Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

Burada yediğim sardalya hafifti, ahtapot ızgarayı da özellikle tavsiye ederim. Ama badem ezmesi ve irmikli karamelize enginar tatlısı sürpriz oldu, benim için yılın en iyilerinden biriydi

İstanbul’da diğerlerinden biraz farklı, balıkları taze ve mezeleri güzel balıkçı bulmak kolay değil. Cibalikapı’ya birkaç sene evvel gittiğimde burayı sevmiştim.
Bundan sonra Moda’daki yerini denediğimi ve azıcık hayal kırıklığına uğradığımı hatırlıyorum.
Bu yaz bir arkadaş davet edince “Hayır” diyemedim.
İyi de etmişim.
Ortalama balıkçı lokantasının epey üzerinde bir mekan burası.
Üç katlı bir bina. Mutfak aşağıda. Garsonlara bravo. Herhalde her gün 100 kez falan dik merdivenlerden, ellerde tepsi, inip çıkıyorlardır. Maraton koşmaya bedel. Sanırım buradaki garsonların fizik kondisyonu maçın üçte ikisine gelince dilleri dışarı taşan futbolcularımızdan iyidir.
Ellerindeki soğuk meze tepsisinde özellikle farklı Ege otları dikkat çekiyor.
Ama biz balık yemek niyetindeyiz fazla soğukla karnımızı doyurmak istemiyoruz.
Yine de altı meze seçiyoruz.

Haberin Devamı

Üçü iyi üçü vasat
Burasının ‘Girit ezmesi’ bence mezelerin en özeli. İçinde fıstık ve ceviz, birden çok peynirin ezmesi ve otlar var.
Tavsiye üzerine ‘Saraylı’ denen marine levreği de deniyoruz. 10-12 baharatla marine edilmiş ama dengeli ve damağınızda hafif tatlımsı bir tat kalıyor. Hoş bir rakı mezesi.
Diğer bir güzel rakı mezesi de akya balığından yaptıkları balık pastırma. Tavsiye ederim.
Buna karşılık diğer üç soğuk mezeyi vasat buluyorum. Közde patlıcan, kırık yeşil zeytin ve lakerda. Özellikle üçüncüsü hayal kırıklığı yaratıyor. Herhalde torik değil uskumrudan.
Beş sene önce burada çok iyi bir midye yediğimi hatırlıyorum. Ama gerek ben gerek de arkadaşım midye yemeye korkuyoruz. İstanbul’un midyelerinde insanı zehirleyecek miktarda ağır metal bulunmasından kuşkuluyuz.
Kalamar tava ve ahtapot ızgara ısmarlıyoruz.
Birincisi başarılı. Kalamar dondurulmuş olabilir ama ithal ve kayış gibi, lezzetsiz kalamarlardan değil.
Ahtapot ızgara özellikle tavsiye edilir.
“Balık olarak taze ne var?” diye soruyorum.
Sardalya öneriyorlar.
Asma yaprağında sardalya bizim mutfağın klasiklerinden.
Cibalikapı’da da doğru dürüst, mis gibi is kokan, yaprağı ince, içi sulu ve yumuşak, rakıyla da çok güzel uyum sağlayan ‘asma yaprağında sardalya’ hazırlıyorlar.
Sardalya hafif. Tatlıya yer kalıyor.

Haberin Devamı

Senenin en iyisi
İyi ki de kalıyor. İçinde badem ezmesi ve irmik olan karamelize enginar tatlıları var. Sakızlı ve vişneli dondurma ile sunuluyor.
Bugünlerde Batı ülkelerindeki Michelin yıldızlı lokantalarda karamelize sebzelerden tatlı hazırlamak moda. Bu tip tatlıları epey deniyor ve pek azını tavsiyeye şayan buluyorum.
Cibalikapı’daki tatlı gerçekten başarılı. Bu yıl yediğim en iyi tatlılardan biri. Bravo!
Davetli olduğum için hesabın ne olduğunu bilmiyorum ama eskiden burasının işi abartmadığını hatırlıyorum.Mutfağın kalitesi bozulmamış.
İnşallah hesap politikası da hâlâ makul olmaya devam ediyordur.


