Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

İkisi de Keşan’da. Biri satır eti ve ciğer sarmasıyla, diğeri kokoreciyle ünlü. Şirin Kokoreç’de gerçek kokorecin lezzetine varıyoruz

İstanbul’dan Gökçeada’ya gidiyoruz. Dönüşte de Bozcaada’dan İstanbul’a. Yol uzun. Siz olsanız nerede karnınızı doyurursunuz? Silivri, Tekirdağ, Keşan yolumuzun üzerinde. İlk aklımıza gelen Tekirdağ. Ben veto ediyorum. Tekirdağ’da artık iyi köfte bulmak kolay değil. Yol üstü lokantalar genelde fabrikasyon.
Bir tost yemek için kahvaltılık bir yerde duralım en iyisi diyoruz.
Ben beyaz peynirli tost istiyorum. Tostlarda kullanılan taze kaşar soya ürünü, soya GDO’lu. Ülkemizde artık gerçek kaşkaval bulmak deveye hendek atlatmak gibi. Beyaz peynirli tost yokmuş! Ekibimizden biri Trakyalı; “Keşan’da iyi bir yer biliyorum” diyor.

Haberin Devamı

ÇAMLIBEL

Hoş bir mekan. Satır etleri de var. Ağaçların altında bir tahta masada kahvaltı ediyoruz. Kahvaltıda bir özellik yok. Sıradan. Ama satır etten köfte fena değil, yalnız biraz kuru. Her zamanki nakarat; “Müşteri böyle seviyor...” Ciğer sarmayı tavsiye ediyorlar. O daha yağlı ama ciğer süt kuzusu olmadığı için biraz kokuyor. Benim en çok hoşuma giden kasap sucuğu. Mangalda. Rica edince ambalajda satılan ve ben “İçinde margarin var” diye yemin edersem cehennemlik olmayacağım ‘tereyağı’nın yerine köy tereyağını getiriyorlar. Sucuk, taze ekmek ve tereyağı. Karnımız doyuyor.
Dönüş yolunda canımız farklı bir şey istiyor. Ekibimizde sevimli bir arkadaş var. Zaten esmer olan yüzü güneşte iyice kararmış. Kara sakallı ve hasır şapkalı. İyi fotoğrafçı. Bu ‘cool’ haliyle Amerika’ya gitse vizesi varsa bile sokmazlar vallahi. Saat 15.00’e geliyor. Kahvaltı etmişiz ama öğle yemeği hak getire. İstanbul’a daha epey var. Veda “Ben Keşan’da iyi bir kokoreççi biliyorum” diyor. 9 kişilik grupta kokoreç konusunda konsensüs doğması 9 saniye sürmüyor.

ŞiRiN KOKOREÇ

Keşan’ın içinde kokoreççi. Yoldan sapıyoruz. Daha içeri girer girmez mis gibi kokoreç kokusu. “9 kokoreç getir bize. Çeyrek ekmek içi.” Benimki hazır. Bakıyorum, öyle ince doğramışlar ki suyu muyu kalmamış. Kardeşim soğan ince kıyılır. Kokoreç değil! Bütün lezzet çöz denen beyaz ve çıkıntılı bohça gibi duran bölümdedir. “Lütfen benimkini kalın kesin ve çözlü kısmından gelsin” diye rica ediyorum. Ayrıca ekmek içi istemiyorum. “Bir porsiyon tabağa koy” diyorum. Tabak yok, porsiyon, şeffaf plastik kutu içinde geliyor. Üzerinde pul biber, kekik. Sunuş 10 üzerinden 1, lezzet 10 üzerinden 10. İşte gerçek kokoreç. İstanbul’da yenen o dondurulmuş ve kuru kokoreç, kokoreç değil; mokoreç. Bu gerçek kokoreç. Bazı arkadaşlar kokoreçle kola içiyor. Diğer damak zevki daha gelişmiş olanlarsa ayran. Ayran Sütaş. Cam şişede. Kötü değil ama bu düzey kokoreçle gerçek tam yağlı koyun sütünden bir köy ayranı olsa yakışırdı.

Haberin Devamı

İşin rengi başka
Kokoreci neden (aksini söylemezsen) çok ince kestiklerini tartışıyoruz. Bu soruyu dükkan sahibine de soruyorum. Cevap, “Müşteri öyle istiyor...” Gerçek neden başka olabilir. Grubumuzdan birinin söylediği gibi kokoreç, incecik kesilip ekmek arasına konunca az miktar daha çokmuş gibi bir illüzyon yaratılıyor. Bizim lokantacılar, ünlü illüzyonist Dinamo’ya taş çıkartır. Sonra da “Halk kötüye alışıyor” oluyor. Kimse önüne geleni sorgulamıyor. Her neyse. İri kesilmiş kokoreç o kadar harika ki, herkes ikinciyi ısmarlıyor. Ben de bir yarım daha istiyorum. Ekmeksiz.

Haberin Devamı

Biz gönüllü kobaylar
Biz 9 arkadaş bir anlamda gönüllü kobaylarız. Bile bile kendimizi kolesterol bombardımanına atıyoruz. Ama yeme-içme sektörü biz bilmeden ve istemeden neler neler yediriyor. Nişastalı şekerler, hormonlu etler, kanserojen böcek ilaçlarıyla beslenen sebzeler... Şirin Kokoreç’se sapına kadar dürüst. Eski kokoreç lezzetine sadık kalmışlar. Kaliteden ödün vermemişler. Fiyat da makul. Çeyrek ekmek 4 TL.
Yolunuz düşerse gidin demiyorum, yoldan sapın ve afiyetle güzel bir kokoreç yiyin. Ama “Abi kalın kes, çözlüsünden olsun!” demeyi de unutmayın.
Şirin Kokoreç tel: 0 284 715 24 08