Torbalı yolu üzerinde Ali Usta sadece tuz, pul biber ve kimyon atıyor kokoreçe. Kekik kullanmıyor. Gerek de yok. Bornova’daki Tat Mahal’de üç pideyi muhteşem buldum
İzmir ilginç bir kent. İzmirliler yemek yemeyi seven ve sık sık yurt dışına çıkıp para harcayan insanlar olmalarına rağmen nedense İzmir’de üst düzeyde pek lokanta yok.
Buna karşılık bazı yöresel lezzetler ve esnaf lokantaları gerçek lezzet durakları. Son İzmir gezimde iki güzel sürprizle karşılaştım.
Bunlardan ilki kokoreç.
Kokoreci çok severim ama iyisini bulamıyorum.
İyisi nasıl mı olur? Şoklanmamış olacak. Körpe kuzu kokoreci olacak. İdeal olarak ciğer altındaki çöz yağı kokoreçte kullanılıp lezzet verecek. Kokusuz olacak.
Bir de, elbette ki, taze ot yiyen kuzunun kokoreci kuru et yiyene göre daha leziz olur.
Havaalanına yakın, Torbalı yolu üzerinde (eski Aydın yolu) sıra sıra kokoreççiler var.
Kokoreççilerin burada toplanma nedeni orada bir mezbaha olması. Taze kokoreç bulunuyor.
Burayı bilen bir arkadaşım beni Mavi Köşe’ye götürdü. Ali’nin yeri olarak da biliniyor.
Ali Usta sadece tuz, pul biber ve kimyon atıyor kokorece. Kekik kullanmıyor. Gerek de yok.
İster tabakta porsiyon alın, ister benim yaptığım gibi ekmeğin içini boşalttırarak yarım porsiyon.
Gerçekten lezzetli. Olması gerektiği gibi. Damakta eriyen cinsten.
İkinci sürprizse pide.
Yerel lezzetler
Yeni açılan Tat Mahal adlı bir mekan var. İzmir Bornova’da AVM’nin bitişiğinde.
Yerel lezzetlerin bir platformu olmayı amaçlıyorlar.
Bu çerçevedeyse kokoreç ve pideyle başlamışlar.
Kokoreç güzel ve süt kuzudan. Olması gerektiği gibi kömür ateşinde ve çevirerek pişiriliyor. Öte yandan şoklanmış olduğu için ben sevsem bile Ali’nin Yeri’ndeki lezzeti bulamadım.
Öte yandan Aydın Kocarlılı Mehmet ve Zafer Ustalar’ın hazırladığı üç pideyi muhteşem buldum.
Bunlardan birisi kıymalı pide. Bunu özel kılan hamuru, piştiği odun fırını ve kullanılan kıymanın cinsi.
Sorup öğrendim. 250 kilogramı geçmeyen doğal besi danalarının sırt kapak kısmından çekiliyormuş kıyma.
Peynirli pide de çok güzeldi. Sanırım gene yöresel ve tam yağlı koyun sütünden bir peynir kullanılmış.
Tatlı niyetine yediğimiz pideyse en güzeliydi diyemem ama bana göre en orijinal olanıydı.
Tahinli pide.
Kullanılan tahin kaliteli ve fazla şekerli değil.
Ama buna asıl lezzet veren yörede camız olarak adlandırılan manda sütünden yapılan kaymak.
Giderseniz mutlaka denemenizi tavsiye ederim.
Tat Mahal’de hoşuma giden bir diğer lezzet de bölgeden temin edilen soğan, sarımsak, biber ve patlıcanların odun fırınında közlenmesi.
Bu fırında közlenen bütün sarımsak zeytinyağı ve balsamik sirkesiyle lezzetlendirirerek servis ediliyor.
Eşiniz “Ağzın kokar” diye itiraz etse bile dinlemeyin ve mutlak deneyin.
Pişman olmazsınız!
Bir de kokoreç ve pideyle ne şarap içilir ya da içilmeli diye sorabilirsiniz.
Pideyle cabernet ya da cabernet-merlot-shiraz tipi kupajlar iyi gidiyor. Pide odun fırınında pişince hafif isli bir lezzet alıyor ve meşe fıçıda yıllanan şaraplarla uyum sağlıyor. Tat Mahal’de İdol’un Consensus’u ve Urla Şarapçılığın Cabernet-Merlot-Shiraz-Boğazkere kupajı var. Her iki şarap da uyum sağlar.
Kokoreç içinse ben kırmızı değil beyaz şarap tavsiye ederim.
Özellikle asiditesi güçlü bir beyaz.
Gene Urla’nın Chardonnay’si ya da İdol’un benim çok başarılı bulduğum Chardonnay-Chenin Blanc kupajını deneyebilirsiniz.
Uyumu nasıl bulduğunuzu bana da yazın lütfen.