Cadde“YAŞADIĞIM HAYATIN KIYMETiNi HEP BiLDiM”

“YAŞADIĞIM HAYATIN KIYMETiNi HEP BiLDiM”

10.02.2013 - 19:12 | Son Güncellenme:

Özgü Namal, çarşamba akşamı başlayacak dizisi ‘Merhamet’te Narin rolünde ekrana dönüyor. Dönem işlerinin üzerine yapışmasından endişe ettiğini söyleyen Namal, “Kendimi tekrarlamanın anlamı yoktu. ‘Merhamet’, özgün, samimi, gerçek bir hikaye olduğu için içindeyim” diyor

“YAŞADIĞIM HAYATIN KIYMETiNi HEP BiLDiM”

‘Merhamet’le ekrana dönüyorsunuz. Bu projede sizi heyecanlandıran ne oldu?
“‘Kahperengi’yi okusana” diye aradılar. 3-4 günde bitirdim. Anlatılan aşk, o kavuşamama hali tıpkı hayatta olduğu gibi. Bir de karakterler çok doğal ve gerçek. Dilinin özgünlüğü, anlatımının sadeliği etkiledi beni. Zaten uyarlama ya da taklit bir şey yapmak istemiyordum. Yaptım onun en güzellerini. Bir ara hep dönem işleri geliyordu. Ama kendimi tekrarlamanın anlamı yoktu. Dönem işlerinin üzerime yapışmasını istemiyordum. O yüzden içinde olacağım proje bizden olsun, özgün olsun, doğal olsun, samimi olsun istedim. ‘Merhamet’ de hepsinin birleştiği bir proje olduğu için heyecanlandım.

Haberin Devamı


Dizinin bir kısmı 90’larda bir kısmı günümüzde geçiyor. Oyunculuk anlamında zorlanıyor musunuz?
Setin çalışma şartları zorlayıcı aslında. Çünkü iki ayrı dizi çekiyor gibiyiz. Ama bir daha ne zaman oynayacaksın böyle bir şeyi? Böyle roller her zaman gelmiyor. Karakterin lisedeki halinden başladım oynamaya. Formalı fotoğraflarımı görsen, hakikaten olmuş yani. Küçük gösteriyor olmamın avantajını kullanıyorum. Eğlenceli oldu o yıllara geri dönmek. Çektiklerimiz çok eğlenceli değil tabii. Kızın yokluğu, hayatı, okuma çabası, hırsı...

Nasıl biri Narin?
Karton bir karakter değil. Narin’in çocukluğunu görüyor olmamız, yaralarına şahit olmamız onu derinlikli bir karakter yapıyor. Romanlarda vardır daha çok. Mesela Anna Karenina’yı okursun, yüreğinden vurulursun. Çünkü bütün yaşam sürecine şahit olursun. Ama dizilerde öyle değil. Yazılan karakterler seviniyor, aşık oluyor, ölüyor. Üç boyutlu karakterler çok yok. Narin, çok acılar çekmiş. Yoksulluk içinde büyümüş, hayatı boyunca mücadele etmiş bir kız çocuğu. Ailesine küskün ama onları hep sevmiş. Büyümüş ve avukat olmuş. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmeye çalışıyor.

Haberin Devamı


Narin’i çocukluğunu düşününce, sizinki toz pembe mi kalıyor?
Sonuçta ben daha sağlıklı, daha korunaklı bir aile ortamında büyüdüm. Daha özgürdüm. Seçimlerim benim elimdeydi. “Konservatuar okuyacağım, hayallerimi gerçekleştireceğim ben” dediğim de, destek oldular. Elbette yaralarımız, acılarımız, travmalarımız vardır ama Narin’le karşılaştırdığında toz pembe kalıyor. Şikayet edersem Narin’e haksızlık olur.

Rol arkadaşınız İbrahim Çelikkol’un oyunculuğuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Çok başarılı buluyorum. Çok çalışkan İbrahim. Şaşırttı beni. Tahmin ettiğimden daha yukarıda bir performans sergiliyor. Bu yola baş koymuş. Çok daha iyi olacaktır.

“Doktorlar kadar havalıyız!”

