Zeytinaltı’nda gözlemeler son derece ince açılmış ve kıtır. Malzeme kısıtlı, yağsız ve tüpgazda pişince, dünyanın en maharetli elleri onları açsa da bu kadar oluyor
Bodrum Yalıkavak’ta, Geris Mahallesi’nde son derece sevimli bir kır kahvesi görüntüsünde bir gözlemeci.
İlk göze çarpan özellikleri temizlik ve doğallık. Bir de çalışanların güleryüzlü ve rahat tavırlı olmaları. Grubumuzda fiziksel özürlü bir hanım var. Nedense bizler fiziksel özürlü insanlarla karşılaşınca nasıl davranılacağı konusunda biraz acemiyiz. Bazen abartılı bir şekilde yardım edelim derken onları rencide ediyor, bazen de sanki koltuk değneği ya da tekerlekli sandalye kullanmak ayıp bir şeymiş gibi onları görmemezlikten geliyoruz.
Halbuki olay basit. Herhangi bir kimseye nasıl davranmak gerekirse fiziksel özürlü bir kimseye de aynı şekilde davranmak ve ancak gerektiği zaman ve doğallığı elden bırakmadan yardımcı olmak lazım.
Daha çok börek gibi
Dört kişi iki gözleme ısmarlıyoruz.
Bir tanesi kıymalı ve kaşar peynirli.
Diğeri otlu ve peynirli.
İlk lokmayı aldıktan sonra hepimiz birbirimize bakıyoruz.
Son derece ince açılmış ve kıtır.
Herhalde İşvecan’ın hoşuna giden bu özellikleri.
Öte yandan pek bildik gözlemeye benzemiyor. Daha çok börek gibi.
Malzemeden epey kısılmış. Örneğin otlu olanı. Tamam biraz yeşil soğan ve maydanoz var. Pazı ve ıspanak olduğunu da söylüyorlar ama pek lezzetlerini alamıyoruz. Lor peyniri ise varla yok arası. Aynı şekilde kıymalı olanında da hiç peynir lezzeti yok.
Kök sebzeler lezzet katar
Halbuki sonbahar başlangıcında ne güzel otlar yetişiyor civarda. Örneğin biberiye ve reyhan. Bir de pancar sapı ve yaprağı gibi kırmızı rengi yeşille birleşince gözlemeye hem lezzet hem de renk ahengi katacak olan kök sebzeler var.
Gözlemenin dikkati çeken bir diğer tarafı da yağsız olması.
Halbuki ne güzel olur bol yeşilliği olsa ve mis gibi zeytinyağı koksa.
Sorun herhalde hem para hem zevk.
Dünyada belki de en fazla rafine şeker tüketen halkların başında gelen Türk insanı nedense zeytinyağını ağır buluyor!
Yörenin insanı da daha çok yavan lezzetlere alışık. Birden çok malzemeyi karıştırma konusunda oldukça tutucular.
Ama bence belirleyici olan ekonomik nedenler. Tüm kıyılarımız gözlemeciler ile dolu. Genellikle 5-6 TL civarı gözlemeler. Benim dediğim şekilde hazırlansa herhalde bu para kurtarmayacak. Müşteri de kaliteden önce ucuz gözleme aradığı ve aralarındaki farkı bilen ya da gören çok az kimse olduğu için daha iyiyi biraz pahalıya yapmaya çalışan esnaf sıfırı tüketecek.
Garip insanlarız. Milli değerlerimiz söz konusu olunca mangalda kül bırakmayız. Öte yandan kötü bir pizzaya 30 kağıt veririz ama enfes bir gözleme 9 TL olsa herhalde isyan çıkar.
Yemekten sonra küçük bir kulübede gözleme açan hanımın yanına gidiyoruz.
Hakikaten el mahareti ister bu kadar ince açmak.
Sacda pişiyor ama kendisinin de söylediği gibi bir sorun var.
Odun ateşinde pişmeli ve mis gibi is kokusu olmalı gözlemede.
Burada tüpgazda pişiyor.
Malzeme kısıtlı, yağsız ve tüpgazda pişince, dünyanın en maharetli elleri onları açsa da bu kadar oluyor.
Gene de kötü değil. Gözlemenin iyisini yememiş bir insanı mutlu eder.
Özellikle güleryüz, sıcak bir ortam ve doğallığını korumuş bir kır lokantası müşterinin memnun olması için gerekli diğer koşulları sağlar ise.
TELEFON: 252 385 3876