San Francisco’daki La Ciccia sadece Amerika’da değil; dünyada en sevdiğim lokantalardan biri. Kuşkusuz, Sardinya Adası’nın kendine özgü geleneklerinden esinlenen yemekler çok iyi. Ama bunun ötesinde de faktörler var; ambiyans, sıcaklık, kendinizi rahat hissetme, fiyatların makul olması, herkesin mutlu olması... Mükemmelden farklı bir şey bu. Burası çok kalabalık olduğu için servisin aksadığı oluyor. Yemekler hep çok iyi ama her şey sıfırdan piştiği için bekleme süresi fazla olabiliyor. Masalar birbirine yakın ve kesinlikle lüks bir yer değil. Gerçek bir mahalle lokantası yani bir çeşit trattoria (İtalyan tarzında salaş mekan). Şahsiyeti var; müşteri, yolunacak kaz olarak algılanmıyor. Kafasında geleneksel Sardinya beresiyle, ufak tefek ve güleryüzlü Massimo her zaman mutfakta. Eşi Lorella’yla, ‘La Ciccia ve tam karşısında yeni açtıkları ‘La Nebbia’ arasında mekik dokuyor, herkesle ilgileniyor. Lorella’yla Massimo’nun müşteriye yaklaşımı şarap fiyatlarından belli. İtalyan şaraplar çok iyi seçilmiş ve piyasadakilerden sadece yüzde 50 fazla. (bizdeyse fiyatlar dört, beş, hatta altıyla katlanıyor!)
Sürprizlere hazır olun
Bayıldığım bir diğer unsur da Massimo’nun zaman zaman mutfaktan masanıza minik bir hediye yollaması. Örneğin fırından yeni çıkan Sardinya pidesi, değişik bir peynir ya da o gün pişirdiği farklı bir pastadan bir parça yollayıp fikrinizi alması. İtalya’da bulduğum sıcaklığı buluyorum burada. Massimo ve Lorella, uzun süredir Amerika’da yaşamalarına rağmen deyim yerindeyse, özlerini kaybetmemişler. Bütün bunlara ek olarak damak zevki benle tam örtüşen arkadaşım Gökhan Atılgan da buraya 10 ve 12 yaşlarındaki sevimli kızları Sara ve Melissa’yla geldiğinde, çocuklara dudak büken birçok lokantadan farklı olarak iyi karşılandıklarını ve son derece huzurlu şekilde akşam yemeği yediklerini söyledi.
Deniz ürünü pastalar
Gökhan Atılgan, burada tattığı acılı minik ahtapot yahnisiyle, ızgara kalamar salatasını unutmamış. Menüde dört pasta var ve bunlar da mükemmel. Üç tanesi deniz ürünü. Sardinya’nın kuskus benzeri ‘fregola’ pastasıyla ‘tuna balığı kalbi’ ve ‘deniz kestanesi’ inanılmaz derinliği olan bir pasta. Balık yumurtasıyla hazırladıkları, hafif acılı fettucine de mükemmel. Son olarak da taze sübye mürekkebiyle hazırladıkları spaghetti çok iyi.
Ana yemeklere gelince; en mükemmeli domates ve pecorino soslu ‘taze dana işkembesi’. Genellikle perşembe ve cuma günleri bulunuyor.
Şarap ve tatlıya gelince...
Şarap olarak neleri mi öneririm? Ahtapot ve kalamarla Sardinya’nın ‘Vermentino’ üzümünden olanı. Şisesi 40 dolar civarında. Balık yumurtalı pastayla hafif oksidatif ‘Vernaccio di Oristano’ bir arada çok iyi. Yine adada ‘Sulcis’ adlı bölgede eski bağlardan ve mineralitesi olan çok iyi Carignano şarapları var; ‘Carignano di Sulcis’.
Bunları da özellikle kuzu ve av etleriyle öneririm. Tatlıya yer kalmıyor. Kalırsa da peynirle bitiriyorum çünkü Massimo çok iyi seçim yapıyor. Eğer sadece peynir, şarküteri, pizza ve lazanya isterseniz ‘La Nebbia’da bulur ve çok keyifli bir akşam geçirirsiniz.