08.09.2017 - 11:14 | Son Güncellenme:
Yaz tatilinin son günleri ülkemizde okul hazırlıkları telaşıyla geçiyor. Yeni eğitim-öğretim dönemi için yepyeni okul gereçleri, üniformalar, ayakkabılar hazır. Peki ya dişler... Dondurmalarla geçen bir yaz tatili sonunda okula hazır mı? Pedodonti Uzmanı Dr. İdil Gülten okullar açılmadan çocuk ağız ve diş sağlığı ile ilgili yapılması gerekenleri anlattı...
Okul başarısını ve sosyal yaşantıyı etkileyen en önemli faktör çocuğun genel sağlık durumudur. Beden sağlığının önemli bir parçasını oluşturan ağız ve dişlerin de bu amaçla kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir.
“Diş Çürüğü: Nezleden sonra en sık görülen hastalık”
Günümüzde okul çağındaki çocuklarda nezleden sonra en sık görülen kronik hastalık diş çürüğü olarak bilinmektedir. Ağrı yapmadığı için önemsenmeyen veya farkına varılmayan bir diş çürüğü ders yılı içinde ağrıya, hatta ilerleyerek abse oluşmasına neden olabilir. Diş ağrısı olan bir çocuğun derslerine odaklanması ve ders dışı aktivitelerden keyif alması beklenemez.
Dahası, bu istenmeyen sonuçlar doğrultusunda gerekli tedavilerin yapılması için gereken zaman, çocuğunuzun okul derslerini kaçırmasına neden olabilir. Ön bölgedeki dişlerde meydana gelmiş çürükler ise ebeveyn fark etmese bile çocukta özgüven problemlerine, sosyalleşmelerinde zorluklara neden olabilmektedir. Bu durumdaki çocuklar diş tedavileri sonrası ağız-diş sağlıklarını korumaya çok daha istekli hale gelmektedirler.
“Fissür örtücü çürük önlemede büyük önem taşır”
Okul çağı olarak adlandırılan 6-12 yaş dönemi, süt dişlerinin değişiminin de en hızlı olduğu dönemdir. Altı yaş döneminde genellikle kalıcı büyükazı dişlerinin ve alt ön orta kesici dişlerin ağızda ilk kez görüldüğü dönemdir. Yeni süren büyükazı dişleri, çene gelişimi hakkında ilk bilgileri vermesi açısından önemlidir. Genç büyükazı dişlerinin çiğneme yüzeyleri oldukça derin oluklu olduğundan fırçalama ile bu bölgede gıda artıklarının uzaklaştırılması zorlaşmaktadır.
Bu nedenle fissür örtücü (koruyucu diş aşısı) adı verilen akışkan bir dolgu maddesi ile bu derin oluklar örtülmekte ve çürük oluşması engellenmiş olmaktadır. Fissür örtücülerin kalıcı dişlerin sürmesini takiben ilk bir yıl içinde yaptırılması çürükten korunmada önem taşır. Ayrıca 4-6 ayda bir diş yüzeylerine uygulanacak fluoridli ajanlar da genç kalıcı dişlerin minelerinin yapısını güçlendirmeye yardımcı olacaktır.
“Tel tedavisi gereksinimini ortadan kaldırmak mümkün”
8-10 yaş dönemi, alt-üst orta ve yan kesici dişler ile birlikte büyükazı dişlerinin sürmelerinin tamamlandığı, bununla birlikte küçükazı dişlerinin de yavaş yavaş ağızda görülmeye başladığı dönemdir. Büyüme ve gelişmenin de çok hızlı olduğu bu dönem çene gelişiminin takibi açısından da önem taşır. Bu dönemde çene gelişimindeki olumsuzluklar ve olası çapraşıklıkların ortodontik apareyler (damaklık) ile önüne geçilebilir. Böylece ileride gerekecek tel tedavisinin süresi de kısaltılmış, hatta bazı durumlarda bu tel tedavisi gereksinimi ortadan kaldırılmış olur.
Tatilde “ipin ucu kaçmış” olsa da ders yılı başlamadan önce yapılacak diş hekimi muayenesi ile yaz tatili döneminde unutulmuş olması muhtemel etkili diş fırçalama tekniğinin üzerinden geçilir. Ağız hijyeni böylece okul dönemindeki rutinin bir parçası haline gelir. Ağız-diş sağlığının korunması için bir diğer önemli faktör olan beslenmenin düzenlenmesi ise okul döneminde, tatil dönemine göre, daha kolay olmaktadır.
Bu alanda dikkat edilmesi gereken noktalar öğünlerde meyve suyu ve şekerli içeceklerden kaçınılması, ara öğünlerde beyaz un içeren gıdalar ve şekerli abur cuburlar yerine fındık-fıstık gibi kuruyemişler ile süt, peynir, yoğurt veya taze meyve-sebze tüketilmesi şeklindedir.
Sabahları kahvaltı okulda yapılıyor olsa bile okula gitmeden önce evde diş fırçalaması yapılmalıdır. Hijyenik endişeler nedeniyle okula diş fırçası götürülemediğinden öğünlerini okulda yiyen çocukların yemeklerden sonra ağzı bol su ile çalkalaması yarar sağlamaktadır. Ancak eve dönüldüğünde geceleri uyumadan önce mutlaka etkili diş fırçalanması gerektiği unutulmamalıdır.
Okul döneminde dikkat edilmesi önerilen bir diğer konu da travmatik diş yaralanmalarıdır. Fiziksel hareketliliğin artmasıyla birlikte özellikle ön bölgede kalıcı dişlerin yerinden çıkması, diş kırıkları, diş sallantısı, dişlerin diş etine gömülmesi gibi birçok şekilde yaralanma oluşabilir. Bu nedenle aileler ve öğretmenlere düşen en önemli görev acil durumlarda ne yapılması gerektiğini bilmek olmalıdır. Okul başlamadan önceki diş muayenesinde özellikle yakın temas spor aktivitelerinde bulunan çocuklara kişiye özel mouthguard (koruyucu dişlik) uygulanması ile oluşabilecek diş kırıkları büyük ölçüde önlenmiş olur.
Dişlerin yerinden çıktığı durumlarda;
• Çıkan diş bulunmalıdır.
• Dişin köküne dokunulmadan kuron kısmından (dişin normal ağız içinde gördüğümüz kısmı) tutulmalıdır.
• Diş akan soğuk su altında kuron kısmından tutularak yıkanmalıdır.
• Eğer yapılabiliyorsa diş çıktığı yere yerleştirilmelidir.
• Dişin yerine yerleştirilemiyorsa bir bardak süt içine konulup zaman kaybetmeden bir diş hekimine başvurulmalıdır.
Diş kırığı oluşan durumlarında;
• Ağız soğuk su ile çalkalanmalıdır ve bölgeye şişmeyi önlemek için soğuk kompres yapılmalıdır.
• Kırılan parça bulunmalıdır.
• Zaman kaybetmeden bir diş hekimine başvurulmalıdır.
Önemli not: Travmatikdental yaralanmalarda ilk bir saat içinde diş hekimine başvurulması dişlerin canlılığını kaybetmeden korunabilmesi için önem taşımaktadır.