Biri Çeşmealtı’ndaki Nihat Baba. Sakatatları ile ünlü, soğuk mezelerde de çeşit çok. Ada Balık ise Ildır yolunda salaş bir yer ama kumsalda masalardan birinde yemek keyifli. Ara sıra dalgalar da ayak bileklerinizi okşuyor ve bu şekilde mehtabın batışını seyretmek ayrı bir zevk
Alaçatı ve civarı, tatil için ilk akla gelen beldelerden. Alaçatı’da vızır vızır yeni lokantalar açılıyor. Sorun şu. Burası pahalı bir bölge. Bir bardak bira ve bir yemek yeseniz adam başı 50 kağıt hafiflersiniz. İçkili ciddi bir yemek ise 100 liranın çok çok üzerinde.
Ama adam başı 50’ye adam gibi yenecek lokantalar var çevrede.
İşte size iki öneri. Birincisi meyhane. İkincisi balıkçı.
CAN CLUB-NİHAT BABA
Londra’da St. John adında Michelin yıldızlı bir lokanta var. Sakatatları ile ünlüdür.
Bizde nedense kimse yüz vermez sakatatlara. Özellikle de zengin kesim. Dar gelirli kesim ise kokoreç ile karnını doyurur, uzun geceler sonunda ayılmak için de terbiyeli işkembe çorbası içer.
Sorun şu ki işkembecilerde içki bulunmaz.
Yazık çünkü işkembe dahil sakatatlar hem şarap ile gider hem rakı ile.
Bizim meyhaneler de artık eskisi gibi değil. Pek çoğunda sakatat ya bulunmuyor, ya da bulunsa da lezzetler eskisi gibi değil ve seçenekler sınırlı.
Belki de bu yüzden ben İzmir’deki Tulumbalı Meyhane ya da Nihat Baba’yı çok seviyorum.
Hatta diyebilirim ki İzmir deyince aklıma gelen ilk lokanta.
Favori 2-3 meyhanemden biri burası.
Seviyorum çünkü her türlü sakatat gerçek kuzudan burada.
Arnavut ciğerleri müthiş. Badem uykulukları bir numara. Beyin her zaman taze. Kuzu kokoreçlerinin üzerine yok.
Rakı da gözünüzün önünde açılıp tulumbadan basılıyor.
Belki de bu nedenle Çeşme’de tatildeyken Nihat Baba’nın yaz için Çeşmealtı’nda bir yeri daha olduğunu duyunca dayanamadım.
Çeşmealtı Urla’ya yakın.
Daha önce olduğu gibi gene beni hayal kırıklığına uğratmadı Nihat Baba.
Sadece duyduğum bir habere üzüldüm.
Nihat Baba’nın oğlu Erkan Bey hükümet politikasından dolayı artık genç kuzu bulamadıklarından yakındı.
O yüzden kokoreç ve ciğer yok. En azından yazın yok.
Ama taze bir beyin ve badem uykuluk var.
Badem uykuluk karaciğer ve akciğer arasındaki lenf bezlerinden çıkıyor. Gerdan uykuluğundan bile daha lezzetli.
Elbette ki sakatatlardan ibaret değil burasının mezeleri.
Bol soğuk mezeleri var.
Bunların arasında favorilerim acılı Antep ezme ve közlenmiş patlıcanlı acı ezme.
Ispanak borani de iyi bir meze. Patlıcan salataları su gibi değil.
En güzeli kağıtta pişen pastırma
Deniz börülce ve börülceleri ise yavan. Zeytinyağlı, sarmısaklı ve limonlu bir sos dökmek lazım üzerlerine.
Kuzu tandır iyice. Pirzola biraz fazla pişmiş.
Buna karşılık bence en güzel ana öğün kağıtta pişen pastırma.
Erkan Bey pastırmanın içine limon kabuğu, domates ve maydanoz ilave etmiş. Yaz için ideal, hafif ve lezzetli bir öğün olmuş.
Sıcak günlerde pastırma olur mu, demeyin.
Bal gibi oluyor.
Nihat Baba’nın kışlık lokantasına daha önce dört yıldız vermiş ve kuvvetle tavsiye etmiştim.
Yazlık yerlerini de tavsiye ederim.
ADA BALIK-FETHİ’NİN YERİ
Alaçatı’ya 20 dakika, Ildır yolunda, Germiyan Yalısı denen mevkide burası.
Sakın fazla takıp takıştırmayın. Alaçatı’ya yakınsınız ama burası farklı bir kültür.
Bermudanız ve tokyolarınız ile masaya oturmak istiyorsanız, öyle yapın.
Salaş bir yer ama kumsalda masalardan birinde yemek keyifli. Ara sıra dalgalar da ayak bileklerinizi okşuyor ve bu şekilde mehtabın batışını seyretmek ayrı bir keyif.
Diğer bir keyif de önünüzdeki masadaki iki çift. Yakışıklı iki delikanlı ve mankenlere taş çıkaracak güzellikte ama kasıntı olmayan, çok doğal iki genç kız. Hani genç kadınlarımız sigara molası vermek için devamlı masadan kalkar ya. Bu iki güzel kız da masadan kalkıyor ama sigara içmiyorlar. Denize girip birbirlerini fotoğraflarını çekiyorlar. Sonra da erkek arkadaşlarına içten bir sevecenlikle sarılıyorlar.
Sevgi ve güzellik bulaşıcı. O gece hepimizin gözüne her şey iyi gözüküyor.
Lezzetliymiş gibi geliyor
Bardakların pek temiz olmadığını da fark edemiyoruz ya da fark etmek istemiyoruz bu yüzden (birçok lokantamız gibi burada da doğru dürüst bir bulaşık makinesi olduğunu sanmıyorum).
Sıradan mezeler bile sanki bize daha bir lezzetli imişler gibi geliyor.
Bahsettiğim mezeler biraz fazla katı bir fava, standart deniz börülce ve beyaz peynir.
Ezine beyaz peynir oldukça iyi.
Balık yemek istediğimiz için fazla meze ile doymak istemiyoruz.
Karides yok. Yerli kalamar da yok.
Ahtapot ve sigara böreği istiyoruz.
Sigara böreği kıtır değil. Yumuşak ama en azından peyniri bol.
Ahtapot belli ki önceden biraz fazla haşlanmış. Sipariş sonrası kızartılmış. Bir şeyi eksik ama ne? Lezzetli değil.
Beş kişiyiz. Deniz levreği öneriyorlar.
Fazla pişirmemelerini, sulu kalmasını rica ediyoruz.
İsteğimizi yerine getirmekte başarılılar.
Peki levrek lezzetli mi?
Bence şöyle böyle. Bildiğim deniz levreğinin lezzeti yok.
Benim tahminim bu civardaki balık çiftliklerinden kaçan ve o civarda tutulan yani suni yem ile beslenmiş bir levrek olduğu.
Yanılıyorsam günahı boynuma.
Tatlı olarak da hiç de fena olmayan bir irmik helvası yapıyorlar. Sakız dondurmalı.
Sakız ve irmik birbirlerine yakışıyorlar.
Bu lokanta da samimi ve mütevazı havası ile Ege kıyısına yakışıyor.
Değerlendirme:
5 üzerinden 2.5