18.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
E. İpek Türer - ipek.turer@milliyet.com.tr
Son zamanların özellikle gençler tarafından en beğenilen isimlerinden biri Evrencan Gündüz. Babası efsane gitaristlerden Asım Can Gündüz olmasına rağmen o kendi ismiyle var olmayı başardı üstelik. Tam bir blues hayranı olan 21 yaşındaki Evrencan’ın YouTube kanalına yüklediği videolar birçok kişi tarafından paylaşılıyor, sadece yurt içinde değil yurt dışında da birçok yere konser vermeye gidiyor. Sevenlerine göre onun farkı doğallığı ve amatör ruhunu koruması. Zaten kendisi de işin sihrinin o olduğunu düşünüyor.
- Bendeki intibanız doğdunuz ve eline gitar aldınız gibiydi ama öğrendiğim kadarıyla geç başlamışsınız müziğe...
9-10 yaşlarında babam bana küçük bir gitar hediye etmişti. Amfim de vardı ama yanımda biri olmadığı için çalmıyordum. Arkadaşımın piyano çaldığını gördüm, çok beğendim. Piyanoya başladım. “Sırf taşınabilir ve kız tavlamak kolay olduğu için gitar çalmak istemiyorum” düşüncesi vardı bende. Sonra birkaç şey öğrettiler. Çala çala aslında ne kadar çok şey yapabildiğimi fark ettim. Lisede babam “Sana bir hediyem var” dedi. Bana bir gitar yapmış. Ben inanılmaz sevindim tabii. İsmim yazıyordu, çok özeldi, tarifsiz bir duyguydu... Sadece bir gitar değildi, bana ait bir şeydi. O da benim çalma hissiyatımı artırdı.
- Hiç eğitim aldınız mı müzikle ilgili?
Hayır, hiç eğitim almadım. Şu an Su Ürünleri Mühendisliği okuyorum. Sevdiğim için seçtim bu bölümü. Konservatuvara girmeyi de denedim ama almadılar. İTÜ’de “Niye buradasın ki? Dışarı çık, müziğini yap!” dedi hoca bana.
- Hakkınızda “Amatör ruhunu kaybetmez inşallah” gibi yorumlar
okudum hep...
Onu kaybedersem profesyonel olmanın bir anlamı yok. Zaten bence profesyonel olmak demek amatör ruhu korumak demek çünkü bir şey endüstriye dönüştüğü zaman sihri gidiyor. Halbuki insanlar o sihri sevdiği için seninle beraber.
- Babanızla ilk sahneye çıktığınız anı hatırlıyor musunuz? Ne hissettiniz?
Titriyordum. Magic Life Antalya’daydık. Babamın bana gitar almasının yazıydı. Sahneye çıkıp blues yapmıştım. “Fifteen Years Old Blues Boy” diye bir şarkımız vardı, babamla birlikte yazmıştık, onu söylemiştik. Güzel bir histi.
“Belki bir oyuncuya daha vokal çalıştırırım”
- Sadece Asım Can Gündüz’ün oğlusunuz diye sizi seveceklerini düşünmüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ben babamın oğlu olduğum için yapmıyorum bu işi. Benim içimde var
bu, yanıyorum. Blues dinlediğimde kendimden geçiyorum. Hatta bir konserde pop çalıyorduk ve en sonunda Jimi Hendrix’e bağladım. Ruhum sıkıştı çünkü telim koptu... Yerlere falan yattım ve çaldığım yer Nişantaşı’ydı. Millet “Ne yapıyor bu?” diye bakıyordu. Ama sonra büyük bir alkış koptu tabii.
- Kendi tarzınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Evrensel müzik. Genellikle sadelikten yanayım. Mesela herhangi bir çiçeği ne yaparsan yap menekşeye dönüştüremezsin. Bana da insanların tepkisi öyle oluyor. “Hiç beklemiyordum böyle bir yorum ama hoşuma da gitti” diyor. Önemli olan bu.
- Vokal koçluğu yapıyor musunuz yoksa bu Birce Akalay’a özel bir durum muydu?
Yok, yapmıyorum. Birce benim kankam ya. Birce’yi çok seviyorum. O da Modalı, çok güzel bir ruhu var. Yılbaşında “O Ses Türkiye”de şarkı söyleyecekti, ben de yardımcı oldum. O da anlatmış, çok mutlu etti beni. Ama hiçbir iddiam yok. Eğitimim yok çünkü. Ama arada böyle yardımcı oluyorum. Hatta bir oyuncu daha var, belki onunla da bir şarkı söyleyeceğiz ama kim olduğunu söylemeyeyim, sürpriz.
- Eğitimini aldığınız mesleği yapacak mısınız?
Şu an yaptığım işten belli bir birikim kazanabilirsem ülkeme destek olmak için bir şeyler yapabilirim. Çünkü üç tarafımız denizlerle çevrili ama bunu kullanamıyoruz. Su ürünleri de bu anlamda önemli bir meslek. Ben de belki mezun olduktan sonra bir gün destek olmak için bir balık çiftliği ya da balık neslini artırmak için bir kurum bile kurabilirim.
“Babamın müzesini yaparız belki”
- Asım Can Gündüz’ün oğlu olmak nasıl bir his?
Küçükken yaşadığım çevrede babam çok tanınmıyordu. Daha çok ben müzisyen olunca “Sen Asım Can Gündüz’ün oğlu musun?” diyorlar. Hatta babam bana “Gün gelecek ben onun babasıyım diyeceğim” derdi pek inanmazdım ama şimdi yavaş yavaş oraya doğru gidiyor galiba. Mesela lise yıllarında babamı dinleyenler “Onun oğlu muymuş?” diyor ama onun oğlu da “Baba böyle bir çocuk var babası Asım Can Gündüz’müş, o kim ki?” diyor. Bu güzel bir şey.
- Müzikle ilgili planlarınız var mı? Mesela albüm düşünüyor musunuz?
Babamın belki müzesini yaparız halamla beraber. Onun dışında albüm de yapacağız ama öncesinde birkaç parçalık EP gibi bir şey düşünüyoruz. Hepsi kendi bestelerim olacak ya da belki yaptığım cover’lardan birkaç tane anonim türkü... Zaten günümüzde artık albüm çıkarma gibi bir durum pek kalmadı.
- Babanızın kaybı nasıl bir etki yarattı hayatınızda?
Öncelikle fark edilmemi sağladı. Onun hayranları beni tanıdı. Aslında müzik falan yalan, babam bütün Türkiye’ye sevgi bıraktı. Her ne kadar insanlar “Hak ettiği yere gelemedi” dese de onun sevgisini ve kocaman bir kalbi olduğunu hatırlayan insanlar var. Bir kitap yazsam “Herkesin Asım Abiyle Bir Anısı Vardır” olur adı. Çünkü her gördüğüm insan “Asım abiyi Zuhal’de gördüm... Bana gitarını hediye etti, bana yedek tel verdi... Yolda kaldık, taksiye bindirdi, üstüne para verdi” diye anlatmaya başlıyor. -