretimi.
İBB Şehir Tiyatroları - Salondan Yayında
Mehmet Ergen:
“Zoom’dan prova yapıyoruz”
Sanat, tiyatro böyle zamanlarda insanlığın da umudu olmuştur. Bunun bilinciyle, sahnelerimizi açamadığımız, seyircimizle buluşamadığımız bu olağanüstü zamanda, dijital platformda yaptığımız yayınları bir anlamda seyircimizle bağımızı sürdürmek ve insanlara moral vermek için çok önemsiyoruz. Kendi dijital platformlarımızda farklı içerikler yayınlıyor, ilk salgın günlerinde başlattığımız dijital gösterimleri, çeşitlendirerek devam ettiriyoruz. Aynı zamanda Zoom üzerinden, umudumuzu diri tutarak, önümüzdeki sezonun programını hazırlıyor, provalarımızı bu platform üzerinden gerçekleştiriyoruz. Yeniden perdelerimizi açacağımız, repliklerin alkış seslerine karışacağı günlerin özlemiyle 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü kutluyorum.
Bennu Yıldırımlar:
“Seyircimizle ilişkimizi sıcak tutmaya yardımcı oldu”
Geçen yıl da olduğu gibi, bu yıl da buruk geçiyor Dünya Tiyatrolar Günü. Seyircimizle birlikte sahnelerimizde canlı ve sağlıklı yer almak tüm tiyatrocular gibi büyük özlemimiz. Geçen süre zarfında İstanbul Şehir Tiyatroları olarak, dijital ortamda yapabildiklerimiz, seyircimizle ilişkimizi sıcak tutmaya yardımcı oldu. Eski yeni oyunlarımızın kameraya çekilmiş hallerini, sıcak söyleşi ve deneyimlerimizi paylaştık. En kısa zamanda onlarla buluşmanın ve oyunlarımızı sergilemenin keyfini yaşamak istiyoruz. Biraz daha sabrederek, sağlıklı günlerde karşılıklı buluşmanın özlemi içinde, tüm sanatseverlere sevgilerimizle...
Süeda Çil:
“Prömiyer yapmayı beklerken evlere kapandık”
Tam Haldun Dormen ile “Yaygara 70” oyunu provalarındayken patladı pandemi. Şoke olduk. Üzüldük. Prömiyer yapmayı beklerken evlere kapanmış olmak herkes gibi bizim de canımızı acıttı. Çok kısa sürede toparladık. Şehir Tiyatroları üzerine düşeni aynı Avrupa’daki emsalleri gibi tez vakitte yerine getirdi. Acil bir çağrıyla seyircilerimizin karşısına yine çıktık. Bu kez oyunla değil bildiklerimizle. Sanatçısını sahnede görmek arzusunda olanlar için bir nebze soluk almak gibi oldu yaptığımız online eğitim videoları. Hem akademi yıllarımızdan hem de sahnede cebimize koyduklarımızdan yola çıkarak onlara bildiklerimizi aktardık. Arşivden çıkan eski oynadığımız oyunları izlerken ben de aynı hafiflik ve buruk gülümsemeyi hissettim yüzümde. Aynı seyircilerimiz gibi...
TiyatrolarTV
Murat Temel:
“Pandemi sonrası B planı olarak devam edecektir”
TiyatrolarTV 2017’de sahnede gösterimleri sona eren oyunların dijital bir platformda yer alması ve sürekli erişilebilir olması fikriyle ortaya çıktı ve çekimlerine aynı yıl başladık. Bu fikri ortaya atıp, çekimlere başladığımızda neredeyse tüm tiyatrocular olumsuz karşıladı. Bu sebeple fikre inanan kısıtlı sayıda ekiple çekimlere başladık. 2020’deyse içinde bulunduğumuz durumun yarattığı çaresizlikle olumsuz bakan ekiplerin hemen hepsi dijital tiyatroyu denedi ve denemeye de devam ediyor. Fakat biz dijital tiyatro diye bir şey yaratmak istemedik. Biz gösterimi biten veya devam eden oyunları profesyonel bir ekip ile kayıt altına alıp hem arşiv oluşturmak hem de daha fazla insana ulaştırmak amacıyla bu işe başladık. Pandemi sonrası ekiplerin böylesine zorlu geçen süreçler için mutlaka bir B planı yapıp, dijitali de düşünerek yeni işler üreteceğini düşünüyorum.