Malatya’da çok güzel çekimler yaptık. Kent çok güzel, yemekler nefis. Çekim dışında keşfettiğim birkaç lezzetten bahsetmek istiyorum
Bütün yaz kavgasını yaptık.
Baharda Cafe Per Me adlı firma bana bir espresso makinesi ve yanında da kahve göndermiş. Ben espresso’yu çok severim, bizim kahvemizi de tabii ki. Benim hanımsa herhalde Amerikalı olduğu için neskafe denen kahveden nefret eder ve Türk Kahvesi’ne bayılır. Yazın evde benim “Ne olur, şu kahveyi bir deneyelim” dememe rağmen espresso yapılmadı. Hep Mehmet Efendi’nin kahvesi içildi.
Sonunda ben muradıma erdim ve bana göre son derece karmaşık olan espresso makinesini çalıştırmayı bilen (Duvara çivi çakmayı beceremeyen özel kabiliyetli birisiyimdir) birini bulunca espresso’yu denedik.
Ne yalan söyleyeyim İtalya’da içtiğim espresso’ların tadını alamadım. Herhalde bana gönderilen süreden sonra altı ay geçtiği için kahve biraz bayatlamıştı.
Ama artık espresso makinam var. Avrupa’ya gidişte yanımda espresso için çekilmiş yüzde yüz arabica Illy Cafe getirecek ve o makinede deneyeceğim.
Bu vesileyle bana espresso makinesini hediye eden Per Me’ye teşekkürlerimi sunarım.
Konu Türk Kahvesi’nden açılmışken ekleyeyim, Malatya’dan yeni döndüm. Kent çok güzel, yemekler nefis. Epey güzel çekimler yaptık. İnşallah izlersiniz. Çekim dışı ‘keşfettiğim’ birkaç lezzetten bahsetmek istiyorum.
Önce gerçek dibek kahvesi
Bakırcılar Çarşısı’ndaki kahve, ne kahve! Biliyorsunuz dibek elektrikli değirmen gibi kahveyi yakmıyor. Kahve de taze olunca hem güçlü kuvvetli hem de acı olmayan enfes bir kahve içiyorsunuz. Tek üzüntüm Malatya’dan bir kilo alıp eve getirememek. Valla o zaman espresso diye tutturmaz her gün bunu içerdim. Malatya’da kahvenin iyisi gibi dondurmanın gerçek kesme ve dövme olarak en güzeli var. Bunun adresi, Abdullah Usta. Güleç yüzlü, hoşsohbet, güzel lezzetlerin avcısı ve görünüşüyle de şu ölümlü dünyada en çok neye önem verdiğini ifade eden Abdullah Usta, gerçek keçi sütünden, kaliteli sahlepten enfes dövme dondurma yapıyor.
Kendisi aslen Maraş’lı. Maraş’ta hiç bulunmadığım için mukayese edemiyorum. Normal dondurmaları da çok iyi. Ben özellikle karadut, vişne ve gerçek fıstıktan yaptıklarını çok sevdim. Havuç dilimi de çıtır çıtır ve kullanılan yağ hem lezzetli hem de mideye oturmuyor. Tanıdığım başka bir güzel Malatyalı da Hasan Özhan. Özka Tesisleri adlı gurme lokanta ve Hannibal cafe-barın sahibi.
Özka’nın kayısılı kebabı
Nefis bir bahçede güzel şaraplarla birlikte hoş kebapları var. Özellikle de kayısılı tavuk kebabıyla ünlü ama ben tavuk yemediğim için bir şey söyleyemem. Öte yandan gerçek yemeksever, Malatya aşığı ve doğduğu kent için devamlı bir şeyler yapmak için çırpınıp duran Basın Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Kılıç Bey, “Özka’nın kayısılı kebabı nefistir” diyor.
‘İkisi bir arada’ eksiği
Malatya’da yemekler güzel, daha doğrusu güzelinden ötesinde harika lezzetler var. Ama tek sorun, hem doğru dürüst yemekleri olan hem de yanında adam gibi rakınızı, şarabınızı yudumlayacağınız lokanta olmaması.
Özka bu eksikliği gideriyor. Giderseniz Hasan Bey’le mutlaka tanışın. Kendisi size 3’üncü İnönü Muhaberesi’ni nasıl kaybettiğini anlatsın. Bir de insanların kamplara bölündüğü ve her yerde hoşgörüsüzlüğün, katı tutumların kültürel zenginliğimizi zedelediği bir ülkede aydın olmanın ne kadar zor olduğunu dinleyin.