Bazen hayatta çok özlemini duyduğunuz ve sonra da unutup bilinçaltında bir yerlere postaladığınız arzularınız vardır. Öyle değil mi?
Benim de gençlik yıllarımdaki özlemlerimden biri hep bir sevgili tarafından, onun seçtiği salaş ama balığı taze bir lokantaya davet edilmek ve ağırlanmaktı. “Vah zavallı, ne büyük dertleri varmış” diye alay etmeyin. Bizim kuşak erkekleri hep kızları memnun etmek, onların sadece dediklerini değil, demeyip düşündüklerini bile daha leb demeden kavrayıp yerine getirmek için dünyaya gelmiş yaratıklardı. Bu çabamızda da genellikle başarısız olurduk ve ne kadar “duygusuz ve bencil” olduğumuz devamlı yüzümüze vurulurdu. Her türlü inisiyatifin bizden gelmesi beklenir ve sonra da yanlış yaptığımız için eleştirilirdik.
Ya şimdi öyle mi? Artık bayanlar da her konuda inisiyatif sahibiler.
Genç kuşak erkekler bizden daha şanslı
Ara sıra genç hanımlardan mesaj alıyorum. Sürpriz ya da kutlama için erkek arkadaş veya kocalarını bir yere götürmek istiyorlar ve bana danışarak beni onurlandırıyorlar.
Yakın zamanda aldığım bir mesajda da benim de kısa bir süre hocalık yaptığım nezih bir üniversitede okuyan bir bayan bana fiyatları uçuk olmayan ama balığı taze bir yer tavsiye etmemi istediğini çünkü erkek arkadaşını doğum gününde özel bir yere götürmek istediğini yazdı. Dedim ya bizden daha şanslı genç kuşağın erkekleri!
Ama asıl şanslı olan bizleriz. Çünkü daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi öyle bir gençlik yetişiyor ki bizim kuşağa nazaran çok daha seçici, parasının karşılığını almak isteyen, yapıcı eleştiriyi bilen bir kuşak bu. Magazin haberleri hep biraz uçmuş ve şımarık, o bar benim, bu bar senin, şu “in” öteki “out” dolaşan, tuzu kuru ve parasının nereden geldiği belli olmayan ama topu topu 2000 kişilik bir yirmilerinde kuşağın haberleri ile dolu.
Bizde de fiyat-kalite dengesi kurulacak
Öte yandan aklı başında ve bilinçli, öğrenme açlığı içinde olan genç kesim belki iki yüz bin. Bu kesim para kazanmaya başladıkça, özellikle lüks lokantalarda haklarını aramaya, önlerine gelen hesabı ciddi şekilde inceleyip sorgulamaya başlayacaklar. Er veya geç bizde de, Batı’da olduğu gibi yeme-içme alanında fiyat-kalite dengesi kurulacak.
Maalesef günümüzde, özellikle de balık lokantaları arasında henüz bu denge kurulmuş değil.
Ama istisnalar var. Baltalimanı’ndaki Blue Angel (Mavi Melek) gibi.
Bakınız yukarıda bahsettiğim genç okuyucuyum nasıl değerlendiriyor burayı:
“...Deniz kenarı güzel bir yerde oturduk. İçli balık köfte, kalamar tava, lakerda ve karides güveç yedik. Mezelere çok takıldığımız için balığa yer kalmadı. Beyaz şarap içtik. Nevşah getirdiler. Güzeldi... Ama mezeler gerçekten çok güzeldi. Tatlı olarak irmik tatlısı geldi üzerinde dondurma olan. Açıkçası tek eksi puanım burada. Çok beğenmedim irmiği. Tereyağı tadı biraz baskındı. Yemedim bu yüzden... Bunun dışında ambiyans, servis, ve garsonların ilgisi başarılıydı. Mutfağın açık olması ve temizliği artı puan...”
Böyle bir mesaj aldıktan sonra sizin de Baltalimanı’na doğru bir uzanmamanız mümkün mü?
Ayrıca yediğiniz soğuk ve sıcaklardan çoğunun standardın bir-iki gömlek üstünde olduğunu fark etmemeniz de mümkün değil. Dolaptan çıkmamış, oda sıcaklığında bir patlıcan salata. Oldukça iyi bir lakerda. Taptaze ve sosu iyi ayarlanmış bir Ege otu, cibez. Diri ve her şeyi, yani elma sirkesi, zeytinyağı, hardalı, soğanı, mayonezi, kıvamında bir marine levrek.
Basit olanı hakkıyla hazırlamak risklidir
Sıcaklar daha da ilginç. Özellikle içli balık köfte. Korktuğunuz gibi balık lezzeti güme gitmemiş. Dış kabuk incecik. İçinde levrek, dereotu ve yeşil soğan var. İştah açıcı. Sosunda da taze ve eski kaşar, safran ve tereyağı var.
Keza acılı levrek kavurma da iyi. Ben fener kavurmayı tercih ederim ama bol sarımsak ve ince doğranmış biberli ve güveçte pişen acılı levrek kavurma da rakı için ideal.
Belki en lezzetlisi “böcek”. Öyle önceden marine edilip vakumda saklanan cinsten değil. Yarı canlı geliyor önünüze böcekler, seçiyorsunuz. Son derece kıvamında ızgara yapıyorlar. Haşlamaya göre daha zor ve kanımca daha lezzetli ızgara böcek. Yanında da bol sarımsaklı tereyağı. Belki son derece klasik ve basit bir hazırlanış şekli ama bazen basit olanı hakkıyla başarmak karmaşık olanı gerçekleştirmekten daha risklidir çünkü bir hata varsa gizleyemezsiniz. Bunda hata yok.
Böcek tartarken şişmanlamamış!
Son olarak bölüştüğünüz ızgara ve tava kalkan dilimleri biraz küçük bir kalkandan kesilmiş olsa bile belli bir düzeyin tutturulduğunu görerek seviniyorsunuz.
Ah bir de önünüze gelen salata, önceden değil de, sipariş sonrası taze hazırlanmış olsa. Ya da rakınız (Kara Efe) soğuk ve buz gibi suyla gelse de buza ihtiyacınız olmasa.
Ama servis güler yüzlü ve dikkatli, hesap makul ve dürüst (böceği tartarken birdenbire şişmanlamamış), niyet de iyi olunca bu kusurlar kadı kızında da bulunur diyorsunuz.
Değerlendirme: * * * *