Boğaz’da sıra sıra dizili balık lokantaları arasında tercih yapmak gerçekten zor. Yabancı bir otel müdürünün söylediği gibi genelde yedikleriniz pek değişmiyor, değişen fiyatlar.
Bu durumun başlıca nedeni şüphesiz her işte olduğu gibi bunda da kolaycılığa kaçma. Yeni açılan lokantalar genelde var olan ve başarılı bulunan bir lokantanın ekibini transfer ediyor. Lokantanın ismi ve mekan değişiyor, yediklerimiz pek değişmiyor.
Yazın yaklaşması ve geç de olsa gelmesiyle, bendenizin canı da daha hafif yemekler ve deniz ürünleri çekiyor. Bu nedenle son 1-2 aydır epey balık lokantasını ziyaret ettim.
Bunun sonucunda bir yandan önyargılarım pekişirken diğer yandan da hoş sürprizlerle karşılaştım.
Arnavutköy’deki Sur Balık da bu hoş sürprizlerden biri.
Dayımın önerisiyle ve birlikte gittiğimiz bu lokantada karşılaştığım ilk güzel sürpriz mekan.
Eski bir yalıyı alıp restore etmişler. Masalar birbirine yakın değil. Deniz kenarında değilsiniz ama bazı masalar deniz manzaralı.
Adam gibi, doğru dürüst bir lokanta. Masalarda beyaz keten örtüler ve keten peçeteler duruyor. Şarap bardakları doğru dürüst. Şarap servisi yapmayı biliyorlar.
Daha da önemlisi listede birçok firmanın şarabı bulunuyor. Diğer birçok lokanta gibi tüketiciyi sallamayıp tek bir firmayla anlaşmamışlar.
Bana göre bu müşteriye saygının önemli bir ölçüsü.
İştah açıcı salatalar
Mezeler oldukça klasik ama 1-2 sürpriz ve değişik meze de var.
Örneğin fesleğen soslu marine levrek. Mis gibi fesleğen kokuyor. İştah açıcı. Yaz günleri için birebir.
Lakerdaları İstanbul ortalamasının çok çok üzerinde.
Patlıcan salata iyi ama bana göre daha da güzeli mis gibi is kokan közde patlıcan. Çekirdeği çok iyi ayıklanmış.
Deniz börülce artık iyice moda oldu. Moda olduğu an da standartlaştı çünkü yetiştirme deniz börülcede doğal olanının tadı yok. Maalesef Sur Balık'ta da deniz börülcesi vasat.
Değişik bir soğuk meze de köri soslu levrek sarma. İçinde kalamar ve karides var. Lokanta bu konuda iddialı ama ben sarmayı biraz kuru buldum.
Buna karşılık salatalar güzel, taze ve başarılı. Domates ve soğan salata özellikle iştah açıcı. Marullu, yeşil soğanlı, kırmızı lahanalı ve dereotulu salatayı da beğendim. Öte yandan salatalarda son zamanlarda moda olan soya sosu kullanımına karşıyım. Sur Balık sosta soya kullanmış ama boca etmemiş. Kullanılan zeytinyağı da güzel ve salata taze ve sipariş sonrası hazırlanmış olunca sonuç son derece tatmin edici.
Izgara teknikleri de başarılı
Ara sıcaklar başarılı. Gümüş balığının hiç yağ çektirmeden çok başarılı tavasını yapmışlar. Bir de biraz kaya veya deniz tuzu kullansalar sonuç harika olacak.
Izgara levrek dolma ve ahtapot ızgara da başarılı. Levrek dolma sulu ve yavan değil. Ahtapot ızgarayı da başka lokantalar gibi ızgara öncesi aşırı haşlayıp öldürmemişler. Dişe dokunuyor.
Minik Biga karideslerinden yaptıkları güveci çok başarılı buldum. Bol tereyağlı. İçinde mantar, domates soğan ve kırmızı biber var. Mantar olmasa da olur ama en önemli olan aşırı pişirilip karideslerin kebap edilmemesi. Karides lezzetini alıyorsunuz bu güveçte.
Belki daha da güzeli tekir tava. Son zamanlarda yediğim en iyi 1-2 tekirden biri diyebilirim.
Senenin son kalkanlarından birini deniyoruz son olarak. Mevsim gereği kalkan yağsız. Hafif olsun diye (ve dayım öyle sevdiği için) ızgara istiyoruz. Tava teknikleri gibi ızgara teknikleri de çok başarılı.
Tahinli profiterol benim pek ilgimi çekmiyor ama lokantanın ikramı olarak gelen meyve tabağı da sıradan meyve tabaklarından çok farklı. Çilek özellikle kokulu ve sulu. Soruyorum. Arnavutköy’deki Kolaylar Manavı'ndan alıyorlarmış.
Dayımın bu lokantada yüzde 15 iskontosu var. Bir şişe beyaz şarabı kendimiz getiriyor ve lokantada bunun dışında Kavaklıdere Cote d’Avanos Sauvignon Blanc içiyoruz. Sonunda dört kişi 593 lira hesap ödüyoruz.
Ucuz olduğunu söyleyemem ama ambiyans, balık ve malzeme kalitesi göz önüne alınırsa kazık değil.
Ötesi var. Genelde kuş gibi yiyen yengem ve gene kuş gibi yiyerek yetişkin bir kızı olmasına rağmen gençlere taş çıkartacak vücut ölçülerine ve diriliğe sahip olan sevgili Azize, Sur Balık’ta biz erkekler kadar yiyip içiyorlar.
Demek ki bundan sonra hanımları davet edeceğim balıkçı burası!