26.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Kesin olmamakla beraber, ilk örneklerin Hindistan'dan çıktığı söylenir. İlk yazılı örnek de "Pançatantra" masallarıdır. Eserin yazılış tarihi MÖ 100-300 yılları arasına rastlamaktadır. İkinci yazılı örnek "Kelile ve Dimne"dir. Yine onun yazım tarihi de MÖ 300 yılları olarak kabul edilir. Batı'da fabl, Ezop masallarıyla kendini göstermiştir. Bugüne kadar 360'a yakın Ezop masalı derlenmiştir. Latin sözlü edebiyatında da ilk fabl yazarı Phedre'dir. Daha sonra bir Fransız yazarı olan La Fontaine (1621-1695), bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış Ezop masallarını yeniden kaleme alıp manzum biçimine çevirerek yeniden yetişkinlerin dünyasına kazandırmıştır. ***La Fontaine fabl'larında genellikle öğüt dediğimiz ders metnin sonuna konulmuş ve okura olayın özetinden etik bir sonuç çıkarılmıştır. La Fontaine'in bugün daha çok çocuklarca okunan ve sevilen hayvan masalları, aslında çocuklar için yazılmamıştır. La Fontaine, eleştirmek istediği kişileri bu öykülerle yermiş ve gülünç durumlara düşürmüştür. Zamanla bu kişiler unutulmuş, masallar çocuk edebiyatının ilginç ürünleri arasında yerini almıştır. ***Krilov bir Rus yazarıdır. Özellikle çok bilinen fabl'ları, yeniden alaycı bir dille kaleme almış, geçmişin ünlü hayvan masallarının verdiği öğütleri de, yeni alaycı bir öğütle yer değiştirerek masallarını bitiren bir gülmece yazarı. Onu size tanıtabilmenin en kolay yolu, "Eşek ile Bülbül" masalını anlatmak: "Bir gün eşek, bülbülü görür ve ona, 'Sevgili arkadaşım, senin bütün çilen, bu güzel ötüşünün nedeni güle âşık olmandanmış, doğru mu? Sen gerçekten güle âşık olduğun için mi bu kadar dertli, bu kadar acıklı ötüyorsun?' diye sorar. Bülbül de, 'Evet, kardeşim eşek. Ben güle âşığım. Bu yüzden böyle her gün hüzünlü hüzünlü ötüyorum,' diye yanıt verir. Eşek, çok şaşırır ve daha fazla tutamaz kendini, şu yanıtı verir: 'Kusura bakma ama kardeşim, ben seninle aynı görüşte değilim. Nedenini sorarsan geçen gün bir tane yedim, ama kusura bakma, hiçbir şeye benzemiyor."***"Aklı evvel zaman, yanlış zamanda. Köprü trafiğine takılıp kalmış, deve TEM yolunda. Zincirleme kaza yapmış pire yıllık izninin bir bölümünü kullanırken. Ben ödevlerimi babama yaptırır, dedemin sakallarını çekiştirirken, semt pazarının birinde minik mi minik, kırmızı mı kırmızı bir turp varmış." Bu yazı, Cihan Demirci'nin "Turpun Hatası" adlı masalının giriş bölümü. Bugünkü yazımı da Cihan Demirci'nin "Zirzop Masallar" kitabına giriş olsun diye yazdım. Ama öylesine bir giriş oldu ki, Cihan'a az yer kaldı. Ama onu anlatmaya bu kadarı da yeter. Çünkü Cihan hem gülmece dünyamızın, hem de çocuk yazınımızın tanınmış ünlü yazarlarından biridir. O, aynı zamanda, iyi bir karikatürist ve çizerdir de. Krilov'u tanıyor mu bilmiyorum. Ama masalları öylesine ilginç bir biçimde yeniden kaleme almış ki, hemen aklıma bu ünlü yazar geldi. Bence "Zirzop Masallar"ı çocuklardan daha çok büyükler okumalı. Çünkü bu masallar çocukların gülüp geçeceklerinden daha çok şey içeriyor: Yaşamı sorgulamakla kalmıyor, küçük insanın günlük sorunları içindeki açmazlarını da irdeliyor. Bunu anlamak için "Şehirli Köpeğin İsyanı" masalının ders bölümünü okumak bile yeterli. "Zirzop masal der ki: Unutmayın, an gelir bir köpek de iki çift laf edecek birini ister. Onu birilerinden uzak tutarsanız, o da sizden uzaklaşır ilk fırsat bulduğu anda."Fabl'ları başka bir bakış açısı ve tatla okumak isterseniz Cihan Demirci'nin "Zirzop Masallar"ına bir göz atın. yural@milliyet.com.tr Kahramanları çoğunlukla hayvanlar, bitkiler olan, içinde bir ders bulunan öykülere "fabl" denir. Kahramanları insan, cansız varlıklar olan fabl'lar da vardır. Bunlar genellikle yalın, gülmece ağırlıklı etik öykülerdir. Masallar gibi, sözlü edebiyat ürünleri olarak günümüze kadar anlatıla anlatıla gelmiş, daha sonra da yazılı edebiyatın önemli bir parçası olmuşlardır.