Hiçbir antre hayal kırıklığı yaratmadı. Ama adamı nirvanaya da taşımadı. Üstünkörü diyemem ama mutfak ekibinin yorgun olduğunu ve standardın üzerine çıkmadıklarını düşündüm
Karaköy’de uluslararası yolcu salonunun karşısındaki Maya, iki sene önce akşam yemeği yediğim, özellikle sıcak ve soğuk mezelerini beğendiğim bir lokanta. Daha sonra Didem Şenol Hanım’la karşılaştık ve Gram’da çekim yaptık. Brioche, köy yumurtası ve nohutlu işkembeleri hâlâ aklımda.
Bu sefer de 6 kişilik bir grupla öğle yemeğinde deneme şansım oldu. Grupta yakında İstanbul’da açılacak Dubai ve Londra’da şubeleri olan Nice kökenli bir Fransız lokantasının CEO’su ve şefi de vardı. Şefler genellikle başka lokantalar hakkında çok konuşmak istemez. Gene de bir gün önce denedikleri harika manzaralı ve sosyetenin çok sevdiği bir lokantada yedikleri suşilerin çok kötü, yemeğin de kötü olduğunu söylemekten kendilerini alamadılar. Allahtan fiyatları görmemişler çünkü garibanlar herhalde ödenen fiyatı öğrenseler, ya kalp krizi geçirir ya da ülkemizde tonla para kazanmakla işini hakkıyla yapmak arasında bir ilişki olmadığını fark edince daha işe başlamadan heveslerini kaybederlerdi.
Hiçbir antre hayal kırıklığı yaratmadı
Maya’da öğlenleri fiyatlar abartılı değil ve bu lokantanın bir artısı. Soğuk ve sıcak mezeler, salatalar 15-18 TL arası. Atıştırma tabağı 20 TL, ekmek üstü üçlü sandviçlerse 23 TL. Ana yemekler 18-34 TL arasında değişiyor.
Biz ana yemek almadık. Seçtiğimiz antrelerden ikişer tane istedik.
Hiçbir antre hayal kırıklığı yaratmadı. Ama adamı nirvanaya da taşımadı. Beyaz peynir ve karpuzlu semizotu salatası evde kolayca hazırlanabilecek bir öğün. İnsan bazen bu tip salatalarda, Gile’de iki genç şefin yaptığı gibi, bir sürpriz öğesi bekliyor.
Zeytinyağlı koruklu bamya benim çok sevdiğim ve Güney sahillerimizde evlerde karşıma çıkan harika bir yaz sebzesi. Maya’da bu öğünü fazla ekşi buldum. Koruk yerine limon kullanıldığını düşündüm ama vebali boynuma. Gene de tavsiye ederim.
Mücverleri güzel. Minik ve şişman. Kese yoğurduyla sunuluyor. Bizi buraya davet eden arkadaşım mücverin kızartma yerine fırında yapılsaydı daha hafif olacağını söyledi. Haklı tabii ama fırında kızartmanın daha lezzetli olacağını söylemek zor. Kullanılan yağ iyi olduğu için ben şikayetçi değilim.
Ama atıştırma tabağındaki üçlüden biri olan kaburgalı çıtır börekten şikayetçiyim. Sadece ben değil, sofradaki herkes.
Amerika’daki ucuz AVM’lerdeki ‘take out’ Çin lokantalarındaki ‘spring rolls’ denen börekler gibiydi. Belli ki önceden hazırlanmış ve sonra tekrardan kızartılmış. İçindeki et de yavan ve kuruydu. Fransız şefler inşallah ülkemizde güzel börekleri de yer ve mutfağımızın bu alandaki zenginliğini ve çeşitliliğini öğrenir.
Tadım hoşluğu olarak muhammara
Atıştırma tabağındaki süzme yoğurtlu semizotu salatası normal, rezeneli eşek fasulye pilakiyse
çok iyiydi. Bütün masa pilakinin yediğimiz en lezzetli öğün olduğu konusunda hemfikir kaldı.
Ekmek üstü üçlüyse genelde vasat bulundu. Fırınlanmış pancar, portakal gremolata, ev yapımı rozbif ve füme çipura pate. Ben şahsen bunların arasında en çok rozbifi sevdim. Güney gezisinden yeni dönen eşim, bu sandviçlerin yavan olduğunu ve bazı ilavelerle daha lezzetli ve ilginç hale gelebileceğini söyledi.
Ev yapımı limonata ve vişneli limonatalarını yemeklerden çok beğendim. Pilaki dışında özenilerek hazırlanmış diğer lezzet de tadım hoşluğu olarak sunulan muhammaraydı. Belki, Gram ziyaretinden sonra beklentim yüksek olduğu için biraz hayal kırıklığına uğradım. Daha özel malzemeler ve daha hevesle, severek yapılmış yemekler bekliyordum. Üstünkörü diyemem ama mutfak ekibinin yorgun olduğunu ve standardın üzerine çıkmadıklarını düşündüm.
Öte yandan verdiğim puanları mukayeseli veriyorum. Yani bu
lokanta, örneğin Nice’de olsa,
daha düşük, Pittsburg’da olsa daha yüksek puan alır. Karaköy’de ben öğle yemeği için lokanta seçsem ilk sırada olmaz burası ama öğle yemeği için bu civarda bana daha cazip gelecek iki lokanta düşünüyorum sadece. Karaköy Lokantası ve Karaköy Balıkçısı.
Siz başkalarını biliyorsanız
lütfen bana mesaj atın.
DEĞERLENDİRME:2.5