YALNIZLIKLA ÇOK CiDDi AŞK YAŞIYORUM

Yeni filmininiz ‘Kadın İşi Banka Soygunu’ vizyonda...
Evet, çok heyecanlıyım. Bu benim ikinci sinema filmim. ‘Moral Bozukluğu ve 31’ ilkiydi. ‘Kadın İşi’ de eğlenceli bir film. Dostluk üzerine, dört kadının dayanışmasını anlatıyor. Hafif de bir draması var. Hepimizin bildiği problemler; kredi kartı borçları, parasızlık...

Sizin oynadığınız Dürdane, aşkın peşinden koşan bir kadın. Benziyor musunuz?
Dürdane, sevgilisi rockçı diye önce rock kafe, sonra tango bar&kafe açıyor. Çok iyi, saf bir kadın. Bir sürü kazık yedikten sonra hâlâ aynı saflıkla inanmaya devam ediyor. Ben de hayata tutunan biri olduğum için Dürdane’nin heyecanı hoşuma gitti. Ama sevgilisi için bar açtığı taraf, bana uzak.

“Beren’i çok seviyorum”

Filmdeki gibi güçlü dostluklarınız var mı?
Yeterince arkadaşım var. Artık o kadar kolay değil yeni birini hayatıma sokmam. Çünkü eski dostların getirdiği bir alışkanlık ve rahatlık oluyor.

Güven problemi mi yaşıyorsunuz?
Güvene bağlı bir şey değil aslında...

‘Fatmagülün Suçu Ne?’ ilk dizinizdi. O setten iyi dostlar edindiniz bildiğim kadarıyla.
Beren (Saat), aklını, ruhunu çok sevdiğim bir insan. Civan Canova’yla çok yakın dostuz. Lisedeyken avare gibi gezerdik ama şimdi sete gidiyorum, eve geliyorum. 10 yaşında bir kızım var, onunla vakit geçiriyorum. Zaman bulunca da dostlarımla buluşuyorum. Ben yalnızlıkla çok ciddi bir aşk yaşıyorum.

Oyunculuk büyük özgürlük

36 yaşında oyuncu olmaya karar vermişsiniz. Oynamak size ne hissettiriyor?
Büyük bir hevesle ve iştahla yapıyorum. Buralara tırmalayarak geldim ama hayatta rastlantılara da çok inanırım.

Öncesinde neler yapıyordunuz?
Üniversitede sanat tarihi okudum. 4-5 sene İsviçre’de kaldım, Londra’da da staj yaptım. Daha sonra buraya geldim ve galerilerde çalışmaya başladım.

Sanata ilginiz devam ediyor mu?
Tabii ki... Resim topluyorum, sergileri geziyorum, yeni sanatçıları takip ederim.

Oyunculuk ne zaman kanınıza girdi?
Sabah 9, akşam 6 çalışmak bana göre değildi. Oyunculuk çok eğlenceli geliyor çünkü bir özgürlük aslında... Kendi yapamadığın şeyleri yapıyorsun.
Ne bileyim o... kılıklı bir kadın olmak istiyorsun, baskı var,
toplum var, giy güzel kıyafetleri oyna. Çok büyük bir özgürlük bence oyunculuk.

Eğitimini aldınız mı?
Şahika Tekand ’ın atölyesine gittim. Üzerimde büyük etkisi vardır.

Yeni diziniz ‘Doksanlar’ın seti nasıl?
Çok eğlenceli! Birol Güven’in güzel şartları var ve onunla çalışmak çok keyifli.

Komediyi sevdiniz mi?
Sevdim ama komedi zor bir şey çünkü herkes aynı şeye gülmüyor. Dizideki
durum komedileri daha da tatlı kılıyor.
Bir de benim asla yapamayacağım tek şey; taklit. Ne gülüyorum ne de güldürebiliyorum.
Bir taklide güldüğümü de bilmiyorum.

HAYALiMDEKi ROL ‘MADAME BOVARY’

Bir yandan da tiyatro devam ediyor...
İkincikat’ın sahnelediği ‘Şapkalı O... Çocuğu’nda oynuyorum. Şimdi de ‘Küfe’ başlayacak, Bülent Emin Yarar’la oynayacağız.
İkincikat Beyoğlu kapatıldı ama Karaköy’de çalışmalar devam ediyor. Ekip, ciddi anlamda çok başarılı ve özverili. Bu işe çok fazla zaman ayırıyorlar. Gerçekten çok genç ve başarılı insanlarla çalışıyoruz. Kamera açısıyla oynamak başka, koca bir alanda oynamak başka.

Bu işle ilgili hayalleriniz ne?
Fransızca, İtalyanca ve İngilizce konuşabiliyorum ve yurt dışında bir şeyler yapmayı çok istiyorum. Gaye’yle (Sökmen) arada sırada konuşuyoruz ama kolay olmayacağının farkındayım.

Özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Bir sinema filminde Madame Bovary’i oynamayı çok isterdim.