Bir yandan ‘Kuçu Kuçu’, bir yandan ‘Merhamet’... Bu tempo yorucu değil mi?
Maalesef üst üste geldi. Bir müddet sonra rahat ederim diye düşünüyorum. Set oturur, oyunun günleri daha belli olur...

Haberin Devamı


Uzun yıllardır oyunculuk yapıyorsunuz. Neler değişti dizi sektöründe?
15 yıldır bu işi yapıyorum. Çok küçük yaştan itibaren konservatuarda öğrendiklerimizi setlerde deneyimleme fırsatı buldum. Çok şey değişti tabii. Şartlar çok daha iyi. Kullanılan malzemeler mükemmel. Hakikaten dünya standartlarında işler çekiyoruz. Eskiden o kadar ciddiye alınan bir şey değildi oyunculuk. Hatta bir lafım var: Oyuncular değil, oyunculuğun kendisi moda artık. Bundan 10 yıl önce “Ne yapacaksın oyuncu olup?”, “Sürünürsün” derlerdi. Başka bir gözle bakılırdı. Bu anlayışın değişmiş olması, oyunculuğun cazip hale gelmesi sevindirici. Doktorlar kadar havalıyız! Uzun zamandır ilk kez yaptığım işin bu kadar arkamda durup, bana destek olduğunu hissediyorum.


Dizilerin çalışma koşullarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Çok ağır. Elimizden geldiğince değiştirmeye, düzeltmeye, onarmaya çalışıyoruz. İşin içinde olmadan ahkâm kesilecek bir yer değil dizi setleri.

“EVLiLiK NE KADAR GEÇ O KADAR iYi”

Bir röportajınızda “Kendimi sıfırlama cesaretini gösterdim” demişsiniz. 10 yıl önceki Özgü’yle şimdiki arasında ne fark var?
Yaş aldıkça ve olgunlaştıkça fikirlerin, duruşun, hayata bakışın değişiyor. Hayat zaten tecrübe. Sen öğrendiklerinsin aslında. Dolayısıyla o zamanlar çok çocuğumdur, çok hayat telaşlarım vardır, çok ne yapacağımı bilmez haldeyimdir. 30’ları sevdim ben. Daha sakinleşiyor insan. Ayakları yere daha sağlam basıyor, telaşı bitiyor, kabul ediyor, tevekkül ediyor. Kendini yormanın, anı kaçırmanın, yaşamın lezzetini kaçırmanın bir anlamı kalmıyor. Küçük yaşamsal dertler de zaten hayatın tadı tuzu.

Haberin Devamı

Artık anı mı yaşıyorsunuz?
Ben hep biraz öyleydim aslında. Sahip olduğum, yaşadığım hayatın kıymetini hep bildim. Önce kendime, sonra hayata teşekkür ettim. Bu anlamda sonradan eğitilmedim. Zaman zaman telaşlara kapıldığım olmuştur ama nefes almanın kıymetini bile bilirim.


Çocuk istiyor musunuz?
Herkes gibi isterim tabii. Zamanı gelince olur. Dediğim gibi oturup planlar yapmıyorum geleceğe dair. Akışına bırakmak lazım. Hazır olduğumda gelir.

Haberin Devamı


Evlilik?
O da aynı şekilde... Ne kadar geç o kadar iyi bu devirde. Gidebildiği yere kadar gider. Samimiyetle söylüyorum, gerçekten öyle telaşlarım yok. Çok özgürce her şeyimi yaşıyorum zaten. Bundan dolayı da yaşamıma ve hayatıma sahip çıkıyorum. Ne yaşadığım ilişkime ne de hayatıma bir üst başlık yerleştirmek zorundayım. İlla oraya bir başlık atmak mı lazım?

KEŞFETYENİ
İbrahim Erkal'ın eşinden duygusal sözler! 'Bu acının tarifi yok'
İbrahim Erkal'ın eşinden duygusal sözler! 'Bu acının tarifi yok'

Cadde | 22.04.2025 - 10:36

Yıllar önce hayatını kaybeden şarkıcı İbrahim Erkal'ın eşi ''Bir yanımız her zaman eksik'' dedi.

Yazarlar