Cumartesi“Bu albüm yüzde 20 romantik komedi, yüzde 80 dram”

“Bu albüm yüzde 20 romantik komedi, yüzde 80 dram”

12.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Şarkıcı, besteci ve söz yazarı Melis Danişmend’le kadın erkek ilişkileri, karşılıksız aşk, erik yerken ağlamak hakkında konuştuk ve son albümü “Biraz Gülmek İstiyordum”u sorduk

“Bu albüm yüzde 20 romantik komedi, yüzde 80 dram”

Melis Danişmend son 10 yılda, gazetecilikten barlarda çalan cover grubu solistliğine (Spitney Beers), ardından Türkçe bestlerini
icra eden üçnoktabir’e ve en nihayetinde kendi adıyla şarkıcı/ozanlığa geçiş yaptı. Bugün çıkan ikinci solo albümü “Biraz Gülmek İstiyordum” onun bu yönünü daha da ön plana çıkarıyor.
İlk albüm davulsuz, sessiz, derinden usul usul ilerleyen şarkılarla doluydu. Şimdi bu ruhtan uzaklaşmadan müziğini biraz daha renklendirip (ilk albümünün adı “Daha Az Renk”ti) Kurban’dan tanıdığımız davulcu Burak Gürpınar’ı da ekibe katarak yoluna devam ediyor.
Bu “tamtamlarla” başlayan albümden “Hüzün Dram Keder”, “Erik”, “Masa” hemen yer etti bende. “Biraz Gülmek İstiyordum” isimli bir albüm hazırlayan birine “Becerebildin mi peki?” diye sormamak olmazdı. “Yok, gene beceremedim” dedi. Bana kalırsa bayağı gülmüşler bu albümde. Hiç de öyle iç karartıcı falan değil. Albümü dinleyin bakalım, yorum sizin.

Bu albüm neyle ilgili?

Aslında şarkıların anlamını ve albümü bu şekilde açıklamayı pek sevmiyorum ben. Herkes dilediği şekilde anlamalı. Ama madem sordun, karşılıksız aşkla ilgili.

Haberin Devamı

Şarkıların yüzde 90’ı karşılıksız aşkla ilgili. Klişeye düşmekten hiç korkmuyor musun?

Şarkıların yüzde 90’ı karşılıksız aşkla ilgili değil bence. Daha ziyade ayrılıktan sonra eski sevgiliye sövmek ve ağlamakla ilgili. Benim hissettiğim yaşanmış ve bitmiş değil, hiç yaşanmamış, neredeyse platonik, bir kişinin kafasında ya da kalbinde cereyan eden bir aşk. Yıpranma fırsatı bulamamış. Kendi kendine yaşanan bir şey.

Senin farkın bu mu?

Farkım olsun diye değil ki bu. Benim hissettiğim bu.

Şarkı sözü yazmanın en zor yanı nedir?

Benim için söz yazmanın zor bir yanı yok. Aklıma gelen her şeyi yazan biriyim. Elimin altında kağıt, kalem, fiş, peçete, telefon ne varsa her türlü şeye yazarım ve kaydederim.

Haberin Devamı

En sevdiğin yanı peki?

Şarkının bitmiş halini dinlediğinde “nereden nereye” diye düşünüyorsun. Bunu görmek hoşuma gidiyor.

Müzikal açıdan ve içerik bakımından bu albümde öncekine göre neleri başardın?

İlk albüm çok sadeydi. Adı bile onu ifade ediyor: “Daha Az Renk”. Akustik gitar ve piyano öndeydi, hiç davul yoktu. İçe dönüktü ve çok karamsardı. Kapalıydı. Bu albümde daha açık olmaya çalıştım. “Biraz daha gülsem iyi olacak demiştim” hatta bir röportajda.

Yeni albümün adı “Biraz Gülmek İstiyordum”. İstiyordun, peki gülebildin mi?

İstiyorum değil istiyordum dedim özellikle çünkü istiyorum demek hâlâ bir ihtimal var demek. Benimki “istiyordum, olmadı” gibi bir şey oldu.

Ve bu albüm daha az karamsar diyorsun?

Aslında bu bana komik geliyor çünkü gülmek istemek diye bir şey yoktur hayatta. Gülersin gayri ihtiyari zaten. Biraz komik bir anlamı var aslında.

Ne açıdan komik?

İlk albümden sonra daha neşeli ve kıpırtılı bir şeyler yapma arzusuyla yola çıktım. Biraz Piyale Madra karikatürlerinde olduğu gibi. Çok severim onun “Ademler ve Havvalar” serisini. Kahkahadan gözlerim dolardı. Hüzünleri de tatlı tatlı anlatır.
Ben de o şekilde yansıtmak istedim duygularımı ama gene öyle olmadı. Bildiğim sulara geri döndüm.

Biraz romantik komedi tadı seziliyor şarkılarda, katılıyor musun?

Hayır, hepsi için geçerli değil. Yüzde 20’si romantik komedi. Yüzde 80’i dram.

Haberin Devamı

Arabesk dinler misin?

Taksideyken dinlerim. Genelde ben taksiye binince tipime bakıp kulüp müziği açıyor taksiciler. Halbuki ben de en az onun kadar nefret ediyorum o müzikten. “Siz ne dinliyorsanız, onu açalım” diyorum. Bir keresinde şöför arabesk açtığında uzun uzun müzik konuşmuştuk. Bu tip sohbetler yapmayı çok seviyorum.

Bir taksiciye hitap edebilecek şarkın var mı?

Bilmem. Yani biraz zor herhalde.

Neden? Fena mı olur?

Yapmak değil ki mesele, ben içimden geleni yapıyorum. Şu kesim dinlesin diye bir şarkı yapmak...
O şekilde müzik yapamam, yaparsam bu herkese haksızlık olur zaten.

Senin bazı şarkılarınla arabesk şarkılar arasında duygusal anlamda yakınlık var. Neden olmasın?

Hepimiz aynı şeyleri hissediyoruz ama herkesin üslubu farklı. Kimi ağlaya ağlaya sabahlara kadar anlatır acısını, kimi de konuşmaz evine, kitabına kapanır.

“Konserler için özel bir şey yok, güzel güzel çalacağız işte”

Haberin Devamı

Giysilerinle ilgili bir tasarımcın falan var mı?

Hayır, canım nasıl giyinmek istiyorsa o gün öyle giyinip çıkıyorum sahneye. Mesela albümün kapağında da olduğum gibi çıkmak istedim. Üzerime giymek istediğim şeyleri aldım ve Caddebostan sahiline gittim. Fotoğraflar orada çekildi. Zaten hep gittiğim bir yer. Oraya her zaman nasıl gidiyorsam öyleyim kapakta da.

Gruptan bahsedelim, bu albümde Kurban’dan Burak Gürpınar var davulda.

Evet geçen albümde davul olmadığından davulcu da yoktu. Bu albümde Burak’la çalıştık. Konserlerde de bizimle çalıyor. Faruk Kavi gitarda, Emre Ataker klavyelerde, Ozan Öner basta. Ben bu ekiple birlikte çalışmaktan çok memnunum. Hepsi sanki kendi solo albümleriymiş gibi özen gösterdi ve emek harcadı.

Konserler için bir özel mizansen falan düşündün mü?

Evet. İplerle sahnede uçmayı düşünüyorum!.. Özel bir şey yok, güzel güzel çalacağız şarkıları.

“Sahnedeki Melis daha gerçek”

Sahnedeki ve gerçek hayattaki kişiliklerin farklı mı?

Valla bence gerçek olan ya da kendimi daha iyi hissettiğim Melis sahnedeki Melis. Normal hayattaki Melis beni yorabiliyor. Sahnedeyken her zaman kendimi mutlu ve anlatamayacağım bir bütünlük içinde hissediyorum. Normalde utangaç, içe dönük biriyimdir. Sadece çok yakın arkadaşlarımın ve ailemin yanında kendimi tam anlamıyla gösterebiliyorum ama insanlardan da kopuk değilim. Yine de kendimi hiçbir zaman çok fazla açmam.

Haberin Devamı

Dinleyicilerinden ne tip mesajlar alıyorsun?

Gözlerimi dolduran mesajlar çok oluyor. O konuda sulugözlüyüm. İnsanlar gönderdikleri mail’lerde yüzeysel şeyler yazmıyorlar. Duygularını ve hayatlarına giren insanları uzun uzun hikaye gibi yazarak anlatıyorlar. Çok duygulanıyorum. “Bu çok özel bir şey, çok şanslıyım” diye düşünüyorum.

Bir röportajda sana sorulan en garip soru neydi?

Bir mekanın kulisinde konser öncesi röportaj yapıyoruz. Mikrofonu uzattılar. İlk soru şuydu: “Evet, bu akşam konseriniz var. Nerede gerçekleşecek?” Bir de aynı muhabir, “Buyurun röportaj için hazırız” diye mekanın halkla ilişkilercisini kamera önüne davet etmişti ilk önce.

“Kadın da erkek de kendine göre anlıyor”

Kadın erkek ilişkilerindeki temel sorun nedir sence?

Her şeyi kendine göre anlamak.

Yani birbirini anlamamak mı?

Anlıyorsun aslında ama farklı şekilde anlıyorsun. Karşı tarafın anlatmak istediğine pek yakın olmuyor senin anladığın. Sonra daha çok anlamak istiyorsun, karışıyor her şey.

“Kalbi kırık insanlardan uzak duracaksın arkadaş” demişsin. Niçin?

“Kalbinin kırık olduğu dönemde birinden uzak dur.” Bunun gibi bir şey. Vardır ya: “Dikkat elektrik çarpar.”

Boynumuza tabela mı asalım?

Aslında o tabela var ama görmeyi istemezsin, üzerine gidersin.

Eriği çok mu seversin? “Erik” diye bir şarkı var albümde.

Severim ama en sevdiğim meyve değildir. Portakalı daha çok severim.

Neden “Portakal” değil o zaman?

Gerçekten erik yiyordum ve gözümden yaşlar süzülüyordu. Bunun dünyanın en komik şeyi olduğunu düşünüp yazdım bu şarkıyı.