Bodrum’da çökertme

Çökertme sever misiniz? Kızarmış patates üstüne ince bonfile dilimleri, yanına da üstüne tereyağı dökülmüş yoğurt ve domates.
Benim aklıma nedense İstanbul’da pek çökertme yemek gelmiyor.
Ama Bodrum farklı. İnsan bir hafta üst üste deniz ürünleri ile ev yemekleri arasında mekik dokursa bazen canı değişik bir şey çekiyor.
Sağolsun Bülent Korman burayı tavsiye etti.
Lokantanın adı Sünger. Marinanın karşısında.
Daha çok insanlar pizza yemek için geliyor ama geniş bir mönüsü var. Güzel bir terası var lokantanın ama biz sokakta kurulan masalardan birine yerleştik.
İyi ki de gelmişiz. Buranın çökertmesi oldukça özel, çünkü patatesler çok ince dilimlenmiş, daha doğrusu rendelenmiş ve sipariş sonrası kızartılmış. Çıtır çıtır. Bizde genellikle 7’den 70’e herkes patates kızartma sevmesine rağmen doğru dürüst patates kızartma bulmak zor. Ciddi lokantalar bile bu konuda çuvallıyor. Bravo Sünger’e.
Bir de kullanılan bonfile biraz daha kaliteli olsa ve kanımca biraz daha kalın kesilip biraz daha az pişirilse ortaya bayağı özel bir yemek çıkacak.
Ama bu haliyle bile tavsiye ederim, değişik ve hesaplı bir yemek yemek isteyen Bodrum yolcularına.
Küçük ama mühim bir jesti de belirteyim. Sokağa en yakın masada idik ve karşımdaki bayan çantasını iskemlesinin sokağa yakın tarafına astı. Garsonun biri nazikçe çantasının yerini değiştirmesini tavsiye etti, ne olur ne olmaz diye.
Buna, sadece bir porsiyon yiyip bira içmemize rağmen çay ikramı da eklenince mutlu ayrılıyor insan bu mütevazı yerden.
Sünger: 0 252 394 34 01

Club Gümüşlük
Burası bence Gümüşlük’ün en şahsiyetli yerlerinden biri. Haşmet’in Yeri olarak bilinirdi.
İki kişilik odaları var, bungalov usulü. Odalar ciddi rötuş ve elektrik sistemlerinin yenilenmesine muhtaç. Klima da yatağın tam karşısında olduğundan, ülkemizin birçok otel ve pansiyonunda olduğu gibi adamı uyurken hasta etmek için birebir. Nasıl ağzına şarap koymayan aşçılar şarap soslu yemekler hazırlar, kebap ustası balık pişirirse, ülkemizde kendisi klimanın ne olduğunu bilmeyen usta klima kurar ve kimse onu denetlemez ise böyle oluyor işte.
Bütün bunlara karşılık Club Gümüşlük’ün barı bence dünyanın en natürel ve konum açısından en özel barlarından biri. Asırlık meşe ağacı bara çok güzel entegre edilmiş. Karşınızda Tavşan Adası. Burada güneşin batışını seyretmek insanda çok özel duyguları depreştiriyor.
Ne yazık ki eskiden olduğu gibi usta barmenler yok artık barda. İyi niyetli gençler rakı, bira ve cin tonik veriyorlar ama değişik kokteyller hazırlamayı bilen yok. Taze nane olmadığı için güzel bir yaz kokteyli olan ‘mojito’ bile hazırlanamıyor.

Taş fırında nefis pideler
Buna karşılık müşteri kitlesi değişmemiş. Yani yıllardır gelen sıra dışı aydın-entel insanlar buraya hâlâ sadık. Kimseyi rahatsız etmeden sabah üçe kadar güzel muhabbetler yapılıyor barda.
Club Gümüşlük mutfağında gerçek bir de taş fırın var. Odun ateşinde enfes pideler hazırlıyorlar. İnce açılmış, ortası yumuşak kalmış ve kenarı iyi kızarmış pideler. Ben hem kıymalısını beğendim, hem de ıspanak ve lor peynirlisini.
Buna karşılık ‘fener kavurma’ ilk yarıya iyi başlamasına rağmen ikinci yarıda gerçekten kavruldu. Biliyorsunuz bazen bu yemek altında ispirto yanan özel bir kapta gelir. Amaç yemeğin sıcak kalması ve azar azar pişmeye devam etmesi. Burada ispirtoyu fazla kaçırmışlar. Kapağını da unutmuşlar. Tabağımıza hemen aldığımız fener parçaları, domates, mantar ve sarımsak kurtuldu. Geri kalanlar yandı, bitti, kül oldu. Belki mevsim sonu olduğu için çalışanlar biraz yorgun ve bezgin idi. Umarım gerekli rötuşlar yapılır ve Club Gümüşlük eski formuna kavuşur.
Club Gümüşlük: 0252 394 3401

Siesta
Club Gümüşlük’ün tam karşısında ve denize sıfır konumdaki bu balıkçı benim en sevdiğim balık lokantalarından. Daha önce de bahsetmiştim buradan.
Nedeni basit. Eskiden Gümüşlük’te her yerde taze yerel balık bulunurdu. Artık öyle değil. Çiftlik ve ithal balıklar çoğunlukta. Taze balık bulmak zor.
Siesta’da her zaman taze balık buluyorum. Mezelerini de özen göstererek hazırlıyorlar. Ayrıca hesap gelince Gümüşlük’teki bazı sosyetik yerlerde olduğu gibi kalbiniz hızlı hızlı atmaya başlamıyor.
Favaları güzel ve taze, kabak çiçeği dolmaları her zaman iyi, arpacık soğanından plakileri tam rakılık.
Kalamarları yerli, arada sırada taze karides bulunuyor ve fener kavurmaları olması gereken gibi.
Son gittiğimde bir kiloluk bir sinariti her tarafı eşit pişmiş ve içi sulu kalmış şekilde ızgara etmişlerdi kömür ızgarada.
Servis ve ortam da sıcak olunca burada geçirilen akşamların tadına doyum olmuyor.