Balat’taki Sahil Meyhane, mezelerini kendisi hazırlayan nadir mekanlardan. Mezeleri ve balıkları tazeydi ama ara sıcakların tadına bakamadım. Tekrar gidip kaçırdıklarımı telafi edeceğim
Meyhaneler, İstanbul’da en zevk aldığım mutfakların başında geliyor. Bir meyhane ile dönerciyi kıyaslamak, elmayla armutu kıyaslamak gibi ama meyhaneden aldığım zevkin bir nedeni var.
En iyi döneri bile yarım saatte yiyip kalkıyorsunuz. Meyhanede ise istediğiniz kadar oturur, türlü mezeden azıcık tadar ve ağır ağır demlenirsiniz. İstediğiniz gibi sohbet edersiniz.
Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan bir mutfak türü meyhane.
Farklı kültürler, meyhane mutfağında bir araya geliyor. Dünyanın çok yerinde iyi ve farklı mezeler yok ama rakıyla birlikte ve rakıya uyumlu meze mutfağı da yok. Daha çok şarap ve bazen bira, hatta sake ile uyumlu minik tadımlıklar var.
NE YEDİĞİNİ BİLMEYENLER VAR
Gel gör ki, meyhaneler çoğunlukla mezeleri endüstriyel mutfaklardan temin ediyor ve buna kimsenin de sesi çıkmıyor. Belki gerçekten pek çok müşteri, özellikle rakı içerken, ne yiyip içtiğinin farkında olmuyor.
Üç sene önce Antakya’da çok iyi bir lokantada harika yemekler yerken neden içki lisansı almadıklarını sormuştum. “O zaman kimse farkında olmuyor yediğinin” gibi bir cevap gelmişti soruma.
Çok şaşırmıştım çünkü ben asıl şarap içerken daha da titizlenirim ne yediğim konusunda. Ama belki farklı gelenek ve kültür sorunu bu. Aksi takdirde müşteriden baskı gelse, meyhanelerin kendine çeki düzen vereceğine inanıyorum.
YENİ RAKI İÇME TAKTİĞİM
Benim rakı içerken yeni bir taktiğim var. Eskiden duble koyduruyordum ve 3-4 saatlik bir yemekte dubleler tazelenince fazla oluyordu. Şimdi tek duble koydurtuyorum. Böyle olunca ve bir teki ağır ağır bir saatte halledince yemek sonrasında kendimi iyi hissediyorum.
Balat’taki Sahil Meyhane kendi mezelerini hâlâ kendisi hazırlayan nadir meyhanelerden. Çekim için herhalde en uygunsuz mutfak türü de meyhane. Artık içki gösteremiyoruz. Öyle yemek-şarap uyumu falan konuşmak yok. Meyhane de adı üzerinde...
Nargile içilen bir yere gidip soda söyler ve etrafı seyrederek mutlu olur musunuz? Bütün bunlara rağmen Sahil lokantasında çok keyif aldım yediklerimden.
Mezeleri o gün taze hazırlamışlardı. Bilmiyorum her gün taze hazırlanıyor mu... Gördüğüm kadarıyla soğuk mezeler sınırlı sayıda. Bu iyi çünkü taze yeme şansınız artıyor.
HODANOTU NEFİS BİR MEZE
Mekanın sahibi Kastamonulu. İyi mantar nedir biliyor, takdir ediyor, seviyor. İki farklı mantar turşusunun tadına baktım ve çok beğendim.
Hodanotunu biliyor musunuz?
Borage deniyor yurt dışında ve İtalyanlar raviyolide kullanıyor, Fransa’nın ünlü şefleri de et yemeklerinde ve salatalarda. Hem leziz hem sağlıklı. Bizde bol var ama kıymeti bilinmiyor. Hele hele az haşlayıp bol zeytinyağı, limon ve sarımsakla nefis bir meze.
Ispanağı da tazeydi Sahil lokantasının. İnce plastiğe sarılmış ıspanaklarda hiç lezzet yok. Taze ıspanak ne güzel.
Favasını da beğendim, diri bıraktıkları enginar pilakiyi de.
Maalesef ara sıcakların tadına bakamadım ama balıkların baktım.
Küçük balıkları özellikle tavsiye ediyor doktorlar, kanda civa oranı yüksek olanlar için. Minik balıklarda ağır metaller yok.
Tekir çok tazeydi ve kurutmadan pişirmişlerdi. Uzun zamandır denemediğim zargana balığını da buldum ve tavsiye ederim. Tekrar gidip kaçırdıklarımı telafi edeceğim.
DEĞERLENDiRME: 4.5