Hep ben konuşacak değilim ya.
Bu sefer de başkaları konuştu.
Gelişigüzel, değişik insanlara yaklaştım. Hepsine aynı soruları sordum: Niye buradasın? Ne aradın ne buldun?
İşte size Bodrum’dan insan manzaraları:
19 yaşında. Lokantada komi bir genç:
BEN NEREYE AİTİM ABİ?
Biz aslen Diyarbakırlıyız. Dayım burada garson. Burada iş var gel dedi, geldim. 2 senedir buradayım. Vallahi bizim oralarda hayat zor, para kazanmak için geldik. Önce garipsedim şimdi hoşuma gidiyor. Bazı müşteriler yemek geç gelse bana bağırıyor, ama çoğu bana iyi davranıyor. Özellikle bayanlar. Elimi tutup “yavrum bir ihtiyacın olursa çekinme ara beni” diyenler var. Geceleri de üniformamı çıkardıktan sonra bizim arkadaşlarla Bodrum’a eğlenmeye gidiyoruz. Bizim orası çok tutucudur, burada öyle şey yok. Ama geçenlerde köye gittim. Babam “Değişmişsin, ayağını denk almazsan gavur gibi olacaksın” dedi. Bazen kendi kendime soruyorum. Ben nereye aitim abi?
35 yaşında kadın. Ne iş yaptığı belli değil:
EĞLENİYORUM, ÇOK EĞLENİYORUM
Senenin yarısı İsviçre’deyim ben. Yazları buraya geliriz. İsviçreliler ot gibi yaşar. Adamlarda zevk yok. Eğlenmeyi bilmezler. Burası öyle mi ya? İstediğini yap. Artık babam olacak pez... de bana karışamıyor. Biliyor musun zorla beni Türklerle evlendirdi orada birkaç defa. Neden mi? Sen de çok safsın. Ben İsviçre yurttaşıyım. Benle evlenip oturma izni almak isteyen gırla Türk var. Dahasını sorma. Ama yok, bir daha kimse beni evlendiremez zorla. Ayrıca çok paraya gerek yok burada yaşamak için. Her gece çıkıyoruz arkadaşlarla. Türkbükü genellikle. Eğleniyorum, çok eğleniyorum.
Orta yaş üstü, varlıklı bir kadın:
İĞRENİYORUM AV PEŞİNDEKİ ERKEKLERDEN
Burada olmayayım da nereye gideyim? Ben senenin 10 ayı buradayım. Kocam mı ... adını duydun mu? O işte. İstanbul’da da ayrı yaşıyoruz. Tam andropozda adam. 25’lik kıza yaşlı diye bakmıyor. Burası çok iyi. Şu gördüğün gençler buralı. Saf ve temiz oğlanlar. Kalplerinde kötülük yoktur. Daha zengin olsam hepsine iş kurarım. Burası özellikle kışın enfes olur. Yazın ise ipini koparan buraya gelir. Özellikle de, teşbihte hata olmaz kusura bakma, sizin yaşlarda erkekler. K... bara git gör. Utanmıyorlar hallerinden. Cüzdanları şişkin. Hepsi evli barklı ama kızı yaşındaki gençlere sulanıyorlar. İğreniyorum av peşindeki erkeklerden.
Orta yaş üstü, varlıklı bir bey:
O İŞ İÇİN TAYLAND’A GİDERİM
Takılıyorum buralara işte. Tabii ki yalnız geliyorum. Hanım ve çocuklar Datça’daki yazlığımda kalırlar. Neden mi onları getirmiyo-rum? Ha anladım ne demek istediğini. Yok arkadaşım. Av peşinde koşmam ben. O senin demek istediğin için istesem Tayland’a giderim.
21 yaşında Amerikalı genç:
AH BİR YAT SATIN ALABİLSEM
Columbia Üniversitesi’nde okuyorum. Ahmet ve Sait de orada, beni davet ettiler. Evleri muhteşem. Çesme’deydik, geçen hafta buraya geldik. Evet Türkiye çok güzel. Kızlar çok çekici. Ama yaklaşmak zor onlara. Her yerde yat reklamı panoları var. Bir adam, yanında iki güzel huri. Sizin kızlar sadece yat-tekne sahibi olanlara mı bakar? Ah zengin olsam da bir yat satın alabilsem.
50 yaşında beyaz saçlı sanatçı bir hanım:
GÜMÜŞLÜK FOREVER
Bodrum’da karşılaştık ama bankaya gitmek için geldim buraya. Gümüşlük’ten ayrılmam yoksa. 16 yaşından beri her yaz bir ay kalırım orada. Eskiden, Boğaziçi’nde iken, belki duymuşsundur bizim ... grubu ile gelirdik. Şimdi ben evlendim ve kışları Londra’dayım. Tabii yabancıyla. Sen üstüne alma ama İngilizler bizim erkekler gibi kompleksli olmuyorlar. Bak geçenlerde bir eski erkek arkadaş” ... hâlâ güzelsin, neden saçını boyamıyorsun?” diye sordu. Kendini ilerici sanır ama aslında tutucu ve kadını hâlâ meta olarak görüyor. Haşmet’in yerini bilir misin? Orada akşamları Tavşan Adası’na bakıp güneşin batışını seyrederken yaşamın her şeye rağmen yaşamaya değer olduğunu anlıyorum. Bir zamanlar biraz... Her neyse. Ne yazık ki şimdi 17 yaşına gelen kızım sıkılmaya başladı Gümüşlük’te. “Anne ben Londra’da kalsam” diyor. Çok zor bu neslin burada bizim hissettiklerimizi hissetmesi.
55 yaşında burada evi olan bir işadamı:
KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM
Ne arayıp ne mi buldum? Kendim ettim kendim buldum. 25 sene önce eski bir Rum evini alıp bu gördüğün hale getirdim. Şimdi artık burası İstanbul’un banliyösü gibi oldu. Yeni yetme zenginler buranın coğrafyasını, topografyasını, estetiğini falan tarumar ettiler. Diktikleri konaklar kötü Hollywood filmlerindeki Teksaslı zenginin malikânesi gibi. Yatları gulet değil, yoğurt kabına benzeyen fiberglas tekneler. Bunların görmemiş hanımları da kendilerini dekoratör zannedip yari komik yari trajik garipliklere imza atıyorlar. Allah’tan hâlâ Bodrum’da temiz deniz, dünyada eşi menendi bulunmayan bir ışık ve kışın burada yaşayan “gerçek” insanlar var.