10.03.2015 - 12:25 | Son Güncellenme:
Şefika Aydın Selçuk,''Kanser toplumlarda ölüm nedenleri içinde en baş sıralarda yer alan bir hastalık grubudur. Kanserin oluşumuna neden olan etmenler arasında beslenme gösterilmektedir. Kanserden korunma ise ancak ona neden olan faktörlerin belirlenmesi ve bu belirlenen faktörlerden uzak bir yaşam ile mümkün olabilmektedir.
Bunun için erken yaşta ve gündelik hayatlarında uygulayacağınız küçük önlemler ile çocuğunuzu kanserden koruyabilirsiniz.
En basiti çocuğunuz fast food yemesini önleyerek ve kansorejen madde içeren besinlerden uzak tutarak ilk adımı atabilirsiniz.''diye konuştu.
Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, kanser riskini azaltan en önemli beslenme tarzı anne sütü ile beslenme olduğunu ifade ederek, “Anne sütü bebeğe verilebilecek en temiz besindir. Annenin sütünün içeriği bebeğinin ihtiyaçlarına uygundur.
Koruyucu etmenler (hormonlar, büyüme faktörleri, sindirime yardımcı enzimler, enfeksiyonu önleyen ajanlar) içerir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde solunum yolu ve sindirim sistemi hastalıkları daha az görülür. Şeker hastalığı, kalp hastalıkları, şişmanlık gibi hastalıkların oluşma riskini azaltır.
Allerjiye karşı koruyucudur ve bebeği pişikten korur. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur. Anne ve bebeği arasındaki duygusal bağı güçlendirir.
Özellikle sucuk salam sosis benzeri şarküteri ürünleri nitrit nitrat içeriklerinden dolayı karsinojenezisi başlatmakta ve kanserojen bileşikler oluşturmaktadır. Çocuk beslenmesinde özellikle bu besinleri diyetlerinden uzak tutmak gerekmektedir.
Çoğu zaman merdiven altı üretim ile oluşturulan bu besinler üretim koşullarının kötü olması sebebi ile oldukça zararlıdır. Sosisli, sucuklu pizza yerine peynirli veya sebzeli pizza tercih etmesi gerektiği öğretilmelidir.
Kumru, sosisli, yengen gibi karışık sandwitchler yerine tost, simit, ızgara tavuklu veya köfteli menülere yönlendirmek gerekir.'' şeklinde konuştu.
Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, daha sonra şunları kaydetti; “Amerikan Kanser Birliği’nin önerdiği, günde en az 5 porsiyon taze meyve ve sebzedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta meyve ve sebzelerin farklı renklerde olmasıdır.
Yani çeşitlendirilmelidir. Sebze ve meyvelerde kabuk kısımları başta olmak üzere lif bulunmaktadır. Çocuk beslenmesinde günlük lif alımını artırmak için de yemeklerde sebzeli yemekler, kuru baklagiller, salata artırılabilir. Ara öğünlerde bol bol taze meyve şart.
Meyvenin suyu değil meyvenin muhakkak kendisini yemeleri sağlıklı beslenmede olmazsa olmaz. Besinlerin sıcak ve nemli bölgelerde uygun koşullarda saklanmaması küflenmeye, küflerin oluşturduğu mikotoksinler de kanser oluşumuna neden olurlar. Özellikle ayaküstü beslenme dediğimiz beslenme hazır gıdaların saklanma üretilme koşulları bilinmemektedir.
Güvenmediğimiz hazır gıdalara, konserve besinlere ve marketten de olsa son tüketim tarihi geçmiş her besin kanserojendir.”