Geçen hafta üç lokantayı özetlemiştim. Hepsi eski gözağrılarım ve İtalya kitabımda eleştirileri var. Alle Testiere, Antiche Carampane ve Il Mascaron. Hepsi hâlâ cazibelerini koruyor. Bunlar dışında ikisi benim için yeni olan üç lokantayı daha ziyaret ettim:
1. PIZZERIA MURO
İki kez pizza yedik Venedik’te. Bir tanesi IL REFOLO denen lokantadaydı ve vasattı.
Ama Mura gayet iyi. Özellikle de ‘Mastea’ denen pizzaya ben bayıldım. Gerçek mozzarella yerine Puglia bölgesinde yapılan ‘stracciatella’ peynirinden. Burrata denen harika Puglia peynirini biliyorsanız bu stracciatella burrata’nın krema gibi olan iç kısmı. Yanında kiraz domatesle basit ama harika.
Güzel artisanal biralar var Muro’da. Biz Paulaner Beer Keller Blond denedik. Bir de amber yani bakır renginde October fest denedik ama peynirli domatesli reyhanlı pizza açık renkli birayla iyi gitti.
2. DA?FIORE
Lokantalar da futbolcular gibi.
Bir yerde belli bir yaşa gelince pil bitiyor. Zamanında çekilmek gerekiyor sahneden. Bu lokantaya ilk kez 1990’da gittim. Sonra da 3-4 kez ziyaret ettim. Eskiden harikaydı. Tartışmasız Venedik’in en iyi lokantasıydı. Bize çok iyi davrandılar. En iyi masayı vermek için biraz beklettiler. Beklerken şampanya ikram ettiler. Lokantanın balkoncuğunun bitişindeki kanal ve gece pırıl pırıl parlayan eski bir saraya hakim masaya yan yana oturduk. İki kişinin yan yana oturacağı tek masa. İkimiz de manzaraya hakimiz.
Servis de çok iyi.
Ah bir de yemekler iyi olsaydı.
Kötü değil ama eskisini bilen biri için ciddi hayalkırıklığı.
Sevgisiz, mekanik bir şekilde pişirilmiş yemekler. Herhalde çok iyi bir aşçı olan Bayan Martin artık mutfağın başında değil.
Hâlâ Michelin yıldızını koruyor lokanta ama. Bu da Michelin’in güvenilirliği hakkında bir fikir veriyor!
3. VENISSA
Venedik’e tatile giderseniz bir gününüzü civar adaları gezmeye ayırmanızı tavsiye ederim. Özellikle de Torcello ve Burano.
Burano Adası’na bitişik minik bir ada var: Mezzorbo. Fondamento Nuovo’da 12 numaralı iskeleye gidin. Her yarım saatte bir tekne dediğim adalara gidiyor. Hatırladığım kadarıyla bilet 6.5 euro.
Murano’dan sonra Mezzorbo’ya varıyorsunuz. Yarım saat gibi. Mezzorbo’da inen pek olmuyor ama tüm salaklar burayı Burano sandıkları için teknenin önüne doğru hamle yapıyor ve inecek olanları engelliyorlar. Tekneninse demir atmasıyla halatların sökülüp yola devam etmesi 30 saniye. Aklınızda olsun, inmek icin çabuk davranın.
Mezzorbo’yu tek ziyaret nedeni Venissa lokanta ve butik oteli. Yoksa tam köy burası. Gezecek pek yer yok.
Da Fiore’nin tersi olarak burada pişen her öğünün içinde sevgi ve heyecan olduğunu söyleyebilirim.
Malzeme kalitesi, özellikle de sebze ve salatalar müthiş. Tadım mönüsünü alırsanız adam başı 90 euro ama hak ediyorlar.
Dokuz öğünlük mönü ve her gün değişiyor. Venedik usülü soğan yahnili dana ciğeri. Yavaş pişmiş yumurta, yaz trüfü ve yeşil kuşkonmaz. Minik pavurya ve yılan balığı kızartma. Taze karides ve taze ricotta ve karidesli ince erişte. Kendi bahçelerinde ekili sebzelerle kum midyeli gnocchi. Senenin ilk taze sarımsaklarının tomurcuğu ve pecorino peyniri ve taze biberli ‘cacio e pepe’ spagetti. Bizimki gibi düğmeli kalkan balığının güzel bir filetosu. Dana filetoyla aynı tabakta deniz kereviti. Bu sekiz öğünden sonra da ya peynir ya tatlı seçiyorsunuz. Biz birer tane seçtik ve paylaştık. Peynirler müthiş güzeldi. Limonlu tartlarının tadını da unutmak mümkün değil.
Eleştirim yok mu? Var. Öncelikle dar yemek salonu. Yazın bahçede yemek güzel olur ama salon çok dar ve garsonlar devamlı size çarpmak zorunda kalıyorlar.
İkincisi de dana fileto ‘sous vide’ yani vakumda pişmiş. Modern lokantaların çoğu bu hatayı işliyor Batı’da çünkü kontrol etmek kolay pişme süresini. Öte yandan bu şekilde pişen etlerin ve balıkların tadı hep birbirine benziyor. Karton tadı gibi. Ya da ıslak mendil.
Ama bu küçük eleştiri dışında gerçekten çok çok iyi bir lokanta.
Gecelemek de mümkün. İki kişinin kalacağı 120 ve 170 euro’luk odaları var. Toplam altı odaları var.
Burada yemek yedikten sonra yürüyerek Burano Adası’na geçmenizi ve son derece sempatik olan bu adada en azından bir kahve içmenizi tavsiye ederim.
Sonra da Venedik’e dönüş teknesine buradan binersiniz. Böylece teknede oturacak yer bulma şansınız da olur.