DEĞERLENDİRME: (3.5)



CASA DI MODA
Moda’da, Dondurmacı Ali’yi geçtikten sonra aşağıya inen yolda sıra sıra lokantalar var. Zaman zaman önlerinden geçmeme rağmen buralarda yemek yemek hiç aklıma gelmez.
Bu kez bir ‘ültimatom’ ile karşılaşıyorum. Çok yakın bir arkadaşımın çok sevdiği bir arkadaşı buradaki lokantalardan birinde şef olmuş.
“Hatırım için geleceksin” diyor.
40 senelik arkadaşın hatırı kırılır mı?
Ben de karşı ültimatom veriyorum:
1. Özel bir yemek yapılmayacak.
2. Hesabı almazlarsa beğensem de yazmam!
Koşullarım kabul ediliyor. Ben de 40 yıllık bir başka ve yukarıda bahsettiğim arkadaşın da iyi arkadaşı Cengiz Yücel’i alıp Casa di Moda’ya gidiyorum.

Haberin Devamı

İlk izlenim
Terasta içerideki cam kenarındaki masaya yerleşiyoruz ve hamama girmiş gibi terliyoruz.
Klima var ama kapı açık olduğu için çalıştırmıyorlar. Sigara dumanı sıcakla birleşince yemek yemek eziyet oluyor.
Başlangıç olarak enginar ve patlıcan pane istiyoruz.
Mozarella, parmesan peyniri ve taze reyhanla sunulan patlıcan pane ikimizin de favorisi. Yağını çekmemiş, hafif ve lezzetli.
Küçük turşu enginarlardan yapılmış enginar pane, sarmısaklı yoğurtla sunuluyor. Lokantalar ya taze enginar bulmalı ya da hiç enginar yemeği önermemeli.
Enginara dudak büküyoruz ama Cengiz de ben de soslu karideslerini sonuna kadar ve sosuna ekmek banarak yiyoruz.
Minik karideslerden hazırlamışlar. Dondurulmuş iri karides yerine böylesi benim tercihim. Sosunda domates, biber, sarmısak, taze tarhun otu ve kekik var.

Herkes pizza yapmamalı
Gençlere bakıyorum. Herkes pizza ve bonfile yiyor. Dört peynirli pizzalarını deniyoruz. Bence sorun pizza hamurunun niteliği ve kullanılan fırının yeteri kadar ısıtılmaması ya da ısıtılamamasında.
Ben moda diye birçok ciddi lokantanın pizza sunmasına karşıyım. Bu son derece zor ve ihtisas isteyen bir uzmanlık dalı.
Cengiz bendenizden de fazla düşkündür makarna ve hamurişlerine.
İtalyan eriştesi ısmarlıyoruz. Tagliatelle Amaticiana.
Çarliston biber ve domatesle hazırlamışlar. Adina Amatriciana deyince mutlak ‘guanciale’ ile pişirmek gerekir. Bu mümkün değilse bu adı vermek biraz ayıp oluyor ama en azından şef lezzetli bir Türk usulü makarna hazırlamış ve al dente sunmuş.
Evinde enfes cevizli-tulumlu ve hoşafla yenen ‘Aysecan usulü makarna’ları deviren Cengiz makarnayı sevdiğine göre Casa di Moda bu işi biliyor demektir.
Pek kolay olmasa bile lokanta hesabı almayı kabul ediyor (adam başı 40 lira) ama bize bir tatli ikram etmek istiyorlar.
Vanilyalı ve çikolata soslu dondurma benim için fazla ağır ve ilginç değil ama sanırım bir yemek boyunca 10 sigara içmeyi başaran günümüz genç kızlarının damağındaki pası temizler!