İzmir’i son ziyaretimde Aydın yolunda mütevazı bir esnaf lokantasına uğradım: Gül Efe 2. Pidelerini beğendim
Ülkemizde çok zengin bir pide kültürü var. Karadeniz’in hemen her kasabasında pide farklı. Hepsi, iyi yapıldığında çok lezzetli ama hamurun açılışı, kullanılan malzemeler ve sunum yöreden yöreye farklılık gösteriyor.
Gene de ortak bir nokta var. “Karadeniz pidesi” denince benim aklıma hep zengin ve doyurucu lezzetler geliyor. Bol tereyağlı olması da cabası.
Ege pidesiyse çok farklı. Adeta Karadeniz pidesinin zıddı. İnce ve kıtır oluyor Ege’nin pidesi. Ayrıca domatesli ve biberli olduğu için daha bir hafif oluyor.
İkisi arasında tercih yapmak imkansız. Biri sıcak ve güneşli Ege’ye yakışıyor, diğeri soğuk ve yağmurlu Karadeniz’e.
İzmir’i son ziyaretimde Evrim’le Aydın yolunda son derece mütevazı bir esnaf lokantasına uğradık. Gül Efe 2. Gül Efe 1 nerede söylediler ama hatırlamıyorum.
İkisi de lezzetliydi
Pideden önce paça-işkembe çorbasıyla başladık. Ben beklediğim zengin lezzeti ve kıvamı bu çorbada bulamadım. Belki pide gibi o da çok hafifti! Jelatinli zengin lezzeti olması gereken paça çorbasına yakışmayan pideye yakışıyor ama. Evrim, pideyi tavsiye etmişti. İki pide denedik. Biri kıymalı. Üzerine yumurta kırdırdık. Diğeriyse minik doğranmış kuşbaşı ve peynirli. Elbette ikisi de sebzeli. Domates ve yeşil biber. Ben her iki pideyi de beğendim. Evrim’in dediği gibi Ege pidesinin tipik örnekleri. İyi malzemeden ve özenerek hazırlanmış pideler. Hafif ve lezzetli. Mideye oturmuyorlar ama bir sorun var bu durumda: Zengin ve bol tereyağlı Karadeniz pidesi yiyince doyuyorsunuz. Belki pide daha fazla kalorili ama sadece pide yiyorsunuz. Ege pidesiyse beni ve şu anda rejim yaparak Amerika’daki obez denen fast food kurbanı insalarda bile görmediğim kadar aşırı kilolarından kurtulmak isteyen Evrim’i doyurmadı tabii!
Çözüm perhiz
Sağ olsunlar ısrar ettiler. Lokantadaki bütün kebapları denememiz için. Bu tip ısrarların panzehirini buldum. Hemen göbeğimi kontrol ediyorum. Ciddi tenis oynadığım zamanlardan kalma kasların yerini yumuşak yağ tabakalarının almakta olduğunu fark ediyorum. Acaba biraz daha semirip sumo güreşini mi denesem? Hay allah. Onu da yapamam. Ne yaşım elverir, ne sağlığım.
Çözüm perhiz; diyet çorba, diyet pide, diyet et.
Darısı İstanbul’un başına
Evrim, Alaçatılı (sonradan değil, doğuştan.) Yöre mutfağını iyi biliyor. Manisa köftesini tavsiye etti. Yoğurdunu, salçasını, pidesini, tereyağını dikkate almazsanız gerçekten hafif ve lezzetli. İnce ve uzun bir köfte. Sanırım ekmek yok içinde. Kullanılan et yağsız ama yavan değil.
Bu mütevazı, basit ama lezzetli yemeğin sonunda tekrar düşündüm. Kuzey Ege mutfağı, protein ve hamurişi ağırlıklı değil. Dengeli. Çeşit bol. Hafif bir mutfak ama kesinlikle yavan değil. Lezzetli. Darısı, İstanbul’un başına.
DEĞERLENDİRME: H H H H H (3.0)