Vedat Milor
Tüm Yazıları
Rasyonalist bir insan olduğuma inanırdım ama kısmet diye bir şey var galiba. Bu yazıyı yazarken aklımda Yurtsan Atakan ve geç kalmış bir Set Balık değerlendirmesi var
Yurtsan Atakan’la bir kez tanıştık ve kendisini çok sevdim, ısındım. Aradan epey zaman geçti. Sonra bir gün bir gazetede benim seçtiğim ithal şaraplardan bahsetmesi ama adımı anmaması dikkatimi çekti. Hislerimde yanılmış olabilir miydim? “Varsayımda bulunmaktansa en iyisi yüzleşmek” dedim ve kendisine telefon ettim. Adamcağız Bodrum yolundaymış. Arabayı durdurdu ve konuştuk. Anladım ki, haberi bile yokmuş benim ithal işine girip yıllardır içtiğim şarapları Türkiye’ye getirme çabalarımdan.
İçim rahatladı. “Buluşup, sohbet edelim” dedik ama kısmet olmadı. Amansız bir hastalık nasıl oluyor da genç ve verimli yaşında nezih bir şahsın yakasına yapışıyor? Kısmet.
Ben de bunca zamandır lokanta eleştirisi yazıyorum. Uzun zamandır Set Balık’ın adını duyuyordum ve sevdiğim insanlar bu lokantayı hep sevdi. Ama ben bir türlü gidemedim. O da kısmet. Sonra gittim ama nedense bir türlü yazmaya sıra gelmedi. Sonra unuttum. Ve geçenlerde not defterlerimi karıştırırken Set Balk’ın notlarını buldum ve birden bu notları bir türlü kaleme dökmediğimi fark ettim. O da kısmet. Neyse geç olsun güç olmasın.
Bazı hastalıkların çaresi yok ama şu ölümlü dünyada ecelin önüne geçmenin dışında her sorunun bir çözümü er veya geç var.
Yurtsan’ınki gibi genç yaşta ölümleri, kaza kurşununa kurban giden çocukları, 20’lik şehitlerimizi düşündükçe ne yapalım?
Herhalde siz, ben, ortalama insanlar bu durumlarda benzer tepki veriyoruz. Bir süre kendimize gelemiyor, fenalaşıyoruz. Bazen erkek adam ağlar mı falan düşünmeden gözyaşı döküyoruz. Sonra da içimizden şöyle geçiyor: “Ne kadar adaletsiz bir dünya.” Maalesef biz ağlasak da sızlasak da dünya böyle. Bari biz de ecel gelene kadar yiyelim, içelim, keyfimize bakalım!
Meze çeşitleri baş döndürüyor
Maalesef, özellikle Boğaz’daki balık lokantalarında, kazık yemeden yiyip, içip, keyfine bakmak kolay değil. İşte Set Balık, bu noktada önem kazanıyor. Balıktan çok balık mezelerine ağırlık veren bir mekan burası. Bol ve oldukça lezzetli mezeler yiyip deniz kenarında uzun süre vakit geçirebiliyorsunuz. Sonunda da hesap abartılı çıkmıyor. Lokanta herhalde sürümden kazanıyor. Saymadım ama herhalde kapasite 300’ün üzerinde.
Müşteri kesimi de ülkemizin etnik, kültürel ve sınıfsal tum bölünmelerini yansıtıyor. Yani tek ve belli bir zümreye hitap etmiyor Set Balık. Ben genellikle bu kadar devasa, okul yemekhanesi gibi lokantalara pek ısınamıyorum. Bu kadar müşteriye yemek çıkarmak kolay değil. Gereken özeni göstermek, zor. Ama bunlar genel kurallar. Set Balık, özellikle ikinci kurala bir istisna. Mezeler özenli. Burada, hepinizin önüne gelen her mezeyi seveceğini söylemiyorum. Ama her zevke hitap edecek, oldukça yaratıcı mezeler olduğunu ve genel kalitenin Boğaz ortalamasının üzerinde olduğunu iddia ediyorum.
Neleri sevdim?
“Sen en çok neleri sevdin?” diye sorarsanız, söyleyeyim. Körili lağosunu sevdim. Pekmezli ve süzme yoğurtlu köz patlıcanı sevdim. Ekşi-tatlı soslu, bademli ve üzümlü kırlangıç balığını özellikle leziz buldum. Elma sirkeli ve hardal soslu levrek marine, damak tadıma uygundu. Fırında pişen, üzerine ekmek kırıntıları ve tereyağlı, biberli yoğurt dökülen balık mantı benim için abartılıydı. Ama fener balığından yaptıkları cağ kebabını orijinal olduğu gibi lezzetli de buldum.
Levrekten baharatlı sucuk yapıp, Meksika usulü fajita gibi mısır unundan dürüme sararak yemek bana çok keyif vermedi ama en azından balık kültürüne yabancı olanlar için ‘balığa giriş” öğünü olarak gördüm bu yemeği.
Öte yandan acı/tatlı soslu, sebzeli jumbo karides bayağı keyif verdi bana. Deniz mahsüllü çıtır ekmek (pizza diyorlar ama daha cok flatbread ya da çıtır ekmek) fena değildi ama beyaz şarap ve tereyağıyla özel kapta pişen levrek dolma, birçok balıkseveri mutlu edecek cinstendi. Maalesef adaya son vapura yetişmek için biraz aceleye geldi bu güzel yemek Set Balık’ta. İnşallah bir dahaki sefere daha çok tadını çıkarırım bu mezelerin. Kısmet!
DEĞERLENDİRME: H H H * H (3.5)