Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

Şimdilerde dünyada bira-yemek uyumu da moda olmaya başladı. Şarap gibi. Ben de internet sitemin okuyucuları arasından seçilen beş isim ve pek çok güzel biranın ithalatçısı Teoman Hünal Bey’le bir tadım gerçekleştirdim. Sonuçlar aşağıda


“Şimdiden geçmiş olsun o zaman!” Bana hem acıyan hem de iyi şanslar dileyen dayım. Kapıdan çıkmak üzereyken ağzından bu sözler dökülüyor. Hayır, gol
yollarındaki kısırlığımız
yüzünden beni fıtık edecek bir GS maçına gitmiyorum. Düzenlediğim bir bira paneline
gidiyorum.

Haberin Devamı

BiR BiRA PANELi
Teoman Hünal sağ olsun
Dayım bira sevmez. Daha doğrusu çarşıda pazarda kolay bulunan bizim biraları sevmez. Bu biraların lezzetlerini neye benzettiğiniyse yazıya dökemem. “Yok yok” diyorum, “Çok iyi biralar içeceğiz. Şarap dünyasındaki kalite farklarına yakın farklar var biralar arasında. Şimdi dünyada bira-yemek uyumu da moda olmaya başladı. Devamlı yeni ve artisanal (zanaatçı işi, özel yapım) biralar ortaya çıkıyor. Sen de denesen fikrini değiştirirsin.”
Sağ olsun Teoman Hünal bu güzel biraların bazılarını ithal ediyor. Kendisine rica ediyorum, kırmıyor. Panele başkanlık ediyor. Kör tadım yapıyoruz, yani kimse ne içtiğini bilmiyor, bilmeden not veriyor. Yedi katılımcı var panelde. Teoman Bey hariç diğerleri internet sitemin okuyucuları. Katılımcılar şunlar: Yücel Şeker, Gökmen Ersoy, Oğuz Sandık, Ömür Hakyemez, Alper Öztoprak. Başkanın da herkes gibi bir oyu var. Öte yandan başkan kuralları çiziyor, not sistemini, nelere göre not verileceğini ve değişik öğelerin ne gibi ağırlığa sahip olacağını panel başında açıklıyor. Teoman Bey köpük, koku ve tat konusunda ve bunların göreceli ağırlıklarıyla ilgili olarak açıklamalar yapıyor. 12 bira tadacağız. Aralarında lager, ale ve de
weissbier denilen buğday biraları da var. Elbette ki hepsinin rengi farklı. Bu yüzden, şaraptan farklı olarak, renk değerlendirmeye katılmıyor. Bütün bunların ötesinde başkanın kişiliği panele damgasını vuruyor. Teoman Bey esprili, rahat, hoşgörülü bir insan. Bu özellikleri panele yansıyor ve çok zevkli anlar yaşanıyor.

Haberin Devamı

Bazı biralar da bayağı güzel hani!
1-5 arası değerlendirme yapıyoruz. Yarım not da var. İçtiğimiz biralar arasında altı lager, dört ale, iki weissbier var.
Bunların hepsi Türkiye’de bulunan biralar. Aşağı yukarı
45 dakika hiç konuşmadan tadım yapıyoruz. Notlar açıklandığında şaşırtıcı olan farklılıklardan çok benzerlikler.
Düşük puan ve yüksek puan verilen biralar hemen hemen aynı. Benim ilk fark ettiğim su. Ale tipi biralar lagerlere tercih ediliyor. Yani lezzet farkını yaratan öğelerden biri fermantasyon. Sıcak fermantasyon (ale) sonucu daha meyvemsi, tatlımsı, gövdeli biralar elde ediliyor. Soğuk fermantasyon daha klasik (lager).
Dünyanın en iyi biralarında (Belçika trappist biralar) hep özel ve doğal maya kullanılıyor. Bazı biralarda fermantasyonu hızlandırmak ve maliyeti düşürmek için pirinç ve glukoz var. Örneğin Efes. Almanya’da geçerli kanunlara göre, biralarda pirinç ve glukoz kullanımı yasak.
Acaba dayım panelde ilk dörde giren biraları içse fikrini değiştirir mi? Cevabını almak için onu Asmalimescit’teki North Shields’e gelmeye ikna etmek gerekecek!



PANEL SONUÇLARI

1. Schneider Aventinus: 4.8 (Hafif muz kokulu. Ben 5 verdim)
2. Leffe Brun: 4.3
3. Leffe Blonde: 4.2
4. Schneider
Weisse: 4.1
5. Aecht Shlenkerkerla Rauchbier: 4 (İsli bira. Bende Mikla’nIn isli kuzu sırtıyla muhteşem olur)
6. Brooklyn Lager: 3.9 (Bana göre içtiğimiz Lagerlerin en iyisi. Izgara biftekle nefis gider)
7. Gusta: 3.6
8. Budweiser
(Çek): 3.4
9. Oettinger: 2.8
10/11 Tuborg: 2.4
10/11 Efes Pilsen: 2.4
12. Sol: 2.2