Batı’da lüks lokantalar, kentlerin her tarafına dağılmıştır. Bizdeyse belli noktalarda yoğunlaşmışlar
İstanbul’un tipik bir azgelişmiş, üçüncü dünya ülkesi metropolü olduğunun bir göstergesi de sosyetik lokantaların izolasyonu. Lüks AVM’lerde pahalı lokantaların açılması da bir üçüncü dünya olgusu. Özellikle de Zorlu Center kalburüstü lokantaların açılmasıyla İstinye Parkı sollamış.
Orta Doğu’dan müşteriMichelin iki yildizli Michael White ve Eataly’deki Michelin üç yıldızlı İtalyan şef Massimo Botturi’den sonra, Madridli iki yıldızlı İspanyol şef Sergio Arola da İstanbul macerasına Zorlu Center’da başladı.
İlginç olan bu lokantaların müşterilerinin kimler olacağı. Varlıklı insanların yurt dışına çıkma şansı var ve oralarda aynı brand’ler, ucuz ve seçenek çok. Bence müşterilerin önemli kesimi Orta Doğu ülkelerinden. Fiyatlar belki çok yüksek ama saydam. Girmeden fiyatları inceleyebiliyorsunuz. Bir Boğaz balıkçısında ne yediğinizi ve neyin kaç porsiyon geldiğini fark etmeden, aynı parayı ödemeniz olası.
İddialı ve iyi düşünülmüş menülerLüks lokantaların dışında ‘gastropub’ diye adlandırılabilecek, bildik yemeklerin yeneceği ve Batı’da ‘comfort food’ denen, aşırı rafine
olmadan keyif veren ve klasik pub mutfağına göre iddiali 1 - 2 lokanta var Zorlu Center’da; Cantinery ve Tom’s Kitchen. Ülkemizde böyle bir kategori yok. Fast food, esnaf lokantası ve üst düzey esnaf lokantalarıvar. Ama içkisiz.
Londra’da City’de çalışan dört genç ‘pot roast’ yerken artizanal bir Porter bira içmesi normal. Bizde, aynı tip insanlar öğle yemeğini nerde, ne yer?
Tom’s Kitchen, İngiliz modeline göre kurulmuş ve bunu İstanbul için, riskli bir yatırım ve kazanç olarak görüyorum.
Cantinery farklı. Lucca’dan tanıdığınız Cem Mirap, iş zekası en üst düzeyde, sektörü iyi tanıyan, kime nasıl hitap edeceğini bilen biri. Yemek yemeyi seviyor ve yurt dışında iyi lezzetlerin peşinde. İnanın, çok az lokantacımız bu özelliklere sahip.
Ortaya eklektik ama iyi düşünülmüş bir menü çıkmış. Ucuz değil ama bahsettiğim lokantalardan ucuz.
Lokantadaki duyarlılığı taktir ettim
Batı’daki gastropub’lar artık wagyu, kaz ciğerli gibi ‘özel burger’lar sunuyor. İyi bir hamburger’in yerini tutmuyor. Cantinery’se Mini Istakoz Burger’i 25 TL’ye sunuyor. İçinde bütün ıstakoz parçaları var ve sulu kalmışsa çok iyi. Seveni de duydum, ‘kötü’ diyeni de. Rahatlıkla tavsiye edemiyorum.
Diğer öğünlerse tavsiyemdir. Üçü hafif ve öğlen için ideal. Bergama Keçi Tulum ve Hardallı Akça Armut. 16 TL. Başarılı bir Karides Carpaccio 35 TL. Çok iyi İncirli Semizotu Salata 28 TL. Malzemeler, ot ve sebze konusunda lokantanın duyarlılığını takdir ettim.
“Doyurucu yemek istiyoruz” derseniz; Kabak çiçekli pizzanın bildiğiniz pizzayla ilgisi yok. 30 TL. Lezzetli Ördekli Ravioli, 40 TL.
Buranın bir diğer artısı da şaraplarda seçenek olması. Fiyatlar da 16 - 25 TL. Sakızlı cheesecake de çok iyi. Fiyatı 18 TL.
DEĞERLENDİRME: *****