Vedat Milor
Tüm Yazıları
Artık kaybolmakta olan bir türün son temsilcilerinden biri İzmir Çankaya’daki bu lokanta. Gerçek esnaf lokantası...
Yemeklerde tereyağı, zeytinyağı, kuyruk yağı kullanıldığı, kara fırın kullanmanın yaygın olduğu, sunulan öğünlerin mevsimine göre değiştiği, her şeyin özenle ve kestirmece olmadan hazırlandığı eski dönemin son temsilcilerinden.
Üçüncü kuşak işbaşında burada ama “Vedat Bey, zevkler değişip müşteri böyle istediği için bu şekilde hazırlıyoruz” şeklinde saçma sapan bahaneleri duymadığınız, duyamayacağınız bir ‘kurum’, yani haklı olarak kurumsallaşmış bir esnaf lokantası burası.
İzmir’de öğle yemeği için ilk tercihim.
REFİK BEY'İ ANDIK
Bir bahar günü burada önüme gelen her öğün çok iyiydi. Bunlardan birini bile bulsam, o gün yüzüm güler.
Örneğin süt kuzu kokoreç sarma.
Bundan daha iyisini sadece rahmetli Refik'in meyhanesinde yemiştim.
Büyük insandı Refik Bey. Eşini kaybettikten sonra yaşamın anlamını sorgulamaya başladığını hissetmiştim. Ancak ileri yaşına ve bozulan sağlığına rağmen yüreği ve beyni genç kalmıştı.
Çekim sırasında aramızda duygusal bir bağ kurulmuştu ve artık reklamı falan hiç tınmamasına rağmen, kokoreç sarmayı karşılıklı yerken bir an için mutlu olduğunu hissetmiştim.
ELBASAN TAVA
Kuzu incikten elbasan tavanın ise daha iyisini yemedim. Koyun yoğurdu kullandıkları için kekremsi tadı ve bu ekşimsiliği sevmek lazım.
Kuzunun inciği kullanılmış ve pamuk gibi. Süt kuzusu olduğu için lifsiz. Bence beşamele göre daha iyi sonuç veriyor yoğurt; elbasan tavada.
Merak ettiğim bir şey, süzme yoğurt yüzde 50 oranında kullanılsa, nasıl
sonuç vereceği.
Bir de tabii mevsiminde oğlaktan hazırlanan elbasanın tadına bakmak isterim.
Müftüoğlu’nun güveçte ‘kuru’su meşhur mu, değil mi bilmiyorum ama kuru fasulye de çok iyiydi.
Çok iyi diyebileceğim bir diğer öğün de nohutlu işkembe. Nohut ince kabuklu, işkembe kokusuz ve lezizdi.
Bu öğün daha iyi olabilir mi? Benim damak zevkime göre, evet. İşkembe miktarı biraz artırılabilir ve nohutun sosuna daha fazla ev yapımı domates ve biber salçası ekleyip kıvamı yoğunlaştırılıp, derinlik ve aroma kazandırılabilir.
Hem komik hem de hoş bir sürprizle karşılaştım. Sevgili garsonumuzun “Boyun eti” dediği bir öğün geldi. Gerdana benzemiyordu. Karşıma ne çıktı biliyor musunuz? Süt kuzusu uykuluk.
Dünyanın en muhteşem lezzetlerinden; gerdan uykuluk.
Bol otlu, fırında pişirilmişti ve olması gerektiği gibi tazeydi. Dondurulmamıştı, hemen suyunu bıraktı.
Tam kıvamında pişirilmişti. Hemen ikincisini rica ettik. O da aynı düzeydeydi.
Tatlı deneyecek halim kalmadı.
NEDEN BEŞ YILDIZ?
Yukarıdaki ufak tefek eleştirilere rağmen, neden beş üzerinden beş yıldız verdiğimi sorabilirsiniz.
Çünkü her şeyden önce bu düzeyde bir ziyafet beni motive ediyor. Son derece sıradan bir yemeğe ne diyebilirsiniz ki? Ancak damağınız bayram ettiği zaman “Daha da iyi olabilir mi?” diye düşünürsünüz.
Mükemmeliyet varılan bir noktadan çok, devamlı kayan ve yukarı çıkan bir hedef ve yaşam felsefesi.
Bir de eski okuyucularımın bildiği gibi belli bir türü yani meyhane, kebapçı, balıkçı, esnaf lokantası, börekçi gibi kategorilere giren lokantaları değerlendirirken 5 yıldız ‘türünün en iyisi’ demek oluyor. En iyi daha da iyi olabilir mi?
Eminim yaşasa, tanıma şerefine ermediğim Adil Müftüoğlu Bey bu soruyu, “Evet, çocukları bu felsefeyle yetiştirdim” diye cevaplardı.
DEĞERLENDiRME: * * * * * (